1. Anasayfa
  2. Edebiyat Kafe

Aşka Âşık Yürekler

Aşka Âşık Yürekler
0

Aşka âşık yürekler.

Kahvesini bitirdiğinde, kedisini sevdiğinde ve en sonunda kendini yazacaklarına hazırladığında masasının başına geçti. Radyoyu açtı. Belki ağlardı, gözyaşlarının yükü olan  pişmanlık parmak uçlarındaydı artık, oradan da yavaşça kalemdeki mürekkebe karıştı. Hazırdı, radyoda acıklı bir türkü vardı.

“Kahverengi gözleri, gözlerime deyince felaketim oldu. Ağlayamadım bile. Ruhunu ruhumda hissettiğimde gülemedim. Hep bir şüpheydi, aşk denen mefhum. Güzel miydi, çirkin mi? Müphem… Aşkı görmek ya da hissetmek meselesi. Onu görmeye korkuyordum.Onu anlayamamaktan korkuyordum ..Nedenini bilmediğim anlamadığım bir şekilde beni üzmesinden korkuyordum. Sanırım aşk denen bu sarmaşık zihnimi ele geçirmeye başlamıştı. Ben, ona bu kadar önem verirken galiba yalnızca zamane hoşlantısından ileri gidemeyeceğimi bildiğimden içimi sıkıntı kaplıyordu.Onu ,onun gibilerin mizaçlarını bilmek olasılığımdan korktum.Benim acı çekmem ve onun gülmesinden korktum. Onun hayatına dahil olamamaktan korktum.

Yalnız onu ve hep onu düşünmek elemi beni fikren çok yordu. ‘Düşünmeyeceğim’dedim kendime. ‘Madem o seni bu denli üzüyor ve korkutuyor,düşünmeyeceksin.’ dedim . Düşünmedim. Ondan başkasını. Kalbimin acısı, aklımın meyli… Bir şeylerin yanlışlığındaydı. İnsan, bir insanı bu kadar sevmemeliydi.

Aşk…

Aşk mı, sevginin önünde hatta bir adım ilerisinde olan? Hayır, olmamalıydı. Dedim ya  insan, bir insanı bu kadar sevmemeliydi. Hatalı, defolu sevgiler… Üzen, acıtan, kıran.

Bir şeyler vardı, gözümün görmediği ama kalbimin bana inceden fısıldadığı. Vurulduğum gözlerden de öte. Benden öte. Leylâ’dan da öte.”

Radyoyu kapattı. Türkü de bitmişti. Sabah olmak üzereydi.

Aşkı ve aşka âşık olmayı.

“ Aşk, dedim. Mecnun’a Leylâ’yı unutturan. Çöllere düşüren. Bu kadar basit olmamalı. Yitip gitmemeli. Üzmemeli. Bitmemeli. Ebediyeten sürmeli.  Kalbi yakmamalı, ruhu bu denli acıtmamalı. Depresyona değil yaşam sevincine vesile olmalı.Beşerî değil İlâhî.”

Hafif gülümsedi. Farkına önceden vardığı gerçeği yazmak çok zordu. Dakikalarca ağlamış, kaç kez tövbe edip af dilenmişti.

“Yaşadım. Aşkı ve aşka âşık olmayı. Sonunda anladım ve dedim ki ‘Ya Rabbi, senden başkasına sana beslediğimizden fazla muhabbet beslenmez. Aşkı yaratan da bu duyguyu kalbimize koyan da sensin. Rabbim, beni bağışla.’ ”

Ne âkilem ne divane

Gel gör beni aşk neyledi… (Yunus Emre)

Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım

Eskinin sağlıkçısı, şimdi ise  Türkçe ögretmen adayı... Yazmaya, okumaya ve yeni bilgilere aşık, şiir ruhlu edebiyat meraklısı...

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.