Umudumuzu Yitirmeyelim
  • Facebook
  • Twitter
  • 20 Ağustos 2020
  • 0
  • 179
  • 1 Yıldız2 Yıldız3 Yıldız4 Yıldız5 Yıldız
    2 Kişi oy verdi
    Ortalama puan: 5,00.
    Bu yazıya oy vermek ister misiniz?
    Loading...
  • +
  • -
Abone Ol 

Umudumuzu Yitirmeyelim

Umudumuzu Yitirmeyelim, Ümitsizliğe Düşmeyelim diyor Emre Dorman kitabında. Çok severek okuduğum bölümlerden bir tanesi. Bunu sizinle paylaşmak istiyorum. Umutsuz insan, tükenmiş insandır. Kendi elimizle kendimizi tüketmeyelim. Bu kadar engin rahmet sahibi bir Rabbimiz varken “Nasıl olsa artık affedilmem. Affedilmem mümkün değil” demeyelim. Geçmişte yaşadığımız hayattan ve hatalarımızdan pişmanlık duysak da artık affedilmemizinmümkün olmadığını düşünmeyelim. Bunu […]

Umudumuzu Yitirmeyelim, Ümitsizliğe Düşmeyelim diyor Emre Dorman kitabında. Çok severek okuduğum bölümlerden bir tanesi. Bunu sizinle paylaşmak istiyorum.

Umutsuz insan, tükenmiş insandır. Kendi elimizle kendimizi tüketmeyelim. Bu kadar engin rahmet sahibi bir Rabbimiz varken “Nasıl olsa artık affedilmem. Affedilmem mümkün değil” demeyelim. Geçmişte yaşadığımız hayattan ve hatalarımızdan pişmanlık duysak da artık affedilmemizin
mümkün olmadığını düşünmeyelim. Bunu düşünerek “Nasıl olsa ahiretimizi kaybettik bari bu dünyamızı yaşayalım” deme hatasına düşmeyelim.

Umudumuzu Yitirmeyelim

Biz ne yapıp edip hatalarımızı tekrar etsek de üzerimize vazife olan kulluk görevlerimizi yerine getirebildiğimiz oranda gerçekleştirmeye ve bu sayede
Allah ile olan bağımızı sağlam tutmaya çalışmalıyız. Aksi halde Allah’tan uzaklaştığımız oranda daha fazla gömülürüz hatalara. İnsanın nefsi ile yüzleşerek hatalarını kabul etmesi de bir erdemdir. Bu erdeme sahip olmak insanı kendine getirir. Çünkü geçmişteki hatalarını kabullenmek herkesin
harcı değildir.

Bazen insanın en fazla zoruna giden şey, ardında bıraktığı yıllarını boş yere yaşadığı gerçeği ile yüzleşmesidir. Oysa hesap günü geri dönüşü mümkün olmayan yüzleşme ve pişmanlıktansa, hemen şimdi pişman olup gerçeklerle yüzleşmemiz ve nefsimizin bu tuzağına düşmeden temiz bir kalp ile Allah’a yönelmemiz gerekir. Yeter ki biz kendimizi kandırmadan hatalarımızdan vazgeçmek, kendimize yeni bir sayfa
açmak ve temiz bir kalp ile Allah’a yönelmek isteyelim.
Bizim için af ve tövbe kapısı sonuna kadar açık kalacaktır: “Rabb’iniz nefsinizde (içinizde) olanı en iyi bilendir.

Eğer siz (erdemli kişilerden olup) iyiye yönelirseniz O, (hatada ısrar etmeyip) yanlıştan dönenleri bağışlar.”

