İzole Hayat Bahanesiyle Sigarayı Bırakmak Bu yazımı okurken bir sigara yakabilir ya da sigarayı bıraktığınıza sevinebilirsiniz. Hiç başlamayanlar adına ise çok mutluyum. Sizlere tebrikler! Şimdi gelelim konumuza. Sigarayı yeni bıraktım. Yaklaşık 1.5 ay kadar oldu. Yani evde izole olduğum zaman zarfınca hiç içmedim. Sigarayı bırakmak bedenimde ve ruhumda birçok değişiklik yarattı. Sizinle sigarayı bırakma deneyimimi […]
İzole Hayat Bahanesiyle Sigarayı Bırakmak
Bu yazımı okurken bir sigara yakabilir ya da sigarayı bıraktığınıza sevinebilirsiniz. Hiç başlamayanlar adına ise çok mutluyum. Sizlere tebrikler! Şimdi gelelim konumuza. Sigarayı yeni bıraktım. Yaklaşık 1.5 ay kadar oldu. Yani evde izole olduğum zaman zarfınca hiç içmedim. Sigarayı bırakmak bedenimde ve ruhumda birçok değişiklik yarattı. Sizinle sigarayı bırakma deneyimimi paylaşacağım. Ama ilk önce sigaranın tarihçesine bir göz atalım…
Sigara, 18.yy’da Amerika Kıtası’ndan, Avrupa’ya İspanyol denizciler tarafından getirilmiş. İlk yıllarda tütün yaprağına sarılmış sonra da ince kağıda sarılarak içilmeye başlanmış. Ayrıca İngilizler, Kırım Savaşı esnasında Osmanlı askerlerinin sigara içtiğini görmüş ve tarih sahnesinde ilk kez sigara ile bu şekilde tanışmış. I. ve II. Dünya savaşı esnasında, Avrupa ve Amerika’da sigara, askerlere genel ihtiyaç olarak dağıtılmış. 1965 yılına kadar sigara içme eğilimi artmış ama zamanla zararları hakkında bilinçlenme artarak tüketim azalmış. Fakat hala gelişmiş ülkelerde sigara tüketimi artmakta.
Tarihçesini öğrendikten sonra sigara hakkında birkaç şeyden daha bahsedelim: Aslında bakıldığında sigara içme potansiyeli psikiyatrik bir hastalık. Çocukluğumuzdan beri sigara içenleri görüyoruz ve sigara hakkında olumlu ya da olumsuz birçok bilgi biz istemeden bilinçaltımıza kayıt ediliyor. Yani bu hastalık bize hem görerek hem duyarak nesilden nesile bulaştırılıyor. Sanki tüm dünya bu konuda anlaşmış ve evrensel bir beyin yıkama makinası yaratmış gibi bir izlenim var gözümde. Aslında anlaşan tüm dünya değil de sigara firmaları tabii ki. Kısacası; biz çocukluğumuzdan beri büyüklerimizin sigara içtiklerini görüyoruz. Bu yetmiyor, çizgi film ve dizilerde de sigara içilen sahnelere şahit oluyoruz. Beynimiz bunu yıllarca keyif verici bir eylem olduğunu düşünmeye itiliyor. Kimimiz ergenlik ya da yetişkinlik de bu psikiyatrik hastalığa yenik düşüp sigara içiyor, kimimiz de bu hastalığa yakalanmayıp hiç kullanmamış oluyor. Tamamen bizim şartlandığımız koşul ve çevre faktörlerine bağlı bir durum.
Günlük hayatımızı değerlendirdiğimizde sigara bağımlılığının büyük ölçüde psikolojik olduğunu görürüz. Bunu bir örnekle açıklamak isterim. Uçaktasınız ve 12 saatlik bir yolculuğunuz var. Bu 12 saat boyunca sigara içemeyeceksiniz ve bunu biliyorsunuz. Bu 12 saatlik süre zarfında ise hiçbir şekilde fiziksel bir sorun ile karşılaşmazsınız. Çünkü kendinizi seyahat boyunca sigara içmemeye şartlandırmışsınızdır. Fakat yolculuk bittiğinde uçaktan iner inmez sigara yakmak istersiniz. Eğer o süreçte de sigara içmeniz için önünüze bir engel çıkarsa 12 saat boyunca yaşamadığınız tüm fiziksel sorunları yaşamaya başlarsınız. Gerginlik, sinirlilik, baş ağrısı, aşırı sigara içme isteği ve kafayı toplayamama gibi fiziksel sorunlarınız baş gösterir. Çünkü artık uçaktan indiniz ve 12 saatlik şartlanma süreci bitti. İşte büyük oranda psikolojik olduğunu görüyorsunuz.
Ben kendimde de bazı psikolojik yönlerini keşfettim. Kısaca bahsedeyim. Annem ve babam sigara bağımlısı değiller ve ikisi de hiç kullanmamışlar. Bu yüzden çocukluğumda pasif içici olmadım. Ama çevresel faktörler etrafımda geliştiğinde, 16-17 yaş aralığımda lise dönemindeyken arkadaşlarımın çok keyifle sigara içtiklerini fark ettim. Gerçekten sigarayı içme şekillerinden tutun, sigarayı yakışları ve sigara paketini cebinde saklayışları bile beni çok etkiliyordu. Bir süre sonra bende kendimi sigara içerken buldum. Günde en az yarım paket sigara içer hale geldim. Bu süreç 4 yıl devam etti. Ama şunu fark ettim. Sigarayı bırakmada sigara içilen ortam ve sigara içilmeyen ortamın çok büyük bir etkisi olduğunu. Öğrenci evinde arkadaşlarımda sigara içiyordu.
Sürekli sigara kokusu burnuma gelince içme isteği tüm benliğimi sarıyordu. Ama ara tatiller de eve geldiğimde evde sigara içilen bir ortam olmadığından sigara içme isteğim neredeyse hiç olmuyordu. Tekrar öğrenci evine geri döndüğümde ise sigara içme isteği yeniden başlıyor ve paket almaya devam ediyordum. Bu şekilde devam ederken bu sefer işler değişti ve aile evinde izole olmak zorunda kaldım. Eve geleli 45 gün oldu ve 45 gündür sigara içme isteğim hiç olmadı ve sanırım sigarayı bıraktım. Hatta kahve ve çay içtiğimde bile sigara içmek aklıma gelmemeye başladı. Diğer arkadaşlarıma sorduğumda ise onlar hala sigara içmeye devam ettiklerini söylediler. Çünkü ailede ki bireylerde sigara bağımlısı ve evde sigara içildiğinden arkadaşlarım hala sigara kullanıyor ve sigarayı bırakmakta zorlanıyor.
Yani işin özü, aile bağımlıysa sigarayı bırakmak daha zor ama aile bağımlı değilse sigarayı bırakmak daha kolay oluyor. Tabii bu benim genellemem. Farklı bir kişi, farklı bir durumla da karşılaşabilir. Bir de kendimde olumlu fiziksel değişimler olduğunu gördüm. Artık annemin güzel yemeklerinin tadını 10 kat daha iyi alıyorum. Daha rahat nefes alıyor ve cildimin daha parlak olduğunu görebiliyorum. Umarım bir daha sigaraya başlamam. Kendim için ve siz değerli dostlarım içinde sigarasız bol sağlıklı yıllar diliyorum. Sizi seviyorum. Sevgiyle kalın…
KAYNAKÇA: https://tr.wikipedia.org/wiki/Sigara
Bahar Aksuy