Delilik Ülkesinden Notlar
  • Facebook
  • Twitter
  • 28 Ocak 2020
  • 9
  • 276
  • 1 Yıldız2 Yıldız3 Yıldız4 Yıldız5 Yıldız
    3 Kişi oy verdi
    Ortalama puan: 5,00.
    Bu yazıya oy vermek ister misiniz?
    Loading...
  • +
  • -
Abone Ol 

Delilik Ülkesinden Notlar

Delilik ülkesinden notlar… Dilimden düşmeyen üç kelime var; İlham, keşif, fetih…diyor rahmetli Ayşe Şasa. Ne çok gecikmişim onu tanımak için. Bir Bedende Birçok İnsan Bir bedenin içinde, bir çok gelgiti, bir arada yaşamaya çalışan canım Ayşe! Dünyada kalmak için çabalayan ve fakat gitmeyi en çok isteyen! Onunla tanışmamız kitaplarına dayanıyor gibi görünse de, çoçukluğum ve […]

Delilik ülkesinden notlar… Dilimden düşmeyen üç kelime var; İlham, keşif, fetih…diyor rahmetli Ayşe Şasa. Ne çok gecikmişim onu tanımak için.

Bir Bedende Birçok İnsan

Bir bedenin içinde, bir çok gelgiti, bir arada yaşamaya çalışan canım Ayşe! Dünyada kalmak için çabalayan ve fakat gitmeyi en çok isteyen! Onunla tanışmamız kitaplarına dayanıyor gibi görünse de, çoçukluğum ve ilk gençlik yıllarımın filmlerinin senaristi Ayşe Şasa. Peki bu içli kadında beni en çok çeken ne oldu…içi! Bedeninde ve ruhunda çektiği ızdıraplar, içsel söylemler ve hezeyanlar başka başkaydı fakat içi hep güzeldi onun.

Tele Mahalle

Hayatımın ilk yarısı korku filmi gibi geçti…diyor bir kitabında. Korkulardan korkular beğendiği, kabusların ortasına balıklama daldığı, anlamadığı, anlaşılamadığı bir ilk yarı. İçinde debelendiği yalnızlık ve hastalık debdebesinden dolayı yirmi beş sene sokağa çıkamaz Ayşe Şasa. Sevdikleriyle telefonda görüşür, halleşir. Yüzünü görmediği, sadece seslerinin tınısını bildiği yeni arkadaşlıklar kurar telefonda.Bir tele mahalle oluşturur bir nevi. Ve; Delilik Ülkesinden Notlar, sayfa 136 ‘ya şöyle bir not düşer; “Dünyayla telefon hattı üzerinden kurduğum bir rabıta var.” O zamanın icabına göre yetiştirilmiş, Hristiyan ve Yahudi mürebbiyelerin sert mizaçlarıyla büyütülmüş, o kucaktan bu kucağa atılmış, örselenmiş bir kız çocuğu o. Henüz çocuk yaşında kiliselerle hemhal olmuş, kafa karışıklıklarına hazırlanan zeminlerin kayganlığında dengesini sağlayamamış, dinlenmemiş, önemsenmemiş bir kız çocuğu.

Ana babanın gezme ve lüks telaşından, evdeki mürebbiyelerin baskın tavırlarından dolayı yok olmaya yüz tutmuş, 30 yaşında geçireceği büyük şizofreni krizinin zeminini oluşturan sebeplerle baş edememiş bir hayat onunki. “Ben yalnız bir çocuğum, bunu bulan lütfen beni arasın” notunu sulara bıraktığında sadece yedi yaşındadır. Yedi! Bu nasıl bir yalnızlık! Ürperiyorum…Otuz yaşında iken geçirdiği bir şizofreni krizi belkide kurtuluşunun ilk adımlarıydı. Şer’de hayır aramaya başlayacağımız nokta! Buralardan söylemek, yazmak pek kolay gibi evet! fakat hangimiz şer gördüğümüz, sarmal hayal kırıklıkları yaşamadık, yaşamıyoruz? Hangi elemin arkasından güneş doğmadı ki…

Yolun Sonu Selamet

Ve işte sıra şerrin arkasındaki hayıra gelmiştir nihayet…Aydınlığın nuru kendini göstermek üzeredir. Hastane odaları, kalp kırıklıkları, yalnızlıklar son bulacaktır. Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin Fususu’l Hikem eseri Ayşe Şasa’nın ilk ve son yardımcısı olur. Meczup süren yaşamı bambaşka bir hale bürünür….Nefes alır derin derin. Fark eder içindeki cevheri, İNSAN olduğunu. Yataklardan, dolaplardan, odalardan ama en çok kendinden çıkar…Deliliğin dehlizlerinden çığlıklar atarak değil, sükunetle, sakin ve tadına doyulmaz ALLAH aşkıyla, bir daha hiç dönmemek üzere çıkar.

Şadan Yer

Sosyal Medyada Paylaşın:
Önceki Yazı
Sonraki Yazı

BİRDE BUNLARA BAKIN

9 yorum

  1. Yalnızlık ve anlaşılmamak değil midir insanı delirten? Hele bir de çevrende insanlar varken bunu iliklerine kadar hissetmek. Ayşe Hanım’ın zavallı çocukluğu düştü gözlerimin önüne… O da farklı bir hikaye bırakmış insanların içinde böylelikle. Kaleminize sağlık Şadan Hanım

  2. Yalnızlık ve anlaşılmamak değil midir insanı delirten? Hele bir de çevrende insanlar varken bunu iliklerine kadar hissetmek. Ayşe Hanım’ın zavallı çocukluğu düştü gözlerimin önüne… O da farklı bir hikaye bırakmış insanların içinde böylelikle. Kaleminize sağlık Şadan Hanım

  3. LâL oldum yine sayende, tutuldum Şadan’ım.
    Bu nasıl bir hikayedir böyle.
    Sır’ın içinde “Sır” sanki.
    Okumak şart oldu, kalemine o güzel yüreğine sağlık canım benim.
    ♥️

    • Ayşe Şasa çok özel bir insan öğretmenim,hepimiz gibi…Zor olmadan kolay olmuyor bazen…

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM