1. Anasayfa
  2. Seyahat

Kars İzlenimleri 3

Kars İzlenimleri 3
0

Kars gezimizde sıra geldi Kars İzlenimleri 3 KATKISIZ LEZZETLER’e

‘Yediğin içtiğin senin olsun, gördüklerini anlat’ derlerdi eskiler…

Ancak günümüzde yeme içme kültürü de bir turizm faaliyeti haline geldi. ‘Gastronomi Turizmi’ denen bu turizm çeşidi Gaziantep gibi, Urfa gibi, birçok şehri ciddi bir şekilde kalkındırıyor. Bizim derdimiz de yemek anlatmak değil. Mutfak kültürünün gelişmesine ve yöresel lezzetlerin unutulmamasına yönelik küçük bir çaba…

Herhangi bir yere gittiğimde oraya has yemekleri tercih ederim. Kars’a gittiğimiz arkadaş grubumuz da hem benim gibi düşünen hem de benim gibi yiyen kişilerden oluştuğu için Kars gezimizin en güzel anlarını yemek masasında geçirdik diyebilirim.

Kars İzlenimleri – 3 Katıksız Lezzetler

Tabii bu güzellikte Kars’ın en leziz yemeklerinin mimarı, Dilek Hanım’ın payını unutmamak gerek…

Kars izlenimleriyle ilgili ilk yazıda da belirttiğim gibi Kars havaalanına indiğimiz andan dönüş uçağına bindiğimiz ana kadar bizi gezdiren, bilgilendiren, yediren, içiren Dilek hanım ve değerli eşi Çetin (Adıgüzel) bey, geziyi unutulmaz kılan en önemli faktördü.

Dilek Hanım emekli bir memur ve emekli olduktan sonra yöresel ev yemekleri yapan bir restoran açmış. ‘Hanımeli Mutfağı’ adındaki restoranda hazırladığı tamamen doğal ve tamamen el yapımı yemekler öylesine meşhur olmuş ki; ulusal kanallardaki yemek programlarından Coca Cola’nın reklamlarına kadar çıkmış Dilek Hanım…

Çetin Bey ise halen Kars Kafkas Üniversitesinde görev yapıyor. Çetin Bey aynı zamanda hem sesiyle hem de akordeonuyla mahalli bir sanatçı…

Azeri kökenli bu güzel çift, iki gün boyunca damaklarımıza ve kulaklarımıza bayram ettirdi.

Dilek hanım ilk gün; “Kars’ın göç veren bir il olması ekolojisinin bozulmadan kalmasına neden oldu” demişti. Yediğimiz yemeklerin hiçbir kimyasal katkı içermediğini bilmek psikolojik olarak da aldığımız tadı etkiledi.

Hanımeli mutfağının en önemli özelliği ise hiç kuşkusuz yemeklerin masaya özel hazırlanması…

Büyük bir kazan ya da tencerede önceden hazırlanmış yemekler yerine tam bir ev mutfağı gibi siparişinize göre o an, orada hazırlanan yemekler sunuluyor size…

Kars mutfağı dendiğinde genellikle konu hakkında bilgisi olan her insanın aklına, önce kaz eti gelir. Dilek hanımın elinden tattığımız yemeklerin içinde en az güzel olanı kaz etiydi diyebilirim.

Çeşitli otlarla hazırlanmış evelek çorbası, kuzu pörtletmesi, revan köfte, acem pilavı, erişte ve hangel denilen bir çeşit mantı adeta midelerimizi fethetti.

Bütün bu lezzetlerin üstüne; Çetin Beyin akordeonu ve harika sesiyle bu güzel çiftin güzel kızları Eylül’ün kısa ama doyumsuz Azeri folklor gösterisi eklenince hepimiz ‘iyi ki Kars’a gelmişiz’ dedik.

İki günlük Kars turunun en unutulmaz anlarını ise son gecemizde yaşattı Çetin Bey…

Kars’ın ve belki de Türkiye’nin yaşayan en önemli aşıkları Aşık Bilal Ersarı ve Aşık Ensar Şahbazoğlu bizlere hayatımızın en muhteşem gecelerinden birini yaşattı.

6. yüzyıldan beri süregelen Aşık geleneğinin bu son temsilcileri divan, atışma, lebdeğmez gibi halk edebiyatının eşsiz örneklerini büyük bir ustalıkla sundular. İki saat kadar süren gösterinin ardından iki saat kadar da masamızda sohbetimize katılan bu iki değerli insan, hepimizi Kars’ın gönüllü kültür elçileri haline getiriverdi.

Ertesi gün Kars’tan ayrıldığımızda damaklarımızda, kulaklarımızda ve gönlümüzde yer eden o tatlar, uzunca bir süre aklımızdan çıkmayacak gibi…

Özetle; her köşesi ayrı bir cennet olan ülkemizin kıymetini bir kere daha anlamış olduk. O halde bu toprakları bize armağan eden ecdadımızı saygıyla anmak hepimizin boynuna borç…

"Kıyamet borusu çaldığında, ben, elimde bu kitapla yüce yargıcın huzuruna çıkacak ve şöyle haykıracağım: İşte yaptıklarım, işte düşündüklerim ve işte ne olduğum. BU kitapta ben her şeyi, bütün açıklığıyla dile getirdim. Yaptığım hiçbir kötülüğü gizlemediğim gibi, yapmadığım bir iyiliği de söylemedim. Gerek rezil ve sefil, gerekse asil ve iyilik sever olduğum zamanları tüm içtenliğimle gözler önüne serdim. İç yüzümü tıpkı senin bildiğin gibi dışa vurdum. Ey ebedi Varlık! Kullarını etrafıma topla da itiraflarımı dinlesinler. Topla ki kederlerim karşısında inleyip, çirkefliklerim karşısında utansınlar. Ve hepsi birer birer Taht’ının dibine gelip, kalplerindekini aynı içtenlik ve dürüstlükle itiraf etsinler. Sonra da içlerinden birisi çıkıp, cesaret edebilirse, ‘Ben, bu adamdan daha iyiyim’ desin." Jean-Jacques ROUSSEAU / İTİRAFLAR

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir
New York

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.