Kim Bilir?
Abone Ol 

Kim Bilir?

 Olduğun yerde misin? Sürüklendiğin yerde mi ? Sınanıyor musun? Yoksa her şeyin yoluna girdiğine mi inanıyorsun? ‘ Öylesi bir eş değerinin dahi düşünülmediği uhuvvetimin, kendi bünyemdeki değer eşiğimin en üst uzuv notası halinde olup, sıradanlaşmak nedendi? Çözmek için kendimde hatasını ararken bir ilahilikle küçük bir çembere alınarak kesitler halinde seyre daldığım anda, ehl-i boşlukların arasında […]

 Olduğun yerde misin? Sürüklendiğin yerde mi ?

Sınanıyor musun? Yoksa her şeyin yoluna girdiğine mi inanıyorsun?

Öylesi bir eş değerinin dahi düşünülmediği uhuvvetimin, kendi bünyemdeki değer eşiğimin en üst uzuv notası halinde olup, sıradanlaşmak nedendi? Çözmek için kendimde hatasını ararken bir ilahilikle küçük bir çembere alınarak kesitler halinde seyre daldığım anda, ehl-i boşlukların arasında sıradanlaşmasını izliyordum…  

Habil & Kabil uhuvvetine dönülmüş olma dünyasında, hiç yere değerimizi sıradanlaştırmak niyetimizi çabaya kadar ulaştırmış olma vaziyetinde uhuv sandığım

Kendimizi görmekten aciz bir yaşam sürmeye başlamışsak eğer, sıradanlaşma etkisi ruhumuza sızarak bizi ele geçirmiştir. Oysaki hata bize mahsus, önem sevgi eşiğimizin ne denli büyük olduğu değil midir?  Bize uzatılan bir tebessüme yüz çevirmek olmamalı olgunluk serüvenimde… Her davet icabet hatrında kendi bünyemde. Hayatın debelendikçe en değerlileri alması halinden bir hayli yorgun düşmüş benliğimle biraz daha sakin ve ruhuma sağırlaşmadan deniyorum yaşamı her katresiyle…

  Benliğimde yerini oluşturmuş kimseler bedenen yok olsalar da hala bir yanımda bende. Bazen hatalar yapmasını önlemek ve gözden düşmek için çabalasalar da kirpiklerimden tutup katrelerle gözden uzak en derin uzuvlarıma salıyorum. 

İzin veriyorum ona ve siliniyorum . 

Bazı kimselerin hata yapmasını görmektense , kendilerini görmemeyi seçiyor o anki doğrularınız. 

    Esasında her madde kendi kütlesi ağırlığındadır ya , kişi benlikleri de mutasyonla evrilmeli. Evrilmek canlılık ve özgünlük getirmez mi ? Düşünceler değişir evvela, bugün A görünen ilk harfimiz yarın öğrendiklerimizin şeklindeliğiyle Z oluverir. 

Esas mesele A denileni de barındırmak bünyende. Her çağında, yeniyle gelenle eski hafızanda yitiyorsa , özbenliğin gelmiyordur seninle… 

 Demem o ki naçizane:

‘ Ziynet değerini gördüğün anları, yenilenen ruhuna eş, olgunluk keseni dolgunluk bünyende tutarak ilerlemeli. Ne A yı unutmalı , ne Z ye sırt dönmeli. Bir arada tutabilmeyi öğrenmek meselesi en külfetlisi. 

Meziyet; tebessümü eksik etmek olsaydı, en hükümdar olan ‘güçle’ sınanmazdı. Belki de iyi dediğimiz her şey esasında sınav halidir. Kim bilir? ‘

ZG. / Kim Bilir?

Sosyal Medyada Paylaşın:
Sonraki Yazı

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM