El Öpenleriniz Çok Olsun
  • Facebook
  • Twitter
  • 23 Mayıs 2020
  • 2
  • 188
  • 1 Yıldız2 Yıldız3 Yıldız4 Yıldız5 Yıldız
    1 Kişi oy verdi
    Ortalama puan: 5,00.
    Bu yazıya oy vermek ister misiniz?
    Loading...
  • +
  • -
Abone Ol 

El Öpenleriniz Çok Olsun

Bu yıl bütün dünyayı sarsan pandemi nedeniyle ramazan bayramını evimizde kutlamak zorunda kalacağız. Hepimizin alıştığı klasik bayramların çok uzağında bir bayram geçireceğiz. Ancak yine de içimizdeki bayram coşkusunu kaybetmemek ve kendi ailemiz arasında da olsa bayram geleneğini yaşatmak amacıyla bir bayram yazısı yazmak istedim. Badram Eski Türkçede zenginlik, ululuk ve kutluluk bildiren, anlam olarak da […]

Bu yıl bütün dünyayı sarsan pandemi nedeniyle ramazan bayramını evimizde kutlamak zorunda kalacağız. Hepimizin alıştığı klasik bayramların çok uzağında bir bayram geçireceğiz. Ancak yine de içimizdeki bayram coşkusunu kaybetmemek ve kendi ailemiz arasında da olsa bayram geleneğini yaşatmak amacıyla bir bayram yazısı yazmak istedim.

Badram

Eski Türkçede zenginlik, ululuk ve kutluluk bildiren, anlam olarak da neşe, huzur, mutluluk ve sessizlik demek olan ‘badram’ kelimesi, bugünkü ‘bayram’ kelimesinin kökenidir.

İnsanoğlu tarih sahnesinde yer almaya başladığından beri çeşitli vesilelerle bayram kutlar. Bu bayramların bazıları dini kaynaklı bayramlardır, bazıları da mevsimsel olaylara dayalı ya da özel günlerin yıldönümlerinde yapılan kutlamalardır.

Kökeni ne olursa olsun bütün bayramlar, toplumsal kültürün önemli bir bileşenidir. İslam dini bu nedenle dinin temel kurallarına aykırı olmamak kaydıyla geleneksel bayramların kutlanmasına izin vermiş hatta toplumsal dayanışmayı arttırmak adına teşvik etmiştir.

Müslümanlar da Ramazan ayının sona ermesini ve hac ibadetinin yerine getirilişini bir çeşit kurtuluş günü olarak görerek bayram haline getirmiştir.

Bu noktada dini bayramların nasıl kutlanacağını, ağırlıklı olarak örfün belirlediğini vurgulamalıyız. Zira Ramazan Bayramının da Kurban Bayramının da Bayram namazı ve kurban bayramındaki kurban kesimi dışında dini bir ritüeli bulunmamaktadır.

Ancak bu durum bayramların önemini azaltmaz. Çünkü toplumsal dayanışma, dinin de üzerinde hassasiyetle durduğu bir konudur.

Bayramı vesile kılarak bir çocuğu sevindirmekten, bayramdan bayrama ziyaret edilen uzak ve yaşlı bir akrabanın gözündeki pırıltıya neden olmaktan, akrabalık bağlarını kuvvetlendirerek yardımlaşmayı arttırmaktan daha değerli çok az şey vardır. Sanırım karantina altında geçirilecek bu bayram en çok bu değeri bilen kişileri üzecektir.

Her ne kadar bu yıl ara verilecek olsa da son yıllarda Bayramlarda en klasik tartışma konusu tatile çıkanlar oluyor. Oturduğumuz yerden bayram tatilini turistik bölgelerde kutlayanlara laf söylemek işin kolay tarafı.
Yılın 360 günü gelenekleri küçümseyip, yaşaması için elini taşın altına koymayanların bayramlarda tatile çıkanlara kızması ahkâm kesmenin ötesinde bir anlam taşımamaktadır.

Unutmayalım ki; bugün bayramların önemini çocuklarımıza anlatamazsak, bu atmosferi onlarla birlikte yaşamazsak yaşlandığımızda elimizi öpecek bayram ziyaretçileri bulamayacağız.

Her bayramın en büyük şikayet konusu hepimizin defalarca duyduğu; “nerede o eski bayramlar” serzenişidir. Ben kişisel olarak bunu hiç söylemedim. Çünkü ben her bayramı çocukluğumda rahmetli babamdan gördüğüm, öğrendiğim şekliyle yaşadım.

O halde, gelin bu bayram olmasa da bundan sonraki bayramlarda;

Bir çorap bile olsa kendimize, ailemize, çocuğumuza imkanlarımız ölçüsünde yeni bir bayramlık kıyafet alalım. Zira bayramlık kıyafet geleneği bayramların en güzel taraflarından biridir.

Eğer bu yazıyı bir baba okuyorsa; Bayram sabahı küçük erkek çocuğumuzu alıp bayram namazına gidelim. Orta yaşın üzerindeki herkes için en güzel anılardan biridir babayla kılınan bayram namazları.

Çocuğumuzu komşulara el öpmeye bayramlaşmaya gönderelim. Komşuluk müessesesinin yok olmaması büyük ölçüde bu gelenek sayesindedir.

Bayram bahşişi için eve gelen davulcuya, temizlik işçisine, komşu çocuğuna burun kıvırmayalım. Dini bayramları diğer bütün özel günlerden ayıran en önemli özellik bayram bahşişidir.

Bayram ziyaretlerine mutlaka çocuklarımızla birlikte gidelim. Bayramları yaşatacak olan o çocuklardır.

Bir tutam baklavadan kimseye zarar gelmez. Bir gün de midemiz ağrıyıversin. Şeker hastası dahi olsak bir parça baklava yiyiverelim. Yoksa yakın zamanda kimse baklava yapmayacak ya da almayacak. Biz de o zaman ‘eskiden bayramlarda baklava ikram edilirdi’ diye şikayet edeceğiz.

Çocukluğumdaki bayramlardan aklımda kalan en güzel cümle elini öptüğüm yaşlıların ‘ el öpenlerin çok olsun ’ duasıdır.
Aynı dua ve temenni ile hepinizin Bayramı Mübarek olsun…

Ahmet KESKİN

Sosyal Medyada Paylaşın:
Önceki Yazı
Sonraki Yazı

BİRDE BUNLARA BAKIN

2 yorum

  1. Yüreğinize sağlık hocam. Biz küçükken sıraya girer annem ablam ben babamın elini öperdik. Ben elimi açar harçlık isterdim 🙂 şimdi burnumun direği sızlıyor ama aynı şekilde de mutluyum. Yarın kızıma hayranlıklarını giydireceğim sonda el öpme merasimi ile bayram anıları biriktireceğiz. Mutlu bayramlar. Hepimize

    • Mutlu Bayramlar Aynur Hocam… Yeni nesillere aktarabildiğimiz ölçdüde bayramlarımız yaşayacak.

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM