1. Anasayfa
  2. Yaşam

Yarım

Yarım
1

Devamını yarın okurum deyip kıvrılan bir sayfa… Yarım kalan bir kitap, yarım kalan bir hikâye, yarım kalan bir hayat… İzmir depreminden kalan bir fotoğraf karesinin hissettirdiği yarım kalmışlıklar hikayesi… Yarın ararım diye ertelenen görüşmeler, yarın yaparım diye bırakılan işler, daha çok vakit var deyip sürekli ötelenen hayaller… 

Yarım kalan hayatlar, hayaller…

Bir bilim kurgu filminde gibi olağanüstü olayların peşi sıra gerçekleştiği bir yıl yaşarken anlamamız gereken tek şey sağlığımızın önemi!  Ölümün yaşı ve zamanı yok derler ya bu sözü bir kez daha hatırlattı bizlere bu deprem ve 2020 yılı. Corona, çığ, sel, deprem… Yaşanan onca felaket ve salgına karşı sahip olabileceğimiz en kıymetli şeyin sağlığımız olduğunun tekrar farkına vardık. Günlük hayatta bize mutsuzluk veren duygular, gözümüzde büyüttüğümüz kişiler veya yaşanmışlıkların ölümün yanında hiç bir ehemmiyetinin kalmayacak olması duygusu insanın kendine gelmesini sağlayabiliyor. Dertleriyle uğraşıp boğuşmaya kapıldığımız dünya işlerinin de bir yerden sonra yersiz ve gereksiz olduğunu görmemek işten bile değil. 

Morallerimizin bu denli bozuk, motivasyonumuzun düştüğü bu günleri sağlıklı atlatabilmek adına neler yapmalıyız? 

Aldığımız her nefesin kıymetini bilip sağlığımıza şükretmeliyiz. Geçirdiğimiz her gün ömür takvimimizden düşüp giderken bunun farkında; Sevdiklerimizle beraber geçirdiğimiz her günün kıymetini bilerek, içinizden geçen her güzel duygu ve düşünceyi ertelemeden hayata geçirmeliyiz. Zamanın değeri, hayatta olmak ve sağlıklı olmanın önemini idrak edip yaşamdan kopmamalıyız.

“Kar taneleri ne güzel anlatıyor, birbirlerine zarar vermeden de yol almanın mümkün olduğunu.” demiş Hz. Mevlana. Şu yalancı dünyada birbirimizin hayatına sadece iyilikle dokunmak nasip olsun. Kimsenin rızkıyla, emeğiyle, sağlığıyla oynamadan “ah”ını almadan göçüp gidelim dünyadan. Zamanında usulsüz, kaçak, malzemeden çalınarak yapılmış yıllarca ayakta ve sağlam (görünüşte) durabilmiş bir binanın depremde yerle bir olması sonucu masum canların ölümlerine neden olunmasın mesela! Kimse saatlerce kurtarılmayı beklemesin enkaz altında! Hiç kimse evladından, anasından, babasından hayatından olmasın. İçinde insan unsurunun emeğinin bulunduğu her konuda hassas ve içe sinen oluşumlarda, güven içinde yaşasın insanlar. Evet deprem ve doğal afetlerin kaçarı yok ama insan eli değen şeyler lütfen dürüst çalışma ile sağlam bir şekilde yapılsın.

İzmir depreminden etkilenen tüm kardeşlerimize geçmiş olsun. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Geride kalanlara sabırlar, kolaylıklar dilerim. Çok üzgünüm…

Hüzünlü bir yıl yaşamaktayız… Bugünler de geçecek inşallah 🙏

Samet KOCA

Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım

Samet Koca 1986 yılında Denizli'de doğdu. Kütüphaneci bir babanın oğlu olduğu için çocukluğu ve ilk gençlik dönemini babasının çalıştığı ilçe halk kütüphanesinde kitaplar ve ansiklopediler arasında okuyarak geçirdi. Ortaokul döneminde başlayan müzik tutkusuyla, şiir ve şarkı sözleri yazmaya, filmlere ve kitaplara olan tutkusuyla da kısa hikâyeler yazmaya başladı. Pamukkale Üniversitesi Tekstil, Anadolu Üniversitesi İşletme bölümlerinden mezun oldu. İlk kitabı O'nun Bebeği Mart 2018'de yayımlanmış olup yeni kitaplarını yazmaya devam etmektedir. Yazara ulaşmak için sosyal medya hesaplarını takip edebilirsiniz. www.instagram.com/sametkocaofficial www.facebook.com/smtkoca www.twitter.com/samet_koca

Yazarın Profili

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

Yorumlar (1)

  1. 5 Kasım 2020

    Amiin diyorum, geçecek bu günler de geçecek, hiç bir şey boşuna yaşanmıyor, şer yok, ama idrak edebilmek mühim olan ders çıkarabilmek. Ve daima iyiye, güzel ahlaka doğru yol alabilmek..

Bir cevap yazın