Kadınlar çiçek değildir! “Kadınlar çiçektir ve çiçekler su ister.” diye bir reklam hatırlıyorum çocukluğumdan kalma. Bu slogan o kadar yer etmiş ki bilinçaltımıza inanmışız yıllarca kadının çiçek olduğuna: Çiçek gibi yerli yerinde usluca durur. Kendi alanından başka yere ayrılmaz. Birileri tarafından verilecek suya ihtiyacı vardır. Güzel olmalıdır ve hoş kokular salmalıdır. Hal böyle olunca bilinçaltında […]
Kadınlar çiçek değildir! “Kadınlar çiçektir ve çiçekler su ister.” diye bir reklam hatırlıyorum çocukluğumdan kalma. Bu slogan o kadar yer etmiş ki bilinçaltımıza inanmışız yıllarca kadının çiçek olduğuna:
Hal böyle olunca bilinçaltında inandığımız kadın=çiçek denklemini gerçekleştirmeye başlıyoruz günlük hayatta. Bir türlü kendi bedenimizi beğenmeyip en renkli ve sevilesi çiçeklere özenip botokslarla, ilave ağır makyajlarla yoruyoruz ruhumuzu. Evimiz çiçek gibi olsun istiyoruz, bir oyuncak dahil yerde gezmesin. Bebekken oyuncak niyetiyle ellerimize verilen sıfır beden, makyajlı, manikürlü, selülitsiz bacaklı Barbie bebekler gibi olmayı arzuluyoruz hayatımız boyunca ve sürekli kendimizi beğendirmeye çalışmak da cabası.
Peki ya toplum tarafından sürekli mutlu edilmesi gereken bir obje gibi görülmek? Hele ki her sevgililer ve dünya kadınlar günü gibi vesilelerle kadın figüründen yararlanıp maddi şeylerle mutlu olması gereken bir nesneymiş gibi yansıtılması beni çileden çıkartıyor diyebilirim.
Bir de dünya kadınlar gününde neden hep kozmetik firmalarında deliler gibi indirim olur da hiçbir kitabevinde indirim olmaz?
Bu sorunun cevabı bile yazıyı kaleme alma amacımı doğrulamıyor mu sence? Çünkü, kadın çiçek gibi renkli, süslü, alımlı, misler gibi olmalı ya o yüzden. Peki ya ruhu? Ruhuna nasıl iyi bakmalı veya nasıl bir makyaj yapmalı ki ruhuna, akmasın rimeli?
Ha bir husus daha var. Neden her senenin belirli bir kıyafet modası olur ve o sadece kadın reyonlarında göze çarpar? Erkek reyonlarında aynı tür pantolon gömlekler varken, kadın reyonları neden hep iki, üç katı büyüklüktedir?
Unutmadan işin bir de şu kısmı var hiç anlam veremediğim. Araba tanıtım günlerinde neden hep kadın mankenler olur? Arabayı tanıtmak için neden neredeyse çıplak bir kadın figürüne ihtiyaç duyulur?
Özellikle biz kadınlar olarak bu soruların cevabını sorgulamadıktan sonra daha uzun yıllar kadına dair can acıtan soruları sorarız gibime geliyor.
Benim inandığım bir gerçek var:
Kadınlar çiçek değildir. Durduğu yerde su beklemekten ziyade gerekirse taşın suyunu çıkartıp tek başına evini geçindiren kadınlar görüyorum.
Kanatları yorulunca birkaç saat dinlenip tekrar gökyüzüne kanat açan kadınlara şahidim. Hapishaneleri eğitimhaneye çeviren orada da güzel yürekli evlatlar yetiştirme gayretinde nicelerini biliyorum.
Evde elişi yaparak harçlık kazanan ve aynı zamanda okutulmadığı liseyi, üniversiteyi okuma çabasında olan yüce gönüllüler tanıyorum.
Ve insanlığa hizmet eden daha nicelerini…
Kadınlar sadece fiziksel doğum değil güzellik doğurma ve besleme kapasitesine sahip güçlü kanatları olan varlıklardır. Bu yazı vesilesiyle tarlada, hapishanede, hastanede, evde, nöbette ve sınırlı zihnimle şu an bilemediğim her nerede kanat çırpıyorsa kendini gerçekleştirme ve insanlığa hizmet yolunda olan tüm emekçi kadınlara saygıyla…
Ohh beee dedimm:)Bi rahatlık:) Söylemek istediklerim söylenmiş,yazılmış bu nasıl bir konfor bendeki anlatamam.Kaleminize sağlık,kelimeler uçuşup dursun böyle inşaALLAH
inşallah canım Şadan. Yürekler buluştu, bedenler de uçuşup buluşsa keşkem…
Kadınlar çiçek değildir Reyhanim haklısın… insanız insan gibi davranilsin… kadın bir et parçası değil et gibi görenler utansın off çok sey var soylenecek ama oyle vurucuki yazın tercüman olmuşsun hepimuz adına
var ve yar olasın canım hocam
Kadınlar çiçektir konusuna hiç böyle bakmamıştım. Çok haklısınız. Keyifle okudum yazıyı teşekkürler. 🙂
Ben teşekkür ederim bu güzel yorumunuz için.
Can dostum, inanır mısın?
Yazını okurken o vurgulu cümleleri afiş yaptırıp tüm şehirlerin ilan panolarına asma hayali kurdum. İç açıcı ferahlık veren bu aydın makaleyi herkes okusa dedim, içimizi aydınlattın. Kalemine, yüreğine sağlık???
afiş yaptırıp tüm şehirlerin ilan panolarına asmak mı?… nasıl da heyecan verici bir mesak. var olasın.
Yazıyı okurken aklıma hep senin yüzün geldi ve de kısa süreli ama upuzun sohbetlerimiz geldi.
Seni dinlerken de oluyor bu.
Bambaşka bakıyorsun dünyaya.
Başka başka pencerelerin var sanki.
Herkesin bakamadığı pencereler onlar.
Ve sen hep uzanıp o pencerelerden ne güzel şeyler anlatıyorsun.
Seni ve anlatılarını seviyorum dostum ♥️?
Şifa gibi sözlerin…Can Dinçel’im kelimelerim kifayetsiz kaldı! Nasıl güzel bir bakıştır bu sendeki!?Var ve yar olasın her daim!