Güler Yüz Sadakadır
1
|

Yaşadığımız süreçte zor olsa da… Güzel bir manzara hayal edin… Mesela güneşin batışı, denize vuran mehtabın görüntüsü ve yakamozlar… Ya da bir orman manzarası, rengarenk kuşlar, rengarenk çiçekler… Ne kadar keyiflidir bunları izlemek… Güzel şeyleri seyretmek insan ruhunu dinlendirir, insana müthiş bir mutluluk verir. Sanırım çoğunuz bu konuda bana katılır. Bence dünyanın en güzel manzarası gülen bir insanın görüntüsü, ‘ güler yüz ‘üdür.

Gülmek çok garip bir eylemdir. Sadece güleni değil bu gülüşü göreni de mutlu eder.

Gülmenin bu yönünü Peygamberimiz Hz. Muhammed ne güzel ifade etmiş;

Güler yüz sadakadır” diyerek…

Hepimiz, moralini yüksek tuttuğu için kanseri bile yenen kişilerin hikayelerini duymuşuzdur. “Bir kahkaha bir kilo pirzola gibidir” sözünü de hepimiz biliriz.

Bütün bunların yanı sıra modern tıp araştırmaları da gülmenin insanın beden ve ruh sağlığına olumlu etkilerini defalarca ispatlamıştır.

Bağışıklık sistemini güçlendirdiği, enfeksiyonlarla savaşmaya yardımcı olduğu, kandaki oksijen düzeyini arttırdığı, tansiyon ve şekeri düzenlemeye katkı sağladığı ve vücuttaki birçok kası çalıştırarak masaj etkisi yaptığı defalarca yapılan araştırmalarla ortaya çıkmıştır.

Gülmenin kişinin kendisine yaptığı bu etkilerin ötesinde en büyük faydalarından biri de gülen kişinin çevresine verdiği keyiftir. Gülen bir insanın görüntüsü bence dünyanın en güzel manzarasıdır.

İnsanların birbiriyle olan iletişimi, toplum sağlığını etkileyen en önemli faktördür. Bu iletişimin sağlıklı ve verimli olabilmesi toplumda insanların daha çok gülmesine ve gülen insanların sayısının artmasına bağlıdır. Bir ülkenin, bir kentin sokaklarında gülen insanlar ne kadar fazlaysa o ülkenin ve o kentin yaşanılabilirliği de o oranda artacaktır.

Gülmenin gücünü en net bir şekilde mizah tarihine bakarak anlayabiliriz. Genel anlamda mizah tarihinin en dikkat çekici yönü, mizahın egemen güçlerin baskısından doğmuş olmasıdır. Bu nedenle tarih boyunca mizahçılar baskıcı egemen güçlerin hedefi olmuştur. Ancak tarih bize sürekli mizahın kazandığını da gösterir. İşte bu durum mizahın ve gülmenin gücünü en iyi anlatan göstergedir.

Bugün 1 Nisan…

1564 yılında Fransa Kralı 9. Charles daha önce 1 Nisan olan yıl başlangıcını 1 Ocağa çeker. Ancak devrin iletişim şartları nedeniyle uzun yıllar boyunca çoğu kişinin bu durumdan haberi olmaz ve insanlar 1 Nisanda yeni yıl kutlamaları yapmaya devam ederler. Olaydan haberi olanlarda 1 Nisanda yılbaşı kutlayanlarla dalga geçerler ve 1 Nisan tarihini ‘Aptallar Günü’ olarak kutlarlar. Yıllar sonra bu durum düzelse de Fransızlar geleneğe sahip çıkarlar ve bu gün önce Fransa’da sonra da dünyanın büyük bölümünde ‘Şaka günü’ne dönüşür.

Ülkemizde de yıllardır her 1 Nisan da birçok kişi birbirine şaka yapar. Ezop masallarının, Nasreddin Hoca’nın, Keloğlan’ın, Hacivat ve Karagöz’ün, Kavuklu ve Pişekar’ın, Kemal Sunal’ın yetiştiği bir coğrafyanın da zaten böyle bir mizah kültüründen uzak kalması düşünülemez.

Siz bakmayın son zamanlarda ortaya atılan; ‘1 Nisanda Müslüman katliamı yapıldı, onu kutluyorlar’ gibi hiçbir tarihsel kaynakta yer almayan ve uydurma olduğu çok açık olan rivayetlere…

Gülmek için her fırsatı değerlendirin.

Ve unutmayın… Gülmek, sadece sizin değil çevrenizdeki herkesin sağlığı için çok faydalıdır.

Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım

"Kıyamet borusu çaldığında, ben, elimde bu kitapla yüce yargıcın huzuruna çıkacak ve şöyle haykıracağım: İşte yaptıklarım, işte düşündüklerim ve işte ne olduğum. BU kitapta ben her şeyi, bütün açıklığıyla dile getirdim. Yaptığım hiçbir kötülüğü gizlemediğim gibi, yapmadığım bir iyiliği de söylemedim. Gerek rezil ve sefil, gerekse asil ve iyilik sever olduğum zamanları tüm içtenliğimle gözler önüne serdim. İç yüzümü tıpkı senin bildiğin gibi dışa vurdum. Ey ebedi Varlık! Kullarını etrafıma topla da itiraflarımı dinlesinler. Topla ki kederlerim karşısında inleyip, çirkefliklerim karşısında utansınlar. Ve hepsi birer birer Taht’ının dibine gelip, kalplerindekini aynı içtenlik ve dürüstlükle itiraf etsinler. Sonra da içlerinden birisi çıkıp, cesaret edebilirse, ‘Ben, bu adamdan daha iyiyim’ desin." Jean-Jacques ROUSSEAU / İTİRAFLAR

Yazarın Profili

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

Yorumlar (1)

  1. 1 Nisan 2020

    Çok güzel bir yazı olmuş keyifle okudum kaleminize sağlık…

Bir cevap yazın