Sosyal İkilem
Abone Ol 

Sosyal İkilem

Bu hafta daha önce yapmadığım bir şey yaparak Netflix de izlediğim bir belgeselin bana katkılarından bahsedeceğim. Siz de izlerseniz bana kattıklarını özümseyeceksiniz veya Netflix üyeliğiniz yoksa da “Sosyal İkilem “ hakkında bilgi sahibi olacaksınız .   Malum  büyükten küçüğe hepimizin bir sosyal medya hesabı var . Buraya kadar her şey normal . Ancak bu uygulamaları hayatımızın parçası haline getirdik çoğumuz. İsteyerek mi yaptık ? Tabi ki hayır […]

Bu hafta daha önce yapmadığım bir şey yaparak Netflix de izlediğim bir belgeselin bana katkılarından bahsedeceğim. Siz de izlerseniz bana kattıklarını özümseyeceksiniz veya Netflix üyeliğiniz yoksa da “Sosyal İkilem “ hakkında bilgi sahibi olacaksınız .  

Malum  büyükten küçüğe hepimizin bir sosyal medya hesabı var . Buraya kadar her şey normal . Ancak bu uygulamaları hayatımızın parçası haline getirdik çoğumuz. İsteyerek mi yaptık ? Tabi ki hayır pek çok manipülasyon teknikleri ile bu uygulamalara bağımlı halde geldik . 

Sosyal İkilem The Social Dilemma 

 

Orijinal adıyla “ The Sociel Dilemma “ , belgeseli bizleri tamda bu işin mutfağından insanlarla yüzleştiriyor . Bir sürü ismin anlatımıyla ilerleyen belgesel , aslında film tadında.  

Facebook , Twitter, Snapchat, İnstagram benim aklıma ilk gelen sosyal mecralar. Arama motoru olarak kullandığımız Google her şeyin başladığı yer diyebiliriz aslında . İstediğimiz her bilgiye bir tıkla ulaşmamızı sağlayan sayfalar karıştırarak bulabileceğimiz kullanımı kolay bir içerik sağlayıcı . Hepimize olmuştur benim ne istediğimi nereden de biliyor dediğimiz. Gerçi artık normalleşti şaşırmıyoruz bile özellikle önümüze her uygulamada gelen reklamlara . Bizi bizden iyi tanıyorlar .

Bizi bizden iyi nasıl tanırlar ?  

Hangi içeriğe ne kadar bakıyoruz . Önümüze gelen içeriklere vücudumuz ne tür reaksiyonlar veriyor ( ön kameraların asıl işlevi. ) . Arama motorunda ne aratıyoruz. Youtube da hangi videolara tıklıyoruz. Yaşadığımız şehir ,yaşımız , sevgilimiz, en yakın arkadaşımız her şeyimiz hakkında veri toplanmasının bir açıklaması var muhakkak . Kendimden pay biçerek anlatayım bundan bir dört beş yıl öncesine kadar sosyal medya hesaplarına cep numaramı vermeye korkardım. Ya da gerek görmezdim diyelim. Şimdi hesabımız ele geçirilir korkusuyla ve hesaplarımızı kişiselleştirmek adına  hiç düşünmeden yazıyoruz en özel bilgilerimizi. Bunun gibi pek çok şey normalleşti. Bizlerde sorgulamaz olduk.  

Sosyal Medyayı bedava sanıyoruz

Sosyal medyaya ödeme yapmadığımız için bedava yararlandığımızı düşünüyoruz . Kim kime karşılık beklemeden bir hizmet verir diye  düşündüğünüzde bana hak vereceksiniz. Nasıl müşteri konumundayız bundan bahsedeyim . Biz bu içeriklere erişmek için  aylık bir ödemede bulunmasak da . Bu sağlayıcıların bir reklam geliri var. En basiti Instagram hesaplarımızdan  evde ürettiğimiz ürünlerimizi satmak için  cüzi bile olsa satıcılardan  bir reklam verilmesi isteniyor. Bu düzene ayak uydurmadığımız müddetçe de ürünlerimiz haber kaynağına düşmüyor veya kendi müşteri kitlesine ulaşmıyor.

İnflencerlar  

Bir diğer basit örnekte influencerlar . Instagramın ivme kazanmasıyla beraber  mantar gibi türeyen Influencerlık adıyla bir meslek türü ortaya çıktı. Her gün rutin hale getirdiğimiz takip ettiğimiz bu insanları evimizin bir parçası gibi de benimser olduk. Özellikle genç kitleye hitap ediyorlar. Çoğumuzu alışveriş yapmaya , bir şeyler almaya sevk edebilecek etkileyicilikteler . Ona yakıştıysa bana da yakışır düşüncesi ile hiçbir indirim gününü kaçırmıyoruz. Öyleyse sorarım size hani bedavaydı.  

En iyi ikna aracı  

Haber kaynağımıza gelen bilgilere o kadar inanıyoruz . Tüm manipülasyonlara da açık hale geliyoruz. Hep gözümüz gelen bildirimlerde, her an telefonu ele almaya hazır bekliyoruz . Fotoğraflara arkadaş etiketleme özelliğinin bile bilinçli bir özellik geliştirilmesinin amacı bile bildirimler aracılığı ile bizleri bağımlı kılmak.  

İstediğimiz kadar bilinçli kullanıyorum , faydalı içeriklere tıklıyorum diyelim . Yine de onların görmek istedikleri içeriklerde vakit harcadığımızı unutmayın. Özellikle de ortaokul çağında bir çocuğun elinde telefon ve sosyal mecra kullanıcı olarak hangi bilinçte olabileceğini anımsayın .  

Sonuç olarak gerçekler etkileyici aramızda bu bilinçte olan okuyuculara bir delil niteliğinde bir belgesel  “Sosyal İkilem “. Bu post sonrasında izlemenizi öneririm .  

Gözde ŞENGÖREN

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM