1. Anasayfa
  2. Edebiyat Kafe

Lanetli Cumartesi

Lanetli Cumartesi
1

Kuran-ı Kerim ‘de geçen bu ” Lanetli Cumartesi ” nin Müslümanlarla bir ilgisi varmı?

Gelin birlikte inceleyelim…

Yahudilere yani İsrailoğulları’na ait olan bir hikayedir bu ve yüce kitabımız Kuran-ı Kerim’de de bir kıssa olarak anlatılmıştır. (Nisa-47 ve 154), (A’raf-163,164,165,166,167), (Nahl-124), (Bakara-65)

İsrailoğulları’nın yaşadıkları yer bugünkü Gazze sınırından Suriye’ye doğru giden Akdeniz sahil kıyısında bir köydür. 12000 nüfuslu bir köy Yahudi köyü. O dönemin peygamberinin Hz.Davud olduğu yüksek bir olasılıktır.

İsrailoğulları azgın bir millet olduğundan dünyalık işlere çok dalmışlardır. Dünyanın şehvetine ve şatafatına kendilerini çok kaptırmışlardır. Bütün hayatları kazanmak üzerine kuruludur ve kazanırken de başkalarını harcayarak kazanç sağlıyorlardır. Haram yoldan kazanmak helal yoldan kazanmaktan daha kolaydır onlar için.

Bunun üzerine Yüce Allah onları disipline etmek için peygamberleri tarafından bir vahiy bildirir ”Allah Cuma gününü mübarek gün olarak size tayin etti” fakat Yahudiler ”biz cumayı istemeyiz Cumartesi olsun” dediler. ”biz cumartesini dinlenme ve ibadet günü yapalım” dediler. Peygamberleri ne kadar çaba gösterse de, dil dökse de onları bu kararından çeviremez. Ancak Allah Peygambere vahiy etti ki ”bırak dedikleri gibi olsun”

Lanetli Cumartesi …

”Cumartesi günü hiç bir iş yapmayın, yalnızca ibadet yapın” dendi. Böylelikle Cumartesi günleri iş ve ticaret yasaklanmış, ibadet günü olarak belirlenmiştir.

Cumartesi’nin kendileri için dinlenme ve ibadet günü olduğunu ve Cuma gününün kabul edilmemesinin zaferini Allah’a karşı bir galibiyet kazandıklarını düşünürlerken, onlara karşı da bir imtihanın başlangıcı olduğunu bilmemektedirler.

Bundan böyle Cumartesi bizim kutsal günümüzdür dediler. (günümüzde de hala bu böyledir).
Bu böyle olunca Allah Peygamberine vahy etti ki ”madem bunlar Cumartesi kutsal günümüz dediler,
Cumartesi günü balık tutmak yasak ve haramdır”

Dinlerine bağlı olduklarından tamam diyerek kabul ettiler. Bunu da birbirlerine tebliğ ettiler. Cumartesi balık tutmak hem yasak hem haram.

Fakat durum hiçte umdukları gibi olmadı.

Yaşadıkları yer bir sahil köyü olduğundan balıkçılıkla geçimini sağlayan İsrailoğulları, haftanın altı günü suda hiç balık göremeyip Cumartesi olunca denizin balık kaynadığına şahit oldular. Ancak yasak olduğundan o gün kimse avlanamıyordu. Balıklara dokunamıyorlardı bile. Haftalarca bu aynı şekilde sürdü. Allah tarafından Cumartesi günleri balık kaynayan sularda, haftanın diğer günleri balıklar suyun dibine çekiliyordu. Artık açlık başlamak üzereydi.

Bir gün Yahudilerin biri bir kurnazlık yaptı ve Cuma günü sahil kenarlarına küçük küçük havuzlar kazdı. Gece denizde oluşan medcezir olayı ile balıkların bir kısmı su çekilince havuzlarda kaldı ve Cumartesi günü geçip Pazar olduğunda sabah gidip balıkların hepsini topladı. (bu olay Cuma gününden denize ağ bırakıp Pazar günü olunca ağa takılan balıkları topladıkları yönünden de bilinmektedir) Böylelikle kendi akıllarınca Cumartesi avlanmayarak Allah‘ın yasağını çiğnememiş oluyorlardı. Hatta Allah’ı kandırdıklarını düşünüyorlardı.

Yasağı delen İsrailoğullarına (Bakara-65) ayet indi. (Şüphesiz siz, içinizden Cumartesi yasağını çiğneyenleri bilirsiniz. Biz onlara, ”aşağılık maymunlar olun” demiştik”

Bu ayete göre iki anlam vardır;
1* Ahlak ve karakter olarak, zihniyet olarak maymuna dönüşmeleri. Maymunlar iştahlı, saldırgan, başkasını elindekini çalan, durağan olmayan, kaypak bir insanı karakterize eden canlılar.
2* Sima ve mesh olarak yani sureten maymuna dönüştükleri ve üç gün bu şekilde yaşadıktan sonra öldükleri. Yolundadır.

Müslümanlıkla bir ilgisi olmayan bu konu İsrailoğullarıyla ilgili bir hadise olup Kuran-ı Kerim’de kıssa olarak anlatılmıştır.

Tolga ÖZŞAHİN / youtube videoları için tıklayınız

Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım

Her insanın hayatı kendine göre zordur. Bizler için zorluk yaratılışla başlar, yaratılmaktaki gayeyle başlar. Çoğumuz farkında değil ama hepimiz şu dünyada bir sınav içindeyiz, önümüzde cevaplanması gereken sorular var. Fakat, herkesin sorusu ve vereceği cevaplar farklı. Sen bu dünyaya neden geldin? Var oluşunu unutma.. ! Yaratan için insanı yaratmak çok kolay ama bizler için insan olmak zor. Tüm bunları bünyesinde barındırıp hayatına empoze etmeye çalışan biri olarak; Hayat benim için çabalamak, kendi çabana hizmet ederek karşılığını alabilmek demektir. Tıpkı Hz.Mevlâna 'nın dediği gibi "Ulaşamayacağı bile bile neden O' nu arıyorsun? Derler. Bende derim ki; öleceğimi bile bile neden yaşıyorsam o yüzden."

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

Yorumlar (1)

  1. Ahh bu bilgi muhteşem Tolga Bey.Kaleminize sağlık.Annemle birlikte okuduk ve bilgilendik.Rabbim hayretimizi arttırsın.

Bir cevap yazın