Çocukluk Arkadaşım
  • Facebook
  • Twitter
  • 28 Nisan 2020
  • 12
  • 161
  • 1 Yıldız2 Yıldız3 Yıldız4 Yıldız5 Yıldız
    2 Kişi oy verdi
    Ortalama puan: 5,00.
    Bu yazıya oy vermek ister misiniz?
    Loading...
  • +
  • -
Abone Ol 

Çocukluk Arkadaşım

Nevrotik yaşamlarımızda, insanların ne anlatmak istediğini, kelimelerin ağzımızdan çıktıktan hemen sonra formunu değiştirdiğini, insanların söyledikleri ile söylemek istediklerinin birbirini tutmadığı zamanlarda, aynı dili konuşuyor olmak, aynı dili konuşmak çok az insana bahşedilmiş. Aynı dili konuşuyor olmak, aynı dilde olamasak da birbirimizin özünü anlayabildiğimiz tek varlıktır ” çocukluk arkadaşım ” ız. Ne annemiz, ne babamız, ne […]

Nevrotik yaşamlarımızda, insanların ne anlatmak istediğini, kelimelerin ağzımızdan çıktıktan hemen sonra formunu değiştirdiğini, insanların söyledikleri ile söylemek istediklerinin birbirini tutmadığı zamanlarda, aynı dili konuşuyor olmak, aynı dili konuşmak çok az insana bahşedilmiş. Aynı dili konuşuyor olmak, aynı dilde olamasak da birbirimizin özünü anlayabildiğimiz tek varlıktır ” çocukluk arkadaşım ” ız. Ne annemiz, ne babamız, ne kardeşimiz…bir tek O’dur bu düzene uyan!

Çocukluğumuz… Çocukluk arkadaşım

Onun pamuk kalbi hep ve daima pamuk bir kalp olarak kalmış, yanakları, birlikte koşup terlediğiniz o AN’da , o pembe haliyle kalmıştır. Detaylar hep ve daima onda gizlidir. Siz ve o, çok yol katetmiş, o köprünün altından çok sular akıtmış, o hayatlara girenler ve çıkanlar çetelesi artık tutulamaz hale gelmiştir. Her şey çoktur! Fakat o hayat yolunda “SADE” kalan tek şey çocukluk arkadaşınız olmuştur. Detaylar sadece onda gizlidir. Ve o detaylar şimdi sizi siz yapan nüanslardır. Şimdi sahip olduğunuz, tırnaklarınızla sizi siz yapmak için savaş verdiğiniz o er meydanlarının kökü, çocukluk arkadaşınızla atılmıştır.

Onunla en salaş masalarda, en yokluk halinizle en güzel lokmalar yenmiştir. Onunla ağlamışsınızdır peçetesiz, mendilsiz. Kapalı kapıların ardında yüzünüze, saçınıza, tırnağınıza, üstünüze başınıza bakmadan, en masum sırlarınızı paylaşmışsınızdır. Çünkü detaylar hep ve daima onda gizlidir! Onunla okulu kırıp da, dar vakitlerde koşa koşa gittiğiniz sandviç büfesinin adresi, en taze haliyle durur hafızanızın en berrak köşesinde. Hele o dondurmanın tadı, daha bulunmadı o adres, yenmedi öylesi. Onunla yediğiniz o anne kızartması, dünyanın hiçbir ülkesinde yenmedi. Çünkü detaylar sadece ve daima çocukluk kodlarınızda gizli!

O ev

Orada ve o zaman diliminde yaşanan duyguların tek adı ŞEFKAT duygusu. O duygu ortaktır. Sınırsız ve uçsuz bucaksızdır. Küçük kalp kırgınlıklarında bile, arsızca kapısına gidebildiğiniz, gittiğinizde sorgusuz,sualsiz, yargısız sofraya buyur edildiğiniz tek evdir çocukluk arkadaşınızın evi. Menfaatler kapı dışarıdır. Ve menfaatler kapı dışarı edilip de şüpheler hiç oturacak yer bulamayınca… en saf haliyle sevgi kalakalır orta yerde. Sizi iliklerinize kadar doyurur o şefkat. O evde siz sizsinizdir. Babası babanız, annesi annenizdir. Sadece onunla iken altı delinmiş, fark edilmemiş çorabınızla siz sizsinizdir. Dizi çıkmış taytlar ile, eşofmanlar ile göğsünüzü gere gere dolaşırken ortalarda, en çok ve daima çocukluk arkadaşınızın gözünde” en özel” olmuşsunuzdur.

