Müziğin Sesi, Özgür Ruh, Vicdan ve Kitaplar
6

Müziğin Sesi, Özgür Ruh, Vicdan ve Kitaplar

Bu hafta ki yazımın adı bu, çünkü bu yazıyı içinizden biri için yazıyorum. O benim sıkı bir okuyucum ve insan kendisini her hafta okuyan ve harika yorumlarıyla sıcacık bir battaniye gibi içini ısıtan birine bir şeyler yapmak istiyor. Eski günlerimiz de kalsa idik bunun başka bir yolu olurdu elbet ama şu günler de yapabileceğim en iyi şey okuruma kelimelerimi hediye etmek oldu.

Onu çok fazla tanımıyorum ve bu yüzden ondan 3 tane kelime istedim yazacağım yazının iskeletini oluşturabilmek için. Bunu sorarken ona; ‘bu sizin elbiseniz olacak, giydiğiniz zaman sizi nasıl yansıtmasını istiyorsanız  o kelimeleri yazın ki ona göre dikeyim elbisenizi‘ dedim:)

Çok geçmeden bir metnin içinde 4 kelime gönderdi bana. Müziğin Sesi, Özgür Ruh, Vicdan ve Kitaplar… Samimi olmam gerekirse bu kelimelerden bir yazı yazabilmem kolay değildi. Ve itiraf etmeliyim ki bir gece düşündüm üzerine, fakat sabaha mahcupça uyandım ne yazık ki..

Sonra;

Uyandıktan az sonra bir şey oldu. İnstagram’ı açtım ne var ne yok diye, şu hayat gerçekten ilginç bir yerdi. Bana bu 4 kelimeyi veren sevgili okuyucum sayfasında bir şarkı paylaşmış idi. Şarkının adı We Are The World We Are The Children idi, Müziğin Sesi’ni açtım sanki genç kızlığıma uzanır mışım gibi; bilenler bilir şarkının sözleri bu günler için yazılmış gibidir ve bu yüzden birkaç kuble buraya da bırakmak isterim;

Bir vakit gelir, belli bir sese kulak vermenin, tüm dünyanın birlik olmak zorunda olduğunun vakti, ölen insanlar var, artık hayata bir el uzatma vaktidir. Hepimiz Tanrı’nın o büyük yüce ailesinin birer parçasıyız ve biliyorsun gerçeği; tek ihtiyacımız olan şey sevgidir. Biz dünyayız, biz çocuklarız, daha aydınlık günleri getirecek olanlarız. Öyleyse haydi yardıma başlayalım…’

Ne muazzam değil mi?

Sözlere baktığınız zaman tanımadığınız bir insana yazı yazmak da kolaylaşıyor aslında ve bir şarkının sözlerinde bizlere insan olabilmeyi anımsatmaya çalışan bir insanın taşıdığı Vicdan’dan da bu şekilde emin olmuş oluyorsunuz.

Enterasen bir şekilde katman katman gidiyor bu yazı ve sanki kendi yolunu kendisi buluyor. Nasıl devam ederim derken, tam da bu esnada Ramtha’nın ‘bir insanı nasıl tanıyacağınızı biliyor musunuz? Onun ne okuduğuna bakın, ne seyrettiğine bakın, duvarlarına ne astığına, nasıl konuştuğuna, nasıl dinlediğine bakın, yapmanız gereken tek şey bakmaktır. Bunlar size onun ruhunun nerede olduğu ve ne ile beslendiği konusunda her şeyi bildirir’ sözlerini anımsıyorum ve tanımaya çalıştığım Fatoş hanımın Instagram da paylaştığı paylaşımlara göz atıyorum. En çok Kitaplar da duruyorum ve böylelikle biraz daha tanışıyoruz kendisiyle.

Özgür Ruh

Ruhun Anatomisini, Don Mıguel Ruız’i, Byron Katie’den Olanı Sevme’yi, Louise Hay’i, Kurtlarla Koşan Kadınları ve diğerlerini okuyan birine yazımı bitirirken bir de şarkı hediye etmek isterim izninizle;

Der ki bu çok sevdiğim şarkıda Baba ZuLa;

Dört duvar arasına kapanmaz ki, sendeki Özgür Ruh

Ölünce parçalanmaz ki bende ki Özgür Ruh

Sevişe sevişe azalmaz ki tende ki Özgür Ruh

Kopyalayarak çoğalmaz ki gende ki Özgür Ruh..

Yazı bitti Özgür Ruh, bana verdiğiniz kelimelerle ince ince ördüm elbisenizi, umarım ki beğenirsiniz ve bana göre bu gece baloda ki en çok parıldayan kişi sizsiniz.

Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım

Hayat insanlara kimlikler ve bu kimliklere bazen elbiseler diker. Benim de vardı böyle bir elbisem, birgün onu çıkarmaya karar verdim, onu çıkardığımda kendimi bir portakal gibi soydum, soydukça kabuklarımı, yeni bir BEN ile buluştum. Bir çocuk oyunu gibiydim sanki, portakalı soydum, başucuma koydum, ben bir GER-ÇEK uydurdum, duma dum dum misali. İşte o kendime ayma anımda yeni kimliklerimle buluştum; Eğitmen. Profesyonel Koç. Ve acemi bir Yazar. Her şeyin acemiliğini seviyorum zira ben, Turgut Uyar'ın dediği gibi; "belki de asıl Ustalık budur, her zaman Acemi olmayı bilmek" Bunu unutmazsam/bunu unutmazsak daha daha daha elbiseler dikeriz kendimize, bedenimize ve tin'imize. Belki de YAŞAMAK budur. Selam olsun herkese.

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

Yorumlar (6)

  1. Müzikler ve kitaplar bizim gerçek ilham kaynaklarımız. Yazınızın güzelliği…
    Bu güzel yazı için teşekkürler.

  2. 31 Mart 2020

    Ahh ahh muhteşem ?Ne muhteşem bir elbise dikmişsin canım Dinçel? Şifa gibi?

  3. 31 Mart 2020

    Ahh ahh muhteşem ?Ne muhteşem bir elbise dikmişsin canım Dinçel?

  4. 30 Mart 2020

    Öncelikle Fatoş hanım’a teşekkür ediyorum, sayesinde muhteşem bir yazı ortaya çıkmış. Ve tabi ki sana Dinçel’ciğim teşekkürüm, kalbinden taşan kelimelerin için… ne güzel şarkılar öğrendim sayende, elbise benzetmesine de bayıldım. Ne güzel bir terzi olmuşsun bu sayede. Sevgiler.

  5. 30 Mart 2020

    Verilmiş olan 4 kelimeye tek başına bakıldığında anlam yüklü aslında sizde çok güzel toparlamışsınız. Okuyucunuza ve size saygılar, sevgiler…

  6. Ben ki hem yazan hem yazdıran olan ikinize de aşık bir özgür ruhum. ikiniz de bu hayattaki en güzel şarkılarımdansınız, vicdanımın temizliğini hatırlatan aynalarımsınız ve her daim açıp açıp okumak istediğim kitaplarımsınız. Hayatımdaki hakiki kadınlardansınız. Cansınız!

Bir cevap yazın