Teoman benim en sevdiğim şarkıcı, onlarca konserine gittim.Gittiğim son konserinde o ışıkların altında parıldıyorken, bir an düşünüp; “Teoman olmak nasıl bir şeydir” diye sormuştum kendi kendime, o sorudan aylar sonra hayatını anlattığı bir kitap yazdı Teo. Okurken onu, o elmas gibi parıldayan ışık huzmesi sanki bir bir patlıyordu, adamım Teoman bir çok yerde; “ben bir […]
Teoman benim en sevdiğim şarkıcı, onlarca konserine gittim.
Gittiğim son konserinde o ışıkların altında parıldıyorken, bir an düşünüp; “Teoman olmak nasıl bir şeydir” diye sormuştum kendi kendime, o sorudan aylar sonra hayatını anlattığı bir kitap yazdı Teo.
Okurken onu, o elmas gibi parıldayan ışık huzmesi sanki bir bir patlıyordu, adamım Teoman bir çok yerde; “ben bir enkazım” diye bağırıyordu.
Şarkısı gibiydi ruhu, cidden Paramparça idi arka fonu.
Kitabı okurken bir ara bir iskambil falında birbirimize çıktığımızı hayal ettim, sonra da bu hayalimden vazgeçtim, zira tahammülü yok hiç kimseye, bağırıyor herkese, hoyratça ve delicesine.
Bütün bunlar onun yaşadığı hayatın özeti, okursanız öğrenirsiniz inceliklerini, bir şarkısında söylediği gibi bu kalpsiz dünyayı sevebilmek için çok uğraşmış besbelli…
Fakat benim yazmak istediğim şey başka.
O 13 yaşından beri Rock yıldızı olmak isteyen biri ve bunun için yapmadığı iş, aç kalmadığı gün kalmamış biz onu tanımadan önce.
Şimdi o artık bizim tanıdığımız Teoman oldu ama mutlu mu peki?
Diyor ki kitabın çok yerinde; “eskiden kolaydı, ne istediğimi biliyordum, şarkıcı olmak istiyordum ve şimdi ne istiyorum’u arıyorum ama iyi de bir cevap veremiyorum, çünkü eskiden beri bütün yaptıklarımı can sıkıntısından yaptım ben fakat şimdi can sıkıntısı zamanları uzadı, bir çok şeye ilgimi yitirdim, artık bir hedefim yok, bu da hayatı sıkıcılaştırıyor, kendimi hem yorgun hem motivasyonsuz hissediyorum, amatörlükteki o zevkim geri gelse çok mutlu olurdum”
Bin kere okudum bu satırları, gece sabaha karşı uyudum, eski videoları, kitapta adı geçen arkadaşlarını, sevgililerini buldum, dinlemediğim şarkılarını dinleyip durdum.
Hepsi kendinden bahsediyor.
Bunu bilmiyormuşum.
Sanat cidden hayata direniş biçimi bence de.
O da böyle direniyor işte ve soruyor; “Tanrı’nın benimle vermek istediği mesajı bilemiyorum, umarım birilerinin mutluluğu için varımdır.”
Cevabı Jim Carey söylemişti yıllar önce; “Tanrım, bir gün bütün insanlara istedikleri kadar para ver ki asıl ihtiyaçlarının o olmadığını anlayabilsinler”
Cevap bu işte..
Para değil iç huzur.
Ve burada da Turgut Uyar girsin yazıya; “belki de asıl ustalık her zaman acemi olmayı bilmek” desin bizlere.
Sizi bilmem ama ben hep acemi kalacağım, param çok olmasın ruhum korunsun yeter, çünkü gerisi FASA FİSO cidden..
Parayla saadet olmaz dememişler mi ahhh bunu bir anlasa herkes… üzülüyorum ve amatör ruhumuz hiç kaybolmasın diyorum .
Niyetine ortak oluyorum canım hocam.
Amatör ruhumuz bizi ayakta tutan.
♥️
Teoman asıl cevap ne yazınızı okudum ve zaten ben arka planda az çok ne yaşadıklarını bildiğim için çokta yaşamlarına bir hayranlık duymuyorum hatta bir çoğu da belki de böyle yaşamak bile istemezlerdi. allah yardımcıları olsun
sevdiğim bir sanatçıya dair çok bilgi verici bir bakış açısı kazandım. Jim Carrey’nin hayatı da araştırılmaya değer sevgilerle
Birbirimize ilham olmak ne de güzel bir his.
Jim Carrey anekdotlarını bekliyor olacağım heyecanla.
?