Cumhuriyet Dönemi Türk Romanı Genel Özellikleri Cumhuriyet Dönemi Türk romanına başlamadan önce Türk edebiyatında roman ve romanın gelişimine göz atalım. Roman Nedir? Romanın Gelişimi Roman, insanın başından geçmiş ya da geçebilecek, tasarlanmış olayları anlatan uzun, kurmaca metinlere denir. Roman, bir olay etrafında gelişir; ana olayı destekleyen ikinci dereceden olaylar yardımıyla ve kahramanların duygularının incelenmesiyle derinleşir. […]
Cumhuriyet Dönemi Türk romanına başlamadan önce Türk edebiyatında roman ve romanın gelişimine göz atalım.
Roman, insanın başından geçmiş ya da geçebilecek, tasarlanmış olayları anlatan uzun, kurmaca metinlere denir.
Roman, bir olay etrafında gelişir; ana olayı destekleyen ikinci dereceden olaylar yardımıyla ve kahramanların duygularının incelenmesiyle derinleşir. Roman bir olay, olayda yer alan şahıslar (kahramanlar), olay zamanı ve olayın geçtiği yer (mekân) olmak üzere dört temel unsur üzerine kurulur.
Edebiyatımızda divan edebiyatındaki Leyla ile Mecnun, Hüsrev ile Şirin, Yusuf ile Züleyha gibi mesneviler; halk edebiyatındaki Kerem ile Aslı, Tahir ile Zühre gibi hikâyeler, meddah hikâyeleri veya destanlar gibi olay çevresinde gelişen ve anlatma esasına dayalı ürünlerimiz varsa da Batılı anlamda roman 19. yüzyılda Tanzimat’la edebiyatımıza girmiştir.
Edebiyatımıza Fransızcadan tercümeyle giren romanın ilk örneği Yusuf Kamil Paşa’nın Fenelon’dan çevirdiği Telemak adlı eserdir.
Çevirilerden sonra ilk yerli romanımız Şemsettin Sami’nin yazdığı Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat’tır.
Namık Kemal’in İntibah’ı ve Ahmet Mithat Efendi’nin Felâtun Bey’le Râkım Efendi’si ise bu dönemde yazılan önemli romanlarımızdandır.
Tanzimat Edebiyatının II. Dönemi’nden itibaren Recaizade Mahmut Ekrem’in Araba Sevdası, Samipaşazade Sezai’nin Sergüzeşt romanı teknik yönden güçlü romanlar olarak karşımıza çıkar.
Tanzimat Dönemi’nin sonlarına doğru, daha gerçekçi konulara değinen, tekniği gelişmiş romanlar yazılmaya başlanır.
Servetifünun Dönemi’nden itibaren teknik yönden kusursuz, Batılı romanlarla boy ölçüşebilecek romanlar yazılmaya başlanmıştır. Halit Ziya Uşaklıgil bu dönemin en önemli romancısıdır.