Hoş geldin RAMAZAN

Şimdi çocukluk arkadaşlarımdan biriyle birlikteyim. Bana en yakın olan, içinde tüm çocukluk arkadaşlarımı saklayan, çocukluğumu saklayan, gerçek aleme yolcu ettiğim tüm aile büyüklerimi gizlediğim, babaannemin beyaz örtüsü, dedemin bastonu, babamın sıcak pidesi…Şimdilerde en yakın çocukluk arkadaşım “Ramazan” ile beraberim. Şefkate, anlayışa, anlaşılabilmeye en fazla ihtiyaç duyduğum bu zamanlarda yine yanıltmayan, çocukluğumun her detayının gizli olduğu çocukluk arkadaşım. Otuz günün bazen otuz bin yıl gibi geçtiği, otuz güne bir çok duygu saklayan, gizleyen, yüreğimi kıpır kıpır yapan, ruhumu alıp gecelerce diyar diyar gezdiren canımıniçi çocukluk arkadaşım.

Hepimiz Çocuğuz

Hala bir çocukluk arkadaşınız var ise; sevme, sarılma, dertleşme hakkınızı bol keseden kullanın. Ya da yıllar içinde hatta yıllar sonra size o kokuyu hatırlatan, sizi saran sarmalayan, detay biriktirmeye hazır bir CAN varsa, konforuna sığının. Hiçbiri yoksa! işte hepimizin çocukluk arkadaşı geldi, evimizde, avucumuzda. Ondan daha sırlı bir sırdaş görmedim. Gecenizi sır gibi saklar Ramazan, gündüzlerinizi bereketlendirir. Sizi çokça ağlatır fakat hemen ardından ALLAH aşkıyla tedavi eder.

Gözyaşlarınızı, sığınma isteğinizi, kodlarınızın ağırlığını, dudaklarınızdaki titrek yakarışı bilir, anlar, saklar. Yâr olur. Dost olur. Sarılın, sarılalım Ramazana. Sarılalım çocukluk arkadaşımıza şefkatle. Ağzımızdan çıkan niyetlerimizi, dualarımızı kanatlarımız yapsın Rabb’imiz. Seçimimiz sevgi olsun, sevgiyle öğrenmek olsun. Kalıbı değil, kalbi… Cesedi değil ruhu doyurabildiğimiz…hayırlara vesile olacak, sırrıyla sırlanmış, nur alâ nur bir RAMAZAN dilerim. Büyüklerimin ellerinden, küçüklerimin gözlerinden, yaşıtım kardeşlerimin yanaklarından sevgi ve şefkatle öperim.

Sosyal Medyada Paylaşın:
Sonraki Yazı

BİRDE BUNLARA BAKIN

12 yorum

  1. Çocukluğumuzun geçtiği ev ve Ramazan ayı çok özlendi…
    Bu güzel yazı için çok teşekkür ederiz.

  2. Canım Şadan, hiç “çocukluk arkadaşı” olarak bakmamıştım bu güzel aya. Oysaki en güzel ve tatlı anılarım hep bu aylarda gizli. Ne iyi ettin ya HU! Var ve yar olasın her daim!?

    • Herkes gider,herkes büyür,yaşlanır,eskir,gider…O hep en güzel haliyle ve en şifalı haliyle hep gelir…En sadık dostum,çocukluk arkadaşım.

  3. Ne güzel anlattın yine Şadan’ım, hepimizi çocukluk arkadaşımız Ramazan ile buluşturdun.
    Yüreğine sağlık ♥️

    • Zaman ayırmışsın,buyurup gelip okumuşsun.Allah’ım razı olsun kardeşim.Şifa olsun ???

  4. Şadancığım, anılarımı canlandırdın. En çok ramazanlarda çocukluğum gelir aklıma. En büyük görev, iftar pidesi kuyruğunda beklemek, komşu iftar davetleri ve tüm büyüklerin hayatta olduğu anlar ramazamanın içinde canlanıverir…

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM