İnsan şairi kendinden sayar mı? Sahil boyunca elinde kitaplarla yürüyüş yapan insanları görmek kadar hiçbir şey huzur vermez bana. Anlarım ki o zaman bu insanlarla rahat rahat konuşulabilir, rahat rahat tartışılabilir. Hele elinde şiir kitabı olan insanları görmek işte ne büyük zevktir bana … Çünkü insan şairi kendinden sayar. Duygudaşı sayar. Şairler, ne temiz ruhlu […]
Sahil boyunca elinde kitaplarla yürüyüş yapan insanları görmek kadar hiçbir şey huzur vermez bana. Anlarım ki o zaman bu insanlarla rahat rahat konuşulabilir, rahat rahat tartışılabilir. Hele elinde şiir kitabı olan insanları görmek işte ne büyük zevktir bana … Çünkü insan şairi kendinden sayar. Duygudaşı sayar.
Şairler, ne temiz ruhlu ne kadar evrensel insanlar…Gelecek için yazmışlar sanki.O kadar güzel yazmışlar ki bazen insan kendini onların dünyasından çok kendi dünyası için yazıldığını zannediyor. Bir bakıma duygudaş oluyoruz aslında pek sevgili şairlerimizle.
“Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey.”
Bu mısralarda derin bir ah çekmeyen sevda olur mu hiç? Gözü kör etmesi , insanın gerçeklikle bağını kesmesi ve karamsarlığın en geri planda tutulması bu sürecin bitiminde aslında insanın ne kadar çökeceğinin habercisi konumundadır. İnsan aşka düşünmekle başlar , ümit ederek devam eder. “Ben senin beni sevebilme ihtimalini sevdim.” der mesela. Sonra bu ümit ve ihtimal yetmeyecek olacak ki “Fakat artık ümit yetmiyor bana.” diye serzenişlerde bulunur. Her şey bu kadar basittir aslında. Aşkın formülünü arayanlar için aşk Nazım Hikmet’in mısralarında gizlidir. Cemal Süreya’nın, Sezai Karakoç’un, Adil Erdem ‘in ve aslında Cahit Zarifoğlu’nun mısralarında gizlidir.
İnsan şöyle bir soruyla muhatap oluyor bunları düşününce” herkes aynı aşkı mı yaşadı?” Evet hepimiz aynı aşkı hissettik. Ama bazılarımız farklı isimlendirdi. Bazısı “Mona Rosa “dedi , bazısı “Üvercinka”, bir başkası aynı aşka “Lavinia” dedi.
Öyle ki aşkın aslında herkesçe o sarhoş eden mutluluğu ve daha sonrasında verdiği elem, keder. Hepimiz hissettik, hepimiz bildik ki ayakları yerden kesen, uçuş uçuş hareketli duygular ardından ayakların sertçe yere basmasıyla oluşan o hepimizi mahveden hayal kırıklığı. Yüksek bir yerden düştüğümüzde topuklarımızı sızlatan o sancıyı hepimiz hissettik. Aynı duyguları yaşayan insanlar kardeştir. Belki de bu yüzden onları evimizin en güzel yerine kurulup okuduk. Bu yüzden belki de onları hiç bir zaman kötü göremedik. İnsan kardeşine nasıl ki kötü bir mizacı, huyu yakıştırmaz biz de onlar hakkında söylenilen kötülükleri hiç yakıştırmadık . İnsan şairi kendinden sayar diyerek sözü size bırakıyorum.
Peki sevgili okuyucum senin benim için yazıldı dediğin mısra ne ?
insan şairi kendinden sayar mı evet sayar şair yaşanmışlıklarını anlattığı şiirler veya kitaplarda insanlar genellikle hep kendini yaşadıklarını arar ve bulunca yalnız değilim der sanırım kaleminize sağlık.
Teşekkür ederiim ..