Hayata ya da yanlışlarıma minik ve farklı bir pencereden baktım bir gece vakti belki okuyunca sizde bakarsınız… Bir gece evimde tek başıma otururken sosyal medyada bir podcast önerisi çıktı önüme bende bir bakmak istedim. “Annemin Plakları” adlı bir yayın. Sevgili “Çetin Eker”in yumuşak sesi, nostaljik şarkılarla gece yalnızlığıma eşlik edecek enfes bir podcastti benim için. […]
Hayata ya da yanlışlarıma minik ve farklı bir pencereden baktım bir gece vakti belki okuyunca sizde bakarsınız…
Bir gece evimde tek başıma otururken sosyal medyada bir podcast önerisi çıktı önüme bende bir bakmak istedim. “Annemin Plakları” adlı bir yayın. Sevgili “Çetin Eker”in yumuşak sesi, nostaljik şarkılarla gece yalnızlığıma eşlik edecek enfes bir podcastti benim için. Şöyle bir cümle geçti:
Benim için o kadar düşündürücü bir cümleydi ki….
Hayat bazen sizi öyle yerlere sürükler ki yapmam dediğiniz her şeyi yaparsınız, yürümem dediğiniz yolları yürürsünüz. Peki hayatımıza gemi dersek ve bu hayatı yaşayan bizlere de kaptan, o zaman yanlış limanlara yönlendiren kaptanda mıdır suç yoksa gemi mi? Yoksa asla hesaba katmadığımız deniz de mi? Deniz belki de hep hesaba katmayı unuttuğumuz kaderdir. Bazen deniz durgun bazen dalgalıdır ama kaptanı bizsek bu geminin ne dalgalar ne engeller bizi yanlış limana sürüklememeli..
Demem o ki gemi benimse kaptan da bensem ne deniz , ne korsanlar – ki bence korsanlar hayatımızdaki bize balta vuran arkadaşlar vs olabilir- yanlış limana gitmeme sebeptir. Kaptan bensem eğer limanımı ben seçmeliyim yanlış bile olsa…
Ö.Ç.