Her Yer Okul… Herkes Öğretmen…
  • Facebook
  • Twitter
  • 24 Kasım 2020
  • 0
  • 215
  • 1 Yıldız2 Yıldız3 Yıldız4 Yıldız5 Yıldız
    1 Kişi oy verdi
    Ortalama puan: 5,00.
    Bu yazıya oy vermek ister misiniz?
    Loading...
  • +
  • -
Abone Ol 

Her Yer Okul… Herkes Öğretmen…

Sözlüklerde; “bireylere hayatta gerekli olan bilgi ve kabiliyetlerin sistematik bir şekilde verilmesi” olarak tanımlanan eğitim, eski Türkçede ‘terbiye etmek’ ve ‘beslemek’ anlamına gelen ‘igit’ kelimesinden türemiştir. Her ne kadar bazı dilbilimciler kelimenin bugünkü ‘eğmek’ fiilinin kökü ‘eg’ kelimesinden geldiğini iddia etseler de ağırlıklı görüş ‘igit’ üzerinedir. Kelimenin kökü bizi pek ilgilendirmiyor. Ama kavram olarak anlamını […]

Sözlüklerde; “bireylere hayatta gerekli olan bilgi ve kabiliyetlerin sistematik bir şekilde verilmesi” olarak tanımlanan eğitim, eski Türkçede ‘terbiye etmek’ ve ‘beslemek’ anlamına gelen ‘igit’ kelimesinden türemiştir. Her ne kadar bazı dilbilimciler kelimenin bugünkü ‘eğmek’ fiilinin kökü ‘eg’ kelimesinden geldiğini iddia etseler de ağırlıklı görüş ‘igit’ üzerinedir.

Kelimenin kökü bizi pek ilgilendirmiyor. Ama kavram olarak anlamını bir kere daha yazalım.
Bireylere hayatta gerekli olan bilgi ve kabiliyetlerin sistematik bir şekilde verilmesi…

Tanımdan anlaşılacağı gibi eğitimin amacı; bireyin daha iyi bir hayat yaşamasıdır.

Çocuk sahibi bir insanın en değerli varlığı çocuğu ya da çocuklarıdır.

Bu durum her anne babayı çocuklarına güzel bir gelecek hazırlamak için seferber eder. Bu uğurda neredeyse hiçbir fedakarlıktan kaçınmazlar.

Çocuklar aynı zamanda bir toplumun da geleceğidir.

Bu nedenle de bütün toplumlar çocukların üzerine titrer ve onların iyi yetişmesi için her imkanı kullanırlar. Nitekim Birleşmiş Millet tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde çocuk hakları sözleşmesi benimsenmiş ve 193 ülke bu sözleşmeye imza atmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti de sözleşmenin ‘üç maddesini Anayasa ve Lozan Antlaşması hükümlerine ve ruhuna uygun olarak yorumlama hakkını saklı tutarak’ 14 Ekim 1990’da imzaladı.

Dört gün önce bütün dünya ile birlikte ‘Dünya Çocuk Hakları’ gününü kutladık.

Bir çocuğun yaşama hakkından sonra en önemli hakkı eğitim hakkıdır.

Ve işte bugün de Öğretmenler Gününü kutluyoruz

20. yüzyılın son çeyreğine kadar insanlar, ilkokul, ortaokul, lise ya da üniversitede bir şeyler öğrenir, sonra da ömrü boyu o öğrendikleriyle hayatlarını idame ettirirlerdi. Ancak teknolojinin giderek artan bir hızla gelişmesi, öğrenmeyi sonlandırarak yaşamayı imkansız hale getirdi.
Bu imkansızlığın ve ihtiyacın ardından ortaya çıkan ‘hayat boyu öğrenme’ kavramı, günümüz eğitim anlayışının temeli haline geldi.
Öğrenmeyi ve eğitimi, hayat boyu devam eden bir süreç olarak kabul ettiğimizde; ‘okul’ denen yapının da bu sürecin sadece bir parçası olduğunu görmemiz gerekiyor. Üstelik hızla, en önemli parça olmaktan da çıkıyor.

Bu süreçte insan, her yerde, her şeyi kullanarak ve herkesten bir şeyler öğreniyor.

Yani her yer okul, her şey bir eğitim aracı ve herkes bir öğretmendir…
Hatta öğretmenin tanımını ‘size bir şey öğreten’ olarak yaparsanız; her şey sizin öğretmeninizdir.

Zira bazen; yağmurun yağmasından, topraktan çıkan domatesten, bal yapan bir arıdan ve aylak aylak dolaşan bir sokak kedisinden de bir şeyler öğrenirsiniz.
Ve tabii bu açıdan baktığınızda; siz de başkaları için bir öğretmensiniz.

