Cumhuriyet Dönemi (1923-1950) Roman, insanın başından geçmiş ya da geçebilecek, tasarlanmış olayları anlatan uzun, kurmaca metinlere denir. Roman, bir olay etrafında gelişir; ana olayı destekleyen ikinci dereceden olaylar yardımıyla ve kahramanların duygularının incelenmesiyle derinleşir. Roman bir olay, olayda yer alan şahıslar (kahramanlar), olay zamanı ve olayın geçtiği yer (mekân) olmak üzere dört temel unsur üzerine […]
Roman, insanın başından geçmiş ya da geçebilecek, tasarlanmış olayları anlatan uzun, kurmaca metinlere denir.
Roman, bir olay etrafında gelişir; ana olayı destekleyen ikinci dereceden olaylar yardımıyla ve kahramanların duygularının incelenmesiyle derinleşir. Roman bir olay, olayda yer alan şahıslar (kahramanlar), olay zamanı ve olayın geçtiği yer (mekân) olmak üzere dört temel unsur üzerine kurulur.
▪ Servetifünun Döneminden itibaren teknik yönden kusursuz, Batılı romanlarla boy ölçüşebilecek romanlar yazılmaya başlanmıştır. Halit Ziya Uşaklıgil bu dönemin en önemli romancısıdır.
1923 – 1950 Yıllarında Türk Romanı 1910 yılından itibaren milli duyguların ağır basmasıyla ve Türkçülük akımının etkisiyle milli konulara değinen, Anadolu’yu konu edinen romanlar yazılmaya başlanmıştır.
1923-1950 yılları arasında sanatçılar eserlerinde ele aldıkları konuları günlük yaşamdan alarak gözlemci-gerçekçi bir şekilde toplum sorunlarını detaya inmeden işlemiştir.
▪ Cumhuriyet’in ilan edildiği ilk yıllarda sanatçıların büyük bir çoğunluğu toplumsal konulara yönelerek bazı sorunları gerçekçi bir şekilde dile getirmişlerdir. Toplumdaki sorunları görüp bunu gerçekçi bir şekilde aktarma amacı olduğundan daha çok realizmin etkisi vardır.
1930’lara kadar Milli Edebiyat etkisinde gelişen romanda eskiye karşı yeni değerlerin yüceltilmesi işlenmiştir.
Bu dönemde Reşat Nuri Güntekin, Halide Edip Adıvar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu gibi romancılarımız eser vermiştir.
▪ 1930’lardan sonra Türk romanında köylülerin, işçilerin, geçim sıkıntısı çekenlerin yaşamından ve sorunlarından söz edilmeye başlanmıştır.
Romanlarda Anadolu coğrafyası ve insanı, köyden kente göçün neden olduğu sorunlar Sadri Ertem, Sabahattin Ali gibi toplumcu-gerçekçi anlayışa bağlı sanatçılar tarafından işlenmiştir.
İnsanın gerçekliğini psikolojik yönüyle anlatan Peyami Safa, Abdülhak Şinasi Hisar gibi romancılar da bireyin iç dünyasını esas alan yönelimle romanlar yazmışlardır.
▪ 1923 – 1950 yıllarında sanatçılar, konularını günlük hayattan almışlar, toplum sorunlarını derine inmeden gözlemci-gerçekçi eserler yazmışlardır.
Cumhuriyet’in ilk on yılında sanata hakim olan toplumsal fayda anlayışı azaldıkça birçok sanatçının kişilerin psikolojik durumlarının tahlil edildiği psikolojik roman türüne yöneldikleri söylenebilir.
Duygusal ve acıklı olaylar üzerine kurulmuş, rastlantılarla gelişen, zengin yoksul, iyi-kötü gibi kalıplaşmış tiplerin işlendiği romanlar ortaya konmuştur.
1940’lardan itibaren II. Dünya Savaşı’nın yıkımları, iki kutuplu bir dünyada kendine yer açma çabaları, sanayileşmenin getirdiği problemler, iç ve dış göç olguları romanlarda işlenmiştir.
Bu dönemde yazarlar çok iyi tanıdıkları yöreleri, o yörelerin insanlarını hayat mücadeleleri ve yaşama biçimleriyle yansıtmaya özen göstermişlerdir.
