Hepimizin Beyaz Diş adlı kitabıyla tanıdığı yazar Jack London ’ın hayatına daha yakından tanıklık edelim. Jack London 12 Ocak 1876’da San Francisco’da dünyaya gelmiştir. Annesi müzik öğretmeni, babası ise astrologdur. Fakat doğduğu zaman bakımını üstlenmesi için eski bir köleye verilmiş, daha sonra aynı yılda annesinin evlenmesi ile üvey babasının soyadını almıştır. Jack London küçük yaşlardan […]
Hepimizin Beyaz Diş adlı kitabıyla tanıdığı yazar Jack London ’ın hayatına daha yakından tanıklık edelim.
12 Ocak 1876’da San Francisco’da dünyaya gelmiştir. Annesi müzik öğretmeni, babası ise astrologdur. Fakat doğduğu zaman bakımını üstlenmesi için eski bir köleye verilmiş, daha sonra aynı yılda annesinin evlenmesi ile üvey babasının soyadını almıştır.
Jack London küçük yaşlardan itibaren kitaplara ilgi duymaya başladığı için zamanının çoğunu kütüphanelerde geçirmektedir. Fakat maddi sıkıntılardan dolayı eğitimine devam edemeyen Jack London küçük yaşlarda çeşitli meslek gruplarında çalışmak zorunda kalmıştır.
İlerleyen yıllarda eğitimine devam edebilmek için liseye ve üniversiteye kayıt olan J. London yine maddi sıkıntılar yüzünden üniversite eğitimini yarım bırakmak zorunda kalmıştır. 1897 yılında altın avına çıkan J. London hikayelerinin ilham kaynağı olacak serüvene atılmıştır. Fakat öykülerini bu süreçte yazsa da sağlık sebeplerinden dolayı pek çok zorluk çekmiştir. Yine de Ateş Yakmak adlı kitabı yazabilmiştir.
Yazdıkları ilk olarak dergilerde yer alan Jack London ardından yayınlanan hikayelerini Kurdun Oğlu adlı kitapta yeniden derlemiştir.
Hayatının büyük çoğunluğunu aldığı çiftlikte geçiren Jack London 40 yaşında hayata veda etmiştir. Çiftlik şu an Milli Park içinde koruma altındadır.
Martin Eden ( Kitap yorumu için tıklayınız)
“Yüz kilometre bisiklet mi sürecen?”
“Mecburen.”
“Ne var orada, kız mı?”
“Yok, kütüphaneden bazı kitapları değiştirmem lazım.”
“Okuduğu birçok kitap huzursuzluğunu arttırmaktan başka bir işe yaramadı. Her kitabın her sayfası bilgi ülkesine bir gözetleme deliğiydi.”
“Mektup okuyan arkadaşına bakarken masanın üstündeki kitapları gördü. Açlıktan ölen bir adamın gözleri, yiyecek gördüğünde nasıl arzuyla dolarsa, öyle bir arzu belirdi gözlerinde.”
“Gözlerini kapayıp aklına on bin kitabın görüntüsünü getirdi. Bütün güç kitaplardaydı.”
Bir Kuzey Macerası
“Sessizce oturmuş, bana bu kadar yabancı oluşuna şaşıyordum.”
Demir Ökçe
“Yeni şeyler öğrendikçe, okumayı gerekli gördüğüm kitapların listesi kabarıyordu.”
Beyaz Diş
“Bütün istediği şey azıcık sevgi.”
“Mutlu olduğunun farkına varamayacak kadar meşgul ve mutluydu. Yaşadığı bu yepyeni tür heyecan ve sevinç daha önce yaşadıklarından çok daha güçlüydü.”
İşte beklediğim yazar postu . Her kitabının hayatında izler taşıdığını düşünüyorum. Dolayısıyla kitaplarını okudukça kendisine hayranlığım ve merakım artıyor . Sevgiler ….
Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederiz. Biz de en kısa zamanda yazarın okumadığımız kitaplarını okuyacağız.
iz bırakan yazarlardan biri bende. oldukça güzel bir anlatımı var gerçekten de..
Kesinlikle katılıyoruz güzel yorumunuza.
Çok özel bir yazar bence,pes etmeyen yasama bağlı bir yapısı olması ilgimi çekiyor..
Ben de su sıralar Martin Eden ‘i okuyorum:)
Kesinlikle. Keyifli okumalar biz henüz Martin Eden kitabını okuyamadık.
Oğlum birkaç kitabını okudu ama ben henüz okuyamadım.
İnşallah en kısa zamanda okursunuz. Beyaz Diş kitabı gerçekten çok güzeldi.