Kafamdaki Fillerin Hepsi Mavi Genel Bakış

Duygularını daima kaybedenlerin yanında konumlandıran yazarımız Murat Gülen “Kafamdaki Fillerin Hepsi Mavi” adlı kitabında hayatımızdaki kötü insanlarla bir nevi hesaplaşma yapıyor. Murat Gülen Röportajımı okuduktan sonra O’nu daha iyi anlayacaksınız.

Yozlaşan edebiyat kültürüne tepkisini farklı bir türde yazdığı bu kitabında görebiliyoruz.

Kafamdaki Fillerin Hepsi Mavi …. Kaybolan hayatlardan kendini bulmaya, bağlamadan gitara, Aşık Veysel’den Nazım’a uzanan bağdaştırmaları ustalıkla kaleme almış yazarımız.

Kafamdaki Fillerin Hepsi Mavi Konusu

Barış ve Sevgi

İki aşığın tanışması ve evlilikleriyle başlayan hikaye asıl bundan sonra başlıyor. Barış, inşaatlar da çalışıyor, Sevgi temizlik işlerinde. Barış, çok kitap okuyan, donanımlı ve özgürlüğün peşinde koşan bir karakter. Sevgi, adı gibi Barış’ın sevgisiyle yoğrulmuş bir kadın. Uzun süre çocukları olmayan ve çevrenin baskısından bunalan iki karakterimizin yıllar sonra çocukları dünyaya geliyor. Galip…

“Hayat, insanın çocuklara dokunabildiği günlerin toplamıydı.”

Galip

Galip… Kitabın esas kahramanı olarak karşımıza çıkıyor büyüdükçe. Babasının ona verdiği en büyük miras okumak. Farklı çalışan bir düşünce sistemi var Galip’in. Okula başladığı ilk günden, hayatının her evresinde tek başına yol almak zorunda kalıyor kahramanımız.

Ona göre “z” harfi hayatta belirli noktalar belirleyip o noktalara düzgünce giden insanın harfiydi, “ş” harfi ise çıkarlarla dolu bir yolu kıvıra kıvıra geçen bir insanı anlatıyordu. Belki de bu yüzden doğru yolda yürüyen insanı her şeye rağmen yalnı’z, türlü yollar deneyerek belirli noktalara varmaya çalışan insanları da yanlı’ş olarak değerlendiriyordu.

Kafamdaki Fillerin Hepsi Mavi sayfa 48

Galip ve Seda

Aşk, her şeyi olduğu gibi yaraları da sarabilmekti. Galip ve aşkın adı Sema… Hayat kadını Sema ve gerçekte ön yargılarımız olan, hor gördüğümüz kadın. Farklı bir bakış açısı ve bambaşka bir hikaye.

Kar gibi bembeyazdım, dedi kadın. Kilometrelerce yol alıp kendi gökyüzümde, insan bildiklerimin arasına düştüm. Düşlerimin üzerine basıldı dostum, bulanıklaştım, eridim, tükendim.

Kafamdaki Fillerin Hepsi Mavi sayfa 150

Güzel, keyifli, okurken birçok kez durup düşünmenizi gerektiren bir kitap.
Okurken toplumu, bakış açılarını eleştirmemek mümkün değil. Farklı bakış açıları ve farklı türde bir roman okumak ve kitabın ikinci yarısında mistik bir havaya bürünen hikayenin gerçeğini ve neden Kafamdaki Fillerin Hepsi Mavi? denildiğini işte bu da okuyunca öğreneceğiniz en keyifli bilgi olacak.

Alıntılar

“Kafesteki sadece bedendir, ruh her daim gökyüzünde süzülür.”

Yalnızlık terbiye edildiğinde insanı idrake,terbiye edilmediğinde insanı deliliğe götürürdü.

Ölüler yaralarıyla, yalnızlar düşleriyle gömülmüştü.

İnsanın kendini bulmak için yaptığı arayış.
Kendine uygun birini bulmak için yaptığı arayıştan çok daha makbuldü.

Kitap arka kapak

Düşlerin cennetinde gerçeklerin canı cehenneme

“İlkokulda sana öğretilen matematiğin ne işe yaradığını değer verdikçe değerin kalmadığı zaman anlarsın. Türkçenin ne işe yaradığını yazıp yazıp silerken, fiziğin ne işe yaradığını atlamak için uygun uçurumu düşünürken anlarsın. Biyolojinin ne işe yaradığını içine kapanıp hissizleşirken, kimyanın ne işe yaradığını dengen bozulurken anlarsın. İzahın ne işe yaradığını sırf ‘o’ dönsün diye gurursuzlaşırken, zamanın ne işe yaradığını geçen günleri sayarken anlarsın. Onlarca yıl, yüzlerce öğretmen, binlerce dersten hiçbir şey anlamazsın da ona dair hasreti bir saniye olsun yaşarken, her şeyi çok güzel anlarsın. Bu kitap, işte o bir saniyenin hikâyesidir…”

Ve yazar, yaşamdaki tüm algısal görkemi okurlarının önüne serip romanını bir saniyelik bir soru ile başlatmaktadır:
Aşk kendini kaybetmek mi, yoksa yeniden keşfetmek midir?

Yüreğinize sağlık sevgili Murat Gülen. Murat Bey’le röportajımızı okumak için tıklayınız.