Neden Antik Heykellerin Burunları Yok?
  • Facebook
  • Twitter
  • 21 Ekim 2020
  • 0
  • 194
  • 1 Yıldız2 Yıldız3 Yıldız4 Yıldız5 Yıldız
    1 Kişi oy verdi
    Ortalama puan: 5,00.
    Bu yazıya oy vermek ister misiniz?
    Loading...
  • +
  • -
Abone Ol 

Neden Antik Heykellerin Burunları Yok?

Daha önce bir müzeyi ziyaret ettiyseniz, şu anda Münih Glyptothek Müzesi’nde yer alan Yunan şair Sappho’nun burnu eksik mermer başı gibi antik heykeller görmüşsünüzdür. Parçalanmış veya eksik bir burun, tüm kültürlerden ve antik tarihin tüm zaman dönemlerinden kalan antik heykellerin ortak bir özelliği. Yani, belirli bir kültür veya dönemin heykelleriyle sınırlı değil. Öyle ki, Mısır’daki […]

Daha önce bir müzeyi ziyaret ettiyseniz, şu anda Münih Glyptothek Müzesi’nde yer alan Yunan şair Sappho’nun burnu eksik mermer başı gibi antik heykeller görmüşsünüzdür.

Parçalanmış veya eksik bir burun, tüm kültürlerden ve antik tarihin tüm zaman dönemlerinden kalan antik heykellerin ortak bir özelliği. Yani, belirli bir kültür veya dönemin heykelleriyle sınırlı değil. Öyle ki, Mısır’daki Gize Platosu’ndaki devasa piramitler ile yan yana yer alan Büyük Sfenks’in burnu da ünlüdür.

Bu heykellerden birini gördüyseniz muhtemelen, “Burnuna ne oldu?” diye merak ettiniz.

Bazı insanlar, bu heykellerin çoğunluğundaki burunların birisi tarafından kasıtlı olarak çıkarıldığı yönünde yanlış bir izlenime kapılabiliyor.

Birkaç antik heykelin insanlar tarafından farklı zamanlarda farklı nedenlerle kasten bozulduğu doğru. Buna Yunan tanrıça Afrodit’in Atina Agorası’nda bulunan, birinci yüzyıldan kalma bir mermer başını örnek verebiliriz. Bu özel mermer başın bir noktada Hıristiyanlar tarafından kasıtlı olarak tahrip edildiğini söyleyebiliriz, çünkü tanrıçanın alnına ayrıca bir haç da çizmişlerdir.

Bununla birlikte, bu mermer kafanın bilerek tahrip edilmesi, tüm burnu eksik antik heykeller için geçerli bir durum değil, istisnai bir durum. Aslında bu heykellerin çoğunun eksik burnunun nedeninin insanlarla hiçbir ilgisi yok. Tamamen heykelin zaman içinde maruz kaldığı doğal yıpranma ile ilgili.

Antik heykeller binlerce yıl yaşında ve hepsi zamanla önemli ölçüde doğal aşınmaya maruz kalır. Bugün müzelerde gördüğümüz heykeller neredeyse her zaman aşınıyor, yıpranıyor ve zamana ve başka faktörlere maruz kaldığında hasar görüyor. Burun, kol, kafa gibi dışarı taşan heykel bölümleri neredeyse her zaman kırılan ilk parçalar. Bacaklar ve gövde gibi daha güvenli bir şekilde tutturulmuş diğer parçaların genellikle sağlam kalması daha olası.

Renkleri çıplak gözle görülemeyen heykeller için bile, arkeologlar özel teknikler kullanarak ultraviyole ışık altında pigment izlerini tespit edebilirler. Euripides’in Helen oyunundaki gibi, antik Yunan edebiyatında boyalı heykellere düzinelerce kez referans verilmiş:

“Hayatım ve servetim bir hiç,

Biraz Hera, biraz da güzelliğim sebebi.

Daha çirkin olsam keşke güzelliğimden sıyrılıp

Bir heykelin rengini silip atar gibi”

Mentalfloss

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM