1. Anasayfa
  2. Biyografi

Kırmızı Kazağın Hikayesi

Kırmızı Kazağın Hikayesi
1

Yakın zamanda kaybettiğimiz Hayrettin Karaca hakkında yazmak istedim bugün, çünkü bazı insanlara saygı ömründen daha uzun sürüyor, Hayrettin Karaca’da bu ülkede o saygıya layık bir ömür sürdü ne mutlu ki.
Aslına bakarsanız birisini kaybettiğimiz de herkes kendi içindekini uğurlar.
Böyle düşündüğümüzde ise, kimine göre iş adamıdır, kimine göre TEMA Vakfı kurucusudur ve kimine göre Toprak Dede’dir o, fakat hangisinin içine baksak “insan” kalır nihayetinde ve ben sadece insani tarafıyla uğurlarım insanları gidişlerinde… Kırmızı kazağın hikayesi ise bambaşkadır…

Mesela der ki bir röportajında; “çok ödül aldım, ama en büyük ödülüm iki tanedir:

“Bunlardan biri, 2500 metre yükseklikte bir dağda, bir çocuğun beni gösterip, arkadaşlarına, “koşun koşun erozyon dede gelmiş” demesidir.
Diğeri ise bir kula nasip olmuş en büyük ödüldür, daha büyük ödül olacağına inanmıyorum, bu ödül Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmamdır. Her ödülün kişiye verdiği bir sorumluluk vardır. Ben bu sorumluluk altında yaşıyorum, zaten beni çağıran da budur.”

Şimdi şu cümleleri okuduğumda benim için geriye sadece  İNSAN kalıyor.
Ve bu yüce insan, delik deşik olmasına rağmen kırmızı bir kazak giyerdi hep, ayakkabıları yamalı, sökük paltosunu, pantolonunu, yakalarını ters yüz ettiği gömleklerini ise yıllardır kullanırdı.

“Param var ama tüketmeye hakkım yok” derdi bu durum için, “Al, tüket ve yok et” diyen tüketim toplumuna karşı savaş açmıştı adeta.
Bizlere gördüğümüzden daha çok şey öğretmek ister gibiydi hep.
Peki ” Kırmızı Kazağın Hikayesi “ni kendi sözlerinden öğrensek geriye bu defa sizce ne kalırdı?

Kırmızı Kazağın Hikayesi

Bilir misiniz üzerinden hiç çıkarmadığı kırmızı kazağının, 1993 yılında eşi tarafından öldürülen oğlu Atay Karaca’nın artık ipliklerden ördüğünü ve senelerdir sadece bu sebeple bu kazağı üzerinden hiç çıkarmadığını…
Der ki onunla yapılan bir söyleşi de; “Rahmetli oğlumdan kazak istemiştim. O da topladığı artık ipliklerle bu kazağı yapmış.16 yıldır bunu giyiyorum, sonsuza kadar da giyeceğim..”

Herkes birinin gidişinde kendi içindekini uğurlar demiştim ya yazımın başında; işte ben en çokta iki oğlunu, çok sevdiği karısını toprağa vermiş ve kendini TOPRAĞA adamış, topraktan kuvvet toplamaya çalışan o insanı uğurladım bu gidişte.

İnsan zengin de olur, vakıfta kurar, herkes onu çokta sever, fakat değişmeyen tek şey içeride gizli, o derin insani izlerdir.
İşte ben o izlerin insanını uğurladım kendi içimde o gittiğinde.
Belki bu bir ölüm değil, yeniden doğumun ta kendisidir kim bilir, zira gidişinde geriye iz bırakan herkes için bu böyledir.
Bil ki senden öğrenmeye devam edeceğiz biz.
Bu ülkeye kattığın her şey için sonsuz teşekkürler ederiz, karıştığın toprağında huzurla uyu TOPRAK DEDE.

Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım

Hayat insanlara kimlikler ve bu kimliklere bazen elbiseler diker. Benim de vardı böyle bir elbisem, birgün onu çıkarmaya karar verdim, onu çıkardığımda kendimi bir portakal gibi soydum, soydukça kabuklarımı, yeni bir BEN ile buluştum. Bir çocuk oyunu gibiydim sanki, portakalı soydum, başucuma koydum, ben bir GER-ÇEK uydurdum, duma dum dum misali. İşte o kendime ayma anımda yeni kimliklerimle buluştum; Eğitmen. Profesyonel Koç. Ve acemi bir Yazar. Her şeyin acemiliğini seviyorum zira ben, Turgut Uyar'ın dediği gibi; "belki de asıl Ustalık budur, her zaman Acemi olmayı bilmek" Bunu unutmazsam/bunu unutmazsak daha daha daha elbiseler dikeriz kendimize, bedenimize ve tin'imize. Belki de YAŞAMAK budur. Selam olsun herkese.

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

Yorumlar (1)

  1. Hayrettin Karaca namı değer’Toprak Dede’ ve unutulmaz kırmızı kazağı Dinçelim toprak dede bu yazdıklarını okusaydı eminim gözünden gelen yaşa hakim olamazdı Allah kimseye evlat acisı yasatmasin

Bir cevap yazın