Kadın olmayı seviyorum. Ama arada isyan ediyorum. Kadın olmaktan değil bu isyanım. Zaten zor olan bu hayatı yaşarken türlü zorluklarla karşılaşmaktan, susturulmaktan, sindirilmekten, anlaşılmamaktan, toplumsal normlardan, kapitalizmin kadını sömürüsünden yorulmuş olmaktan. Bir süre sonra geçiyor. Neyi kabullenmiş olduğumu bilmiyorum. Ya da kabullenip kabullenmediğimi bile. Tek bildiğim biz kadınlara dayatılan baskılar ve zorluklar. Bu baskı sadece benim ülkeme ait değil. Tüm dünyada ki kadınlar da bu baskıyı hissediyor. Artık sokakta kendimizi korumak ya da başka bir kadını korumaktan yorulduk.

Nefes alabileceğimiz, özgürce gülebileceğimiz, dilediğimizi giyebileceğimiz, korkmadığımız, susturulmadığımız, bastırılmadığımız, saklanmadığımız topraklar nerede? Dünya dışında farklı bir yerde yaşasak her şey düzelir mi? Kadınlara nefretiniz geçer mi? Üstümüzde ki hakimiyetinizi kaybeder misiniz? Kötü kalplerinizin gölgesinden kurtulur muyuz? Sanmıyorum. Yerküre değişse de insanlar değişmez. Böyle umuyorum. Şaşırmak ta isterim tabii. 

Biz kadınlar

Biz kadınlar, fazlasıyla narin varlıklarız. Çok fedakar, öte yandan da çok kırılganız. Kendi varoluşumuzu keşfetmeden, üstümüze yığılan sorunlar yüzünden çoğumuz kendimizi keşfetmekten uzak kalıyoruz. Bu durum toplumlar da kadınların kendisini birçok yönden ifade edememesiyle ve kadınların kendi benlikleri dışında hareket etmesine yol açıyor. Kendini keşfedemeyen kadınlar; türlü baskılar yığınında, enkaz altında mahsur kalıyor. Kimi bu enkazdan sağ çıkıyor. Kimi ise ölü. 

Bir toplumun ana çekirdeği kadındır. Kadın olmadan toplum var olamaz. Kadınların güçsüz bırakıldığı, ezildiği, geri plana atıldığı, haklarına tecavüz edildiği, sözlerine itibar edilmediği, üretimde yer açılmadığı, yaratıcılıkları öldürüldüğü toplumlar gelişemez ve hep geri de kalır. 

Biz kadınlar olarak çok çalışmalıyız. Ben bunu bilir, bunu söylerim. Kadın; üreten, yaratıcı, kültürlü, birçok konuya hakim, keşfetmiş olduğu bir dünya görüşü ve bir ideolojisi olmalı, kendini bedenini tanımalı, benimseyip başarılı olduğu ve sevdiği bir meslek ile bütünleşen bir birey olmalıdır. Ayrıca en önemlisi de bir kadının doğayı anlamasıdır. Doğayı anlayan ve onu dinleyen her kadın, mental gelişimini tamamlamış kadındır.

Biz kadınlar, başarabiliriz. Yeter ki merakımız ve içimizde ki gücün peşini bırakmayalım. Aradığın cevher içinde. Sadece keşfedilmeyi bekliyor. Yaratıcı kadın, hadi onu bul.