(İsra Suresi 25)

İnsanın Rabb’inden ümidini kesmesi en çok İblis’i sevindirir. Çünkü İblis, umudunu kesen, ümitsiz olan demektir. İnsanların da kendisi gibi umutsuz olmalarını istemektedir. Allah’a gerçek anlamda teslim olan ve O’na güvenen kullar için umutsuzluk ve ümitsizlik yoktur. Ne kadar günah
işlemiş olursa olsun, gerçekten pişmanlık duyan her kul, Rabb’ini rahmet ve merhamet sahibi bulacaktır:

“Ey nefisleri aleyhine sınırı aşan/aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Allah, günahları tümden affeder. Çünkü O, çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır.” (Zümer Suresi 53)

Allah’ın rahmet ve merhametinden ümit kesmememiz gerekir. Çünkü Allah’ın rahmetinden ancak gerçeği inkâr eden ve günahlarında ısrarcı olan inkârcılar ümit keserler:

“Allah’ın rahmetinden umut kesmeyin! Şu bir gerçek ki, Allah’ın kuşatıcı ve kurtarıcı rahmetinden yalnızca gerçeği inkâr eden (günahkârlar) umut keser.”

(Yusuf Suresi 87)

Nefs

Allah bize karşı öyle rahmet ve merhamet sahibidir ki nefsimizin ve şeytanın vesveselerinden bizi muhafaza etmek için kalbimizi kuşatmış ve bizi nefsimizle baş başa bırakmamıştır. Ayetin ifadesiyle Allah bizi bize hayat verecek olan şeye çağırmış ve nefsimiz bu çağrıya uymaktan bizi alıkoymasın diye bizimle kalbimiz arasına girmiştir:

“Ey iman edenler, size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Resul’ünün çağrısına uyun. Bilin ki muhakkak Allah, kişi ile kalbi arasına girer ve sonunda siz gerçekten O’nun katında bir araya getirileceksiniz.”

(Enfal Suresi 24)

Çok sevip saygı duyduğumuz birinin yanında hareketlerimize çok dikkat eder ve hataya düşmek istemeyiz. Allah hem en çok sevilip sayılmayı hak eden hem de bize herkesten daha yakın olandır. Allah her an bizimleyken biz nasıl olur da hareketlerimize dikkat etmeden yaşayabiliriz? Allah,
nefsine zulmetmekten uzak durmak ve erdemli yaşamak isteyen kullarının en yakın destekçisidir. Yeter ki biz nefsimizin kötü eğilimlerine karşı sorumluluk bilinci ve duyarlılığıyla hareket ederek Allah’a yakın olmak ve irademizi Allah’ın rızasından yana kullanmak isteyelim.

Allah bizi affetmek istediği için, rahmeti ile kalbimizi kuşatıp desteklemiş ve kendimiz ile kalbimiz arasına rahmet tuğlaları dizmiştir. Biz iyi ve doğru olana yönelmek istedikçe kötü ve çirkin olan duygular, rahmet duvarını aşamazlar. Biz o rahmet duvarında delikler açmadıkça kötü ve çirkin
duygular kalbimize sızacak yer bulamazlar. Kendimiz ile kalbimiz arasındaki rahmet duvarını Allah örer, biz çözeriz.

Kendi çözdüğümüzü kendi elimizle örmedikçe, Allah da örmemiz
için destek olmaz bize. Allah bize rahmeti ve sevgisi ile muamele etmek ve bizi affetmek istemektedir. Yeter ki biz, kendimizi kandırmayı bırakarak Allah’tan hiçbir şeyi gizleyemeyeceğimizi bilelim, rahmetinden ümidimizi kesmeyelim ve tüm benliğimizle kendimizi, kalbimizin gerçek sahibine yönlendirelim. Biz kalbimizi Rabbi’mize döndürmesek de kalbimiz kendini
Rabb’ine döndürecektir, son nefesimizi verdiğimizde.

Ey nefsim!
Unutma ki sen Allah’tan ümit kesmedikçe Allah da senden ümit kesmez. Ümit kesme. Pişmanlık ile tövbe et ve yaklaş. Kimse kendisine yaklaşana Allah kadar rahmet saçmaz.

Kaynak: Emre Dorman / Kendini Kınayan Nefis

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM