Uyarımızdan Hiç Çıkmadı…
  • Facebook
  • Twitter
  • 2 Haziran 2020
  • 1
  • 231
  • 1 Yıldız2 Yıldız3 Yıldız4 Yıldız5 Yıldız
    2 Kişi oy verdi
    Ortalama puan: 5,00.
    Bu yazıya oy vermek ister misiniz?
    Loading...
  • +
  • -
Abone Ol 

Uyarımızdan Hiç Çıkmadı…

“Bir vapur geçer Varna önünden, Uy Karadeniz’in gümüş telleri… Bir vapur geçer Boğaz’a doğru, Nazım usulcacık okşar vapuru, Yanar elleri…” Sürgünde, memlekete giden bir vapuru görüp okşamak ve memleket sevdasından ellerin yanması… Vatan hasreti bundan daha iyi nasıl anlatılabilir ki! İşte şairler bu yüzden değerlidir. Bir 3 Haziran daha geldi. Türk şiirinin en büyük ustalarından […]

“Bir vapur geçer Varna önünden,

Uy Karadeniz’in gümüş telleri…

Bir vapur geçer Boğaz’a doğru,

Nazım usulcacık okşar vapuru,

Yanar elleri…”

Sürgünde, memlekete giden bir vapuru görüp okşamak ve memleket sevdasından ellerin yanması…

Vatan hasreti bundan daha iyi nasıl anlatılabilir ki!

İşte şairler bu yüzden değerlidir.

Bir 3 Haziran daha geldi.

Türk şiirinin en büyük ustalarından biri olan Nazım Hikmet’in kalp krizinden öldüğü günün üstünden 57 yıl geçti.

1963’te, Moskova’da, sürgünde, 61 yaşında…

Binlerce şiir, onlarca oyun yazmış, şiirleri elliden fazla dile çevrilmiş, bir çok ödül almış ve bütün dünyada ‘Türk Şair’ olarak tanınan Nazım Hikmet…

Şiirlerini yasakladığımız, düşündükleri ve yazdıkları yüzünden 11 kez yargıladığımız, 12 yıl hapse tıktığımız,  Türk vatandaşı olmasına bile tahammül edemediğimiz Nazım Hikmet…

Kimimizin çok sevdiği, kimimizin nefret ettiği, kimimizin sevmesine bile izin verilmediği Nazım Hikmet…

Vel hasıl etmediğimiz eziyetin kalmadığı Nazım Hikmet

Oysa O sadece vatanı bazılarından daha farklı sevmişti. Belki onlardan çok daha fazla hatta

Ona bütün bu acıları yaşatanların hiçbiri yok şimdi…

Ama Nazım hala yaşıyor.

Kendileri gibi düşünmeyen herkesi ‘vatan haini’ zannedenler unutulup gitmişken, Nazım, Gülhane Parkında yüz bin elle İstanbul’a dokunmaya, yüz bin gözle İstanbul’u seyretmeye devam ediyor. Yaşasaydı muhtemelen ‘vatan hainliğine’ de devam edecekti.

Şiirden, yazıdan, düşünceden korkanlar ne zaman anlayacaklar bu gerçeği merak ediyorum.

Şiir bu toprakların mayasında var. Yunus Emre’ler Pir Sultan’lar, Şeyh Bedrettin’ler, Fuzuli’ler, Nedim’ler, Yahya Kemal’ler, Orhan Veli’ler, Attila İlhan’lar, Aşık Veysel’ler Aşık Mahsuni’ler bizim birer parçamız. Tepelerde bazıları ne kadar uğraşırsa uğraşsın bu gerçeği değiştiremeyecek.

Ölümünün 57. Yıldönümünde Büyük ‘Türk’ şairi Nazım Hikmet’i bir kere daha saygıyla anıyorum. Siz de vatan haini ilan ettikleri Nazım Hikmet’in vasiyetine bir bakın da vatan hainliği nasıl olurmuş öğrenin…

“Yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü, 
Ölürsem kurtuluştan önce yani, 
Alıp götürün 
Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni.

Hasan beyin vurdurduğu 
Irgat Osman yatsın bir yanımda 
Ve çavdarın dibinde toprağa çocuklayıp 
Kırkı çıkmadan ölen şehit Ayşe öbür yanımda.

Traktörlerle türküler geçsin altbaşından mezarlığın, 
Seher aydınlığında taze insan, yanık benzin kokusu, 
Tarlalar orta malı, kanallarda su, 
Ne kuraklık, ne candarma korkusu.

Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani, 
– Öyle gibi de görünüyor – 
Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni 
Ve de uyarına gelirse, 
Tepemde bir de çınar olursa 
Taş maş da istemez hani… “

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

1 Yorum

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM