Mübarek günlerin içerisindeyiz elhamdülillâh. Adım adım Kurban Bayramımıza doğru gitmekteyiz. Rabbim lâyıkıyla yaşamayı, anladığımızı hâl edebilmeyi, rızasına varabilmeyi nasip etsin hepimize. Hayırlar feth, şerler def olsun inşaALLAH… Geçmiş zaman olur ki…diye başlayan bir oyun oynadık geçtiğimiz gece dostlarla. Her birimiz “Geçmiş zaman olur ki….dedi geçmişten bir AN, ANI ekleyerek noktalı yerlere. Bu basit gibi görünen kelime oyunu bizi dipsiz bir kuyuya sevk etti. Kaybolduk anıların içinde. Kâh güldük, kâh ağladık, kâh Allah dostlarına yapılan ziyaret anılarıyla dua’ya durduk!

NASİHAT

Sohbetten sohbete aşk ile savrulurken, söz döndü dolaştı ve tabii ki Sultanım Abdülkadir Geylâni Hz. ne geliverdi. Elimizdeki kitaplar açıldı, alınan notlara bakıldı, dilde dua, yine nasıl bir sürprizle karşılaşırız çarpıntısıyla kendimizi deryanın içinde buluverdik. Gecenin bir yarısında, dualar eşliğinde rastgele okuduğumuz sohbet kayıtlarından bir bölümünü istifadenize sunmak istedim bu haftaki yazımda. Buyrunuz!

ABDÜLKADİR GEYLÂNİ SOHBETİ

-Eksik yanlarına bakan kişi kemâle yaklaşır. Kâmil yanlarına bakan kimse ise günbegün daha da eksilir. Siz işi tersine döndürün ki doğruyu bulasınız. İstişare edin ki rüşde eresiniz. Sabredin ki zafer kazanasınız. İstediğinizi bulup elde edesiniz ve yüklenip göresiniz. Siz sabredin ki size de sabredilsin. Siz razı olun ki size de rıza gösterilsin. Siz başkasının yükünü sırtlanın ki sizin yükünüzü de sırtlanan olsun. Gönülden teslim olun ki selamet bulasınız. Muvafakat edin ki muvaffak kılınasınız. Hizmet edin ki siz de başkalarından hizmet göresiniz. Kapıda ısrarla bekleyin ki kapı size açılsın. İstediğinizi almakta aceleci olmayın ki istediğinize nail olasınız. Keremle muamele edin ki size de keremle muamele edilsin. Yaklaşın ki yaklaştırılasınız. Gayret edin ki aradığınızı bulasınız.

Kalp mücahede ayaklarıyla yürüyüp Rabbine doğru mesafe alarak O’na vuslat bulunca O’nun yanında karar kılar. Artık onun için geriye dönmek diye bir şey yoktur. Hikmetten kudrete; alet ve sebeplerden sebepleri halkeden yaratıcıya intikal eder. Kendi iradesinden Rabb’inin iradesine; kendi başına durmak ve hareket etmekten Rabb’iyle birlikte durup hareket etmeye intikal eder.

A dünya talipleri! Siz dünyayı talep ettiğiniz sürece yorulup durursunuz. Dünya ise kendinden kaçanı kovalar. Kendinden kaçanın ardından koşarak onu sınar. Kaçan kaçmaktan vazgeçip de ona dönerse dünya onun yalancı olduğunu anlayarak yakalar, kendi hizmetinde kullanır, sonra da canını alır. Kaçan, dönüp ardına bakmazsa dünya onun son derece kararlı olduğunu görerek ona hizmet eder. Dünyaya olan ilgiyi kesmeden ve ondan kaçmadan dünyadan istifade edilmez. Ondan kaçın! Çünkü o katildir! Tuzak kurucudur! Dünya sizden ayrılmadan önce, siz kalplerinizle ondan ayrılın! O size olan ilgisini kesmeden önce siz ona olan ilginizi kesin. Dünya ile evlenmeyin! Evlenirseniz de mehrinizi dininiz yapmayın! Dünya evlenir ve hemen ardından boşanır! Onun evliliği ile boşanması arasında ne kadar az süre vardır. Dünyayı dinin karşılığında talep edersen, dinin ona ödediğin mehir olur. Çünkü münafığın dini dünyanın mihridir; şehit müminin kanı ahiretin mihridir. Sevenin kanı ise Mevlâ’ya yakınlık mihridir.

ALLAH VAR ALLAH YÂR

Ey dünya ve ahiret talipleri, Ey dünya ve ahiret ile kafayı bozanlar. Bana kulak verin! Size yaptığım bu açıklama hastalığınızın devasıdır, onu kullanın! Bir kimse her neyi istemezse o şey onun ardından koşar. Yaratılanlara meyletmeyin ki Yaradan sizi sevsin! Allah’ın sevdiği kul şefkatli bir doktorun koruması altındaki hasta gibidir.

Şadan YER