“MARTİN EDEN “ – JACK LONDON KİTAP YORUMU

Bu hafta beni en çok etkileyen kitaplardan olan Martin Eden ile sizlerleyim. Bu kitabı okuyalı baya bir zaman geçti . Ancak o zaman burada  yazmıyordum . Kitaplığımda gözüme çarpınca da herkese hitap edecek bir kitap olduğu için sizlerle paylaşmak istedim. Martin Eden’den ziyade yazarı Jack London’ın hayatının da çarpıcı olduğunu düşünüyorum  ( henüz kendisi ile ilgili bir araştırma yapmadım . )  

Amerikan edebiyatında  kabul gören yazarımız , Jack London kalemiyle tanıştığım ilk eser Uçurum İnsanları ile oldu . Ancak bu yazarı merak edenler okumak için ilk “Uçurum İnsanları “ ile değil de Martin Eden ile olmasını öneririm . Zira Martin Eden’dan sonra bu adam ne yazsa okurum kıvamına geliyorsunuz ? .  

Martin Eden’in biçimsel özellikleri  

Sayfa Sayısı: 520 
Baskı Yılı: 2016 
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları Çevirmen : Levent Cinemre  

Martin Eden Konusu  

Kitabın adından da anlaşılacağı üzere ana karakter Martin Eden . Bu gencin Yazar olma macerasını okurken; aynı zamanda sosyal sınıf, bireycilik, sosyalizm gibi konuların da sık sık işlendiğini göreceksiniz. Kitabın konusu da Martin Eden’in hayatı olsa da ilk sayfalarının bir kadına aşık olmasıyla başlaması bir aşk romanı olarak düşündürmesin. Martin Eden bir azmin , sabrın , kendine olan inancın ve başarının romanıdır.  

Martin o an, Ruth tarafından şekillendirilmek için ölüp biten bir hamur; Ruth da onu ideal erkek formuna büründürmek için aynı hevesle yanıp tutuşan bir kadındı sanki. 

Tam olarak türü aşk olarak düşünülmesin desem de yukardaki alıntı Martin’in dönüm noktası olmuştur. Çünkü aşık olduğu  Ruth’un  , farklı bir sosyal sınıftan olması Martin’i kendini geliştirmeye yöneltmiştir.  Martin, Ruth ile tanıştığında değil okuma yazma konuşması dahi  doğru düzgün değildi  . Ruth’un da yardımları ile ders çalışarak belli bir eğitim seviyesine gelmiştir. İşte buradan sonrası Ruth’un sevgisi ve takdirini kazanmanın  yanında, Martin çok daha fazlasını istemiştir ve ne pahasına olursa olsun da o hayalinden asla vazgeçmemiştir. Sizde içinizdeki Martin Eden’ı çıkartmak istiyorsanız bu kitap iyi bir motivasyon olacaktır. 

Martin Eden’in dili de herkes tarafından anlaşılacak türde ve akıcı.  İlk birkaç sayfa durağan gitse de  sonrasında kitabı üç günde bitirdiğimi anımsıyorum. Hepinize keyifli okumalar , kitaplığınızda da bulunmasını önerim . Hatta güzel bir hediye bile olabilecektir .  

Martin Eden’dan alıntılar ile size veda ediyorum

• Gözlerini kapayıp aklına on bin kitabın görüntüsünü getirdi. Bütün güç kitaplardaydı.
• Bitmez tükenmez şikayeti sadece zaman, zaman, zamandı!
• “Bir kadının yüzüne bakıp sarhoş olacağımı hiç sanmazdım.”
• Hayatı boyunca sevgiye aç yaşamıştı. Tabiatı itibariyle sevgi için can atıyordu. Bu, varoluşunun çok güçlü bir talebiydi.
• “Merhamet; elinde kalan son ekmeği yanındaki sokak köpeğiyle paylaşmak değildir. Merhamet; köpek kadar açken elinde kalan son ekmeği yanındaki sokak köpeğiyle paylaşmaktır.”
• Kitaplar, beynini aşındıran arzular zerk ediyordu.
• “Söylediklerim senin için sadece bir hayalden ibaret. Oysa bunlar benim için hayati gerçekler.”
• Mektup okuyan arkadaşına bakarken masanın üstündeki kitapları gördü. Açlıktan ölen bir adamın gözleri, yiyecek gördüğünde nasıl arzuyla dolarsa, öyle bir arzu belirdi gözlerinde.
• O, geçmişi olmayan, geleceği çok yakın görünen bir mezardan ve bugünüyse yakıcı bir hayat ateşinden ibaret bir adamdı.
• ‘Kendi’ olduğu için değer görmek istiyordu.
• “Engelleri olan zihinler yalnızca başkaları üzerinde fark ederdi bu engelleri.”
• Aşk onun için nazik, yumuşak bir samimiyet, çiçek kokan loş bir havada sevgiliye itaat etmek demekti.