Küçük kardeşinizin öğretmeni, arkadaşlarınızın öğretmeni, çocuklarınızın öğretmeni ve hayatınıza girecek yüzlerce kişinin öğretmeni…

Öğretmenlik, belki de bu yüzden tarih boyunca her toplumda diğer mesleklerden farklı bir yere konmuştur. Çünkü öğretmene gösterdiğiniz saygı, aslında kendinize gösterdiğiniz saygıdır.

Bugün Öğretmenler Günü…

Öğretmenliğin bu farklı konumu nedeniyle hemen hemen her ülkede ‘öğretmenler günü’ adı altında kutlanan özel bir gün vardır.

Birçok batı ülkesinde UNESCO’nun tavsiyesiyle 5 Ekim’de kutlanan öğretmenler günü, başka bazı ülkelerde de farklı tarihlerde kutlanır.

Örneğin;

Çek Cumhuriyeti ve Slovakya’da, evrensel eğitimin ilk savunucularından olan Jan Amos Comenius’un doğum günü olan 28 Mart’ta,

İran’da Murtaza Mutahhari’nin öldürüldüğü gün olan 2 Mayıs’ta,

Hindistan’da Öğretmen kökenli eski Devlet Başkanlarından Dr. Sarvepalli Radhakrishnan‘ın doğum günü olan 5 Eylül’de,

Peru’da ilk öğretmen okulunun kuruluş tarihi olan 6 Temmuz’da,

Malezya’da 16 Mayıs’ta, 12 Arap ülkesinde de 28 Şubat’ta öğretmenler günü kutlanır.

Birçok ülkede farklı tarihlerde kutlanan öğretmenler günü bizde de Mustafa Kemal’in 1928 yılında Millet mektepleri Başöğretmenliğini kabul ettiği 24 Kasım tarihinde kutlanır.

Guru Govind doou khare kake lagon paai? Balihari guru aap ki Govind deeo batai

Eski bir Hint şiiri…

Hintçe bilmem, eski Hint kültürünü de pek bilmem. Şiiri Wikipedi’den arakladım.

Tercümesi şu:

İlk selamımı kime vermem gerektiği konusunda içinden çıkılmaz bir durum içindeyim: Öğretmen mi yoksa Tanrı mı? Beni Tanrı’yı bilmem konusunda eğitecek kişi olan öğretmeni seçmeliyim.”

Hindistan’a kadar gitmeye gerek yok tabii…

Her ne kadar kesin olarak bilinmese de Hz. Ali’nin söylediğine inanılan ve öz olarak da Hz Ali’ye çok yakışan “Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum” sözünü hepimiz biliriz.

Ya da Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed’in Bedir savaşının ardından 10 Müslüman’a okuma yazma öğreten esirleri serbest bıraktığını… ( O devirde köleliğin hala devam ettiğini düşünürseniz serbest kalmanın anlamı daha net ortaya çıkacaktır.)

Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk de 14 Ekim 1925 tarihinde İzmir Erkek Öğretmen Okulu’nda; “Milletleri kurtaran yalnız ve ancak öğretmenlerdir” demiştir.

Öğretmenlik mesleği, tarih boyunca bütün kültürlerde kutsanmış ve diğer mesleklerden ayrı bir yere konmuştur.

Bugün birçok devlet büyüğünden öğretmenliğin ne kadar önemli ve kutsal bir meslek olduğunu bol bol duyacaksınız. Yine birçok öğretmen sendikasından öğretmenlerin sorunlarıyla ilgili nutuklar dinleyeceksiniz. Pandemi nedeniyle eğitime ara verilmeseydi okullarda öğrenciler sıkıcı törenlerde hamasi şiirler ve yazılarla öğretmenler gününü kutlayacaktı. Bazı işgüzar veliler öğretmenlere değerli hediyeler verirken, öğrenciler bir buket çiçekle öğretmenlerinin yüzlerini güldürmeye çalışacaktı.

Ama yarından itibaren yine herkesin ağzından aynı şeylerin çıkacağını hepimiz biliyoruz. ‘Öğretmenlik kolay meslek canım… Üç ay tatili var.

Gelin bu öğretmenler gününde başta öğrenciler olmak üzere herkese farklı bir şey söyleyelim.

Yağmur, rüzgar, güneş, yıldızlar size çok şey öğretir. Çevre sizin öğretmeninizdir. Çevreye saygı gösterin.

Kedi köpek, börtü böcek size çok şey öğretir. Hayvanlar sizin öğretmeninizdir. Hayvanlara saygı gösterin.

Aileniz akrabalarınız, kardeşiniz arkadaşlarınız size çok şey öğretir. Bütün insanlar sizin öğretmeninizdir. İnsanlara saygı gösterin.

Her şeyden önemlisi her şeyi öğrenmek önce sizin elinizde. Yani siz kendi kendinizin öğretmenisiniz. Kendinize saygı gösterin.

Sonra….
Sonra öğretmenlere saygı kendiliğinden gelecektir zaten…

Başta öğretmenler olmak üzere eğitim camiasının bütün paydaşlarının öğretmenler günü kutlu olsun… 

Ahmet KESKİN

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM