İyi niyet, iyi söz, iyi eylem çok mu lazımdı şu hayatta !?

Bir Freddie Mercury hayranı olarak bu hafta ki pazartesi yazımın ilham kaynağı yine o oldu tabi ki. Buna sebep olan şey ise; Bohemian Rhapsody filmini yakın zamanda yeniden izlemekti, bu vesileyle izlemeyen herkese filmi izlemesini tavsiye etmek isterim, tavsiyelerden sonra ise filmle ilgili izlenimlerime gelelim. Film benim için Freddie’nin babasının ona gençken söylediği; ” iyi niyet, iyi söz, iyi eylem ” cümlesiyle başladı.

Genç Freddie bu cümleyi elbette ki o yaşlarında anlayamazdı, öyle ki en aykırı, en kural tanımaz, en asi haliyle evden ayrılırken babasına şunu sordu; “bu söylediklerin sana ne yarar sağladı?”
Film devam ederken ve bu üç kısa cümleden yoksun bir şekilde Freddie filmde yükselişe geçerken! bu cümleyi defalarca sorguladım içimde;
Bazen başkaldırmak mı gerekiyordu hayata, gerçekten iyi niyet, iyi söz, iyi eylem çok mu lazımdı şu hayatta !?.

Her neyse yazının sonunda buraya gelicem yeniden.
Beni etkileyen diğer bir bölüm, Mercury’nin Queen’in doğmasına sebep olan o çok garip öz güvenli haliydi.
Filmde grubun solisti bir akşam gruptan ayrılıyor, üzerine biz şimdi ne yapıcaz derlerken Freddie geliyor ve onlara grubun yeni üyesi olabileceğini söylüyor, bu cüretkar tavrıyla onunla dalga geçen grup üyelerine hiçbir şey söylemeden sadece gülümsüyor ve bir şarkı patlatıyor, yanlarından ayrılırken ise muzipçe “teklifinizi değerlendireceğim” diyor.

Halbuki teklif filan yok ortada 🙂

QUEEN doğuyor

Sonuçta teklif geliyor ve QUEEN doğuyor.
Buna sebep kendine müthiş güven ve ölesiye inanmak bence.
Burada ondan sihirli minicik anları fırsata dönüştürebilmeyi öğrenebiliriz aslında.

Fakat hepimiz insanız ya, bir yerlerde hatalar da yapabiliriz.
Ne yazık ki Freddie’de filmin ve aslında hayatının ilerleyen bölümlerinde insan kusurlarına yenik düşüyor, hatalar yapıyor, kötü kararlar veriyor, kötü seçimler yapıyor, dostlar kaybediyor ve evet bir gün o malum virüsü kapıyor onca zaman içinde.

Filmin sonlarına doğru biliyor ki “artık” az bir zamanı var hayatı için ve tam da burada ne yapması gerektiğini fark ediyor.
Hayat finaline! yakın bir zamanda Live Aid müzik şölenine başvuruyor, hem de son dakikada, çünkü bu hayattan gitmeden önce “yapmak istediği tek şey” Afrika’ya yardım etmek oluyor.
Fakat ondan da önce o muhteşem konser öncesi baba evine gidiyor ve babasının o cümlesini şimdi daha iyi anladığını söylüyor.

Hay’dan gelir Hû’ya giderim

“İyi niyet, iyi söz, iyi eylem derdin, haklıydın” diyor ve onca yıllık ayrılığın sonunda, annesine/ailesine ne kadar çok ihtiyacı olduğunu fark ediyor.
Film için ise bana geriye “Bohemian Rhapsody” şarkısındaki “Hay’dan gelir Hû’ya giderim” cümleleri kalıyor.

O cümlenin anlamı yanlış öğretildi bizlere.
Hayy’da Allah.
Hû’da..
Allah’tan gelir, Allah’a gideriz.

Ve Freddie de bunu anlatmaya çabalıyordu şarkıda.
Kendi hayatını yok ederken, geriye HÛ’ya varacak olan yolculuğumuzda hepimize 3 cümle ve tek bir gerçek bırakıyordu.

İyi niyet.
İyi söz.
İyi eylem.
Ve de Aile.
Gerisi boş cidden.