Bu dönemin romancılığında görülen en önemli yönelimlerden biri de köy romancılığıdır. Köy gerçeği romanlarda etkili biçimde ele alınmıştır. Kasaba ve şehirlerde yaşayan dar gelirli insanların içinde yaşadıkları toplumsal düzen de giderek romanlarda ele alınmıştır.
Türk kadınının çağdaşlaşmak için verdiği mücadele başta olmak üzere, ekonomik bağımsızlığı, kadın-erkek münasebetleri, kadının aile ve toplum içindeki yeri, durumu da romanlarda ele alınmıştır.
Ahmet Hamdi Tanpınar, Abdülhak Şinasi Hisar ve Peyami Safa da bu dönemde bireyin içsel sıkıntıları üzerine yoğunlaşmıştır.
Halide Edip Adıvar’ın Handan, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Huzur ve Peyami Safa’nın Dokuzuncu Hariciye Koğuşu adlı eserleri dönemin psikolojik roman örnekleri arasında yer almaktadır.
Tezli romanda ise Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Yaban, Kemal Tahir’in Devlet Ana adlı romanları dikkat çeker.
1950’den itibaren ülke sorunlarını irdeleyen bir yaklaşımla romanlar yazılmıştır.
Bu yıllarda aydınların yaşama yaklaşımı, romanlara yansırken 1960’tan sonra insana yönelen bir anlayışla romanlar yazılmıştır.
Mahmut Makal, Dursun Akçam, Talip Apaydın, Fakir Baykurt gibi yazarlar köy yaşamına yönelmişlerdir.
Tarık Buğra, Ahmet Hamdi Tanpınar gibi romancılar da kaybolan değerlere özlemi işleyen romanlar yazmışlardır.
Mustafa Necati Sepetçioğlu, Hüseyin Nihal Atsız, Sâmiha Ayverdi, Yahya Akengin, Emine İşınsu, Sevinç Çokum, Mustafa Miyasoğlu gibi romancılarımız ise milli, dinî ve tarihî hassasiyeti ön planda tutarak eserler vermiştir.
Romanlarında emek, yoksulluk, sömürülme gibi temaları işleyen Kemal Tahir, Rıfat Ilgaz, Yaşar Kemal, Orhan Kemal gibi romancılar da toplumcu-gerçekçi bir anlayışla işçilerin, köylülerin ve yoksulların yaşamını ele almıştır.
1960’lardan itibaren Yusuf Atılgan, Adalet Ağaoğlu, Ferit Edgü, Pınar Kür, Oğuz Atay, Nazlı Eray gibi sanatçılar modernizmden beslenerek farklı anlatım teknikleri ve postmodernist anlayışla roman yazmışlardır.
1950-1980 arasında roman türü farklı eğilimlerle gelişimini sürdürmüştür.
Toplumcu gerçekçi romanlar
Bireyin iç dünyasını esas alan romanlar
Modernist romanlar
Millî ve dinî duyarlılıkları yansıtan romanlar
Toplumcu-gerçekçiler:
Kemal Tahir, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Samim Kocagöz, Fakir Baykurt gibi toplumcu gerçekçi yazarlar; toprak kavgaları, tarımın makineleşmesi, köyden kente göç gibi toplumsal konuları romanlarında ele almışlardır.
Bireyin iç dünyasını esas alanlar:
Peyami Safa, Abdülhak Şinasi Hisar, Ahmet Hamdi Tanpınar, Tarık Buğra, Samiha Ayverdi bireyin iç dünyasını esas alan
romanlar yazmışlardır.
Modernist yazarlar:
Yusuf Atılgan, Oğuz Atay, Ferit Edgü, Adalet Ağaoğlu modernist
çizgide romanlar vermişlerdir.
Millî ve dinî duyarlılıkları yansıtan yazarlar:
Hüseyin Nihal Atsız, Mustafa Necati Sepetçioğlu, Bahaeddin Özkişi, Münevver Ayaşlı, Emine Işınsu, Sevinç Çokum millî ve dinî duyarlılıkları yansıtan romanlar yazmışlardır.
1950-1980 CUMHURİYET DÖNEMİNDEKİ ÖNEMLİ ROMANLAR