Varlığın manası….. Tohum toprağa ekilir. Güneş, su, hava ve toprağın yardımıyla olgunlaşmaya çalışır. Özü ne ise, özünde hangi çiçek özü varsa olacaktır. Öbürü ya da beriki olmaya çalışmaz. Neyse “O” olur. Bazılarımız gibi başkası olmak veyahut başkasının hayatını yaşamak için çabalamaz.
Varlığın manası önce tohum
Önce tohum ekilir. Toprağın altında bekler uzunca bir süre. Sonra can suyu dökülür. Yeterli gün ışığı da sağlandığında toprağın altında çatlamaya başlar tohum. Yavaş yavaş, canı acır belki ama sonunda elbette ki mutlak güzellik vardır. Ancak henüz olmamıştır. Daha önünde oluşması gereken hava şartları vardır. Çok yağmur yağarsa çürür,insan da çok ağlarsa depresyona girer, çok soğuk olursa hava toprağın altında gömülür gider , insan da eğer bu çok soğuklarda kardelen olmayı bilmezse gömülür gider, yeryüzünde olmayı bile beceremez.
Çatlar, filiz verir. Yeşerir. Daha sonra mucizevi bir şekilde büyümeye başlar. Daha sonra tomurcuklanır. Köklerini hep toprağa ait kılmaya çalışır tıpkı insanlar gibi.. Bizler de toprağı kendimize yakın bulduğumuzdan ya da toprak olduğumuzu ve olacağımızı bilmekten toprak eşelemeyi rahatlatıcı buluruz. Hatta ayakkabılarımızı fırlatıp yalnızca toprakta yürümeyi bile özleriz bazen.
Tomurcuklar yavaş yavaş açılır. Çiçek büyümüştür. Hala olgunlaşmaya çalışır. Bakanların tekrar dönüp baktığı, etrafına mis gibi kokular yayan çiçeğimiz, uzun bir sabrettikten sonra olgunlaşmıştır. Ancak
durmaz. Daha da olgunlaşmaya çalışır. Daha güzel olmaya çalışır.
Ben oldum, deme
Bu bağlamda insan, tohum gibidir. Önce kim olduğunu -özünü-bulmalıdır. Daha sonra hangi şartlar için savaşacağını bilmelidir. Acele eder, henüz büyümeden “Ben oldum!” deyip çiçeklenmeye başlarsa zarar görür. Yavaş yavaş pişmeyi beklemelidir.
Aynı zamanda ne zaman ki insan “Ben oldum !” demiştir, bilin ki o henüz tohumunu bile çatlatmamıştır. Çünkü olduğunuzu bilemez, öldüğünüzü göremezsiniz.
İnsan, özünü bulmaya meyletmeli, bunun için çabalamalı ,aynı zamanda bu amaç için sabretmelidir. Dünyaya bakışımız bu yönde şekillenmelidir bence.
Toparlayacak olursak insan; öz ,ruh,kalp,akıl,madde ve bedeniyle bütündür. Özünü bulamayan insan yarımdır. Tamamlanmaya, ham iken pişmeye müsait değildir, nasıl ki bir çiçek tohumunu ne olduğunu
bilmeden eker ve gerekli şartları sağlayamazsak ölür, insan da eğer ne olduğunu, kim olduğunu öğrenemeden olmaya -pişmeye- kalkarsa hep ham kalır. O ,oldum dese bile.. Zaten eğer biri “Oldum!” diyorsa bilin ki henüz tohumunu bile çatlatamamıştır.
Zira insanlar olduğunu bilemez, öldüğünü göremezler…
her gün okuyorum okudukça ne kadar cahilim diyorum. Yetmiyor bilgiler olamıyorum olmak da istemiyorum sanki. Bu açlık beni mest ediyor. Açlığım bitmesin ilmin ışığı o kadar güzel ki hep orda Onunla olmak istiyorum. ruhumda huzur var ötesi yalan . Yalan dünyanın elmasını istemiyorum … Varlığın manası, öz, özümüz ve bu güzel satırlar ah işte gerisi yalan.
teşekkür ederim :)
Demi yaa insan ne kadar bilgi dağarcığını artırırsa o kadar eksik olduğunun farkına varıyor.
Bu arada türkçe yi geçmişsiniz edebiyatçı olmuşsunuz simdiden???
Teşekkür ederim. Dediğiniz gibi insan ne kadar cahil olduğunu okudukça anlamalı :)
Öze yolculuk daha iyi anlatılamazdı, tebrik ederim.
Özümüzü bulmaya çalıştıkça, naçizane :)
ilim kendin bilmektir e dair güzel bir yazı.Teşekkürler.
Ben teşekkür ederim. :)
Cok begendim tebrik ederim yazmaya devam edin lütfen
Teşekkür ederim. İnşaallah her fırsatta buradayım :)
Harika anlatım ve olayları birbiri ile baglanama ve ortak noktalarda akıllara kazınacak kulaklara küpe olacak deginmeler
“Özünü bulamayan insan yarımdır.”
Teşekkür ederim.İnşaallah bir nebze de olsa yüreğinize dokunmuşumdur :)