1. Anasayfa
  2. Seyahat

Kars İzlenimleri -1-

Kars İzlenimleri -1-
2

SOĞUK ŞEHRİN SICAK İNSANLARI (Kars İzlenimleri)

 “Güzel kadınları severim, 
İşçi kadınları da severim, 
Güzel işçi kadınları 
Daha çok severim.”

Orhan Veli’nin ‘Quantitatif’ isimli bu şiiri birçok kişi tarafından bilinir.

Çok gezen mi bilir? Çok okuyan mı?’ ikilemiyle ne zaman karşılaşsam aklıma bu şiir gelir ve şöyle derim:

“Çok gezen bilir,

Çok okuyan da bilir,

Hem çok gezen, hem çok okuyan

Daha çok bilir.”

Kars İzlenimleri

Çok okuyanın, çok gezen kadar bilmesine neden olan en önemli faktör ise gezenlerin gördüklerini aktardığı ve edebiyatta ‘gezi yazısı’ olarak adlandırılan yazılardır. Zira iyi bir gezi yazısı ile hiç görmediğiniz yerleri görmüş gibi olabilirsiniz. (Bu yazının böyle bir iddiası yoktur)

Bir süredir bir arkadaş grubuyla yılda bir iki kere geziler yapmaya karar verdik. Şu ana kadar pek de bilinmeyen yerlere, pek de meşhur olmamış şehirlere gezileri yaptık.

Uzun zaman önce Bosna Hersek dönüşü üçüncü geziyi planladık ve birkaç alternatif içinden Kars’ı seçtik.

Ülkemizde gezilip görülmesi gereken çok yer var. Bir çoğuna insanlar gerek kendi imkanlarıyla gerekse çeşitli nedenlerden gitmişlerdir ya da gidebilirler. Ama bir Balıkesirli için Kars gibi bir şehir, herhangi bir gerekçe olmadan sırf gezilmek üzere gidilecek bir yer değildir. Kars’ı seçmemizin temel nedeni buydu. (Tabii o zamanlar Kars bugünkü kadar popüler değildi.)

Bu sitede yazmaya başladıktan sonra Kars gezisini yaptığımız günlerde yazdığım izlenimlerimi de sizlerle paylaşmak istedim.

 Aşağıda okuyacağınız satırlar, 2016’nın Mart ayı başında yazılmış bir gezi yazısı denemesidir.  Ancak yazıda anlatılanlar güncelliğini korumaktadır. ‘Yediğin içtiğin senin olsun. Gördüklerini anlat’ derler ya, biz yediğimizi içtiğimizi de anlatacağız. Buyurun bakalım…

Türkiye’nin öbür ucundaki Serhat Şehri Kars’a olan yolculuğumuz, Memleketin diğer ucu İzmir Adnan Menderes Havaalanından başladı. Kars Havaalanında bizleri, soğuk şehrin sıcak insanları Dilek Hanım (Adıgüzel) ve eşi Çetin Bey karşıladı. Uçaktan iner inmez yüzümüze vuran buz gibi havayı da bu iki güzel insan ısıttı.

Dilek Hanım Kars’ın en ünlü yöresel yemek restoranının sahibi, işletmecisi ve baş aşçısı…

Restoran yolunda Çetin Bey’den Kars’la ilgili birkaç temel bilgi aldık. Çetin Bey, Kars’ın göç veren bir il olduğunu söylerken Dilek Hanım söze girdi ve bu durumun Kars ekolojisinin bozulmadan kalabilmesine vesile olduğunu ve yiyip içeceğimiz her şeyin bu nedenle tamamen doğal ve organik olacağını söyledi.

Restorana vardığımızda yaptığımız kahvaltı, Dilek Hanım’ın söylediklerini kanıtlamıştı. Gelir gelmez damaklarımıza bayram ettiren lezzetler tatmıştık.

Öğleden sonraki ilk durağımız 90 bin canı gömdüğümüz Sarıkamış Şehitliği idi…

Birinci dünya Savaşının Türkiye’nin diğer ucundaki Çanakkale şehitlerini ve şehitliği hepimiz biliriz de nedense Sarıkamış Şehitleri pek o kadar anılmaz. Şehitliği gördüğümüzde Devletimizin de bu konuda pek ihmalkar davrandığını gördük. Zira küçücük bir alanda sadece özel olarak gelenlerin görebileceği bir şehitlik yapılmış ki; yüreklerimiz bir kere daha sızladı.

Yetkililere Naçizane tavsiyemiz şudur ki; Sarıkamış’a acilen 90 bin şehidin anısına büyük bir anıt yapılmalı ve en azından Çanakkale’ye gidenlerin yarısı kadar ziyaretçinin Sarıkamış’a gitmesi sağlanmalı…

Şehitlikten sonraki durağımız ise Sarıkamış Kayak merkeziydi.

Gidenler bilir; Uludağ, Kartalkaya, Erciyes gibi kayak merkezlerinin neredeyse tamamına bir dağı tırmanarak ulaşırsınız. Sarıkamış Kayak Merkezi deniz seviyesinden öyle yüksek ki; arabayla hiç yokuş tırmanmadan kayak merkezine ulaşıyorsunuz.

Merkezi gördüğümüzde Kars ziyaretimiz boyunda en çok söylediğimiz cümle döküldü dudaklarımızdan; ‘Neden buraların tanıtımı yeterince yapılmıyor?’

Gerek kar kalitesiyle gerek uzun sezonuyla gerekse harika doğasıyla kış sporlarının en önemli merkezlerinden biri olması gereken Sarıkamış da Kars’ın bir çok değeri gibi ilgisizlikten ve tanıtımsızlıktan hak ettiği yere gelememiş…

Kars izlenimleri bir sonraki yazı ile devam edecek…

Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım

"Kıyamet borusu çaldığında, ben, elimde bu kitapla yüce yargıcın huzuruna çıkacak ve şöyle haykıracağım: İşte yaptıklarım, işte düşündüklerim ve işte ne olduğum. BU kitapta ben her şeyi, bütün açıklığıyla dile getirdim. Yaptığım hiçbir kötülüğü gizlemediğim gibi, yapmadığım bir iyiliği de söylemedim. Gerek rezil ve sefil, gerekse asil ve iyilik sever olduğum zamanları tüm içtenliğimle gözler önüne serdim. İç yüzümü tıpkı senin bildiğin gibi dışa vurdum. Ey ebedi Varlık! Kullarını etrafıma topla da itiraflarımı dinlesinler. Topla ki kederlerim karşısında inleyip, çirkefliklerim karşısında utansınlar. Ve hepsi birer birer Taht’ının dibine gelip, kalplerindekini aynı içtenlik ve dürüstlükle itiraf etsinler. Sonra da içlerinden birisi çıkıp, cesaret edebilirse, ‘Ben, bu adamdan daha iyiyim’ desin." Jean-Jacques ROUSSEAU / İTİRAFLAR

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

Yorumlar (2)

  1. Kars hakkında sıcacık bir yazı okudum sayenizde :)) devamını sabırsızlıkla bekliyorum ve şiir yazıya çok yakılmış :)

  2. 26 Nisan 2020

    Çok güzel bir yazıydı devamını sabırsızlıkla bekliyorum ve en kısa zamanda gitmek istiyorum.

Bir cevap yazın