Kara Kutu

Soner Yalçın’ın epey konuşulan son kitabı ”Kara Kutu”yu duymuşsunuzdur mutlaka. Tamamen belgeler, kaynaklar ışığında yazılmış bu kitabın her kitaplıkta olması gerektiğini düşünüyorum. Aşıdan, antibiyotiğe, şekerden tansiyona kadar pek çok tartışılan alanda gerçekleri mercek altına yatırmış sevgili Soner Yalçın. Bu sayede bilmediğiniz gerçeklere şöyle geniş bir bakış açısından vakıf olma imkanı tanıyor bizlere.
Kitap, Yalçın Küçük’ün yazdığı şu sözlerle başlıyor. ”Benim bir kolaylığım var; genel kabulleri hep kuşku ile karşılıyorum. Ve doğruyu tersinde arıyorum.”

Eğer herkes aynı şeyi düşünüyorsa kimse düşünmüyor demektir.

Soner Yalçın kitabın yazılış amacıyla ilgili şöyle söylüyor: ”Bu kitap adı ister modern tıp ister tamamlayıcı tıp olsun; kesin olarak tıbba karşı yazılmadı. Bu kitap ilaca, aşıya düşmanlık için yazılmadı. Bu kitap, şu ilacı kullanın ya da şunu kullanmayın diye yazılmadı. Bu kitap doktorları rencide etmek için yazılmadı. Ama, bu kitap, ilaç sektöründe neler olduğunu halkın öğrenmesi için yazıldı… Bu kitap bilim namusuna sahip çıkmak tıbbın ilaç tekellerinin karanlık yüzünü anlatmak için yazıldı… Bu kitap tıp-ilaç sektörünün ekonomi politiği konusunda bilgi verme amacıyla yazıldı… Bu kitap tıbbın emperyalizmin en önemli silahlarından biri olduğunu göstermek için yazıldı… Bu kitap insanın kendi başına kendi sağlığı konusunda farkındalık yaratması amacıyla yazıldı… Bu kitap; araştırmaları görmezden gelerek doğruları gizleyerek çıkarlarına uygun önemsiz bulguları ise abartarak medyayı-bilimsel dergileri parayla lehlerine çevirerek ve siyasal iktidarları kullanarak küresel şirketlerin insanlara nasıl ‘hapı’ yutturduğunu gözler önüne sermek için yazıldı…”

Pek çok ilacın kimyevi yan etkilerinden tutun da, ilaç firmalarının hiç de masum olmayıp tek amaçlarının daha çok kazanmak olduğunu, kimi, mesleğini para uğruna satmış sözde doktorların bu ilaç firmalarının nasıl kuklası olduğunu, ilaç firmalarının daha çok daha çok kazanmak için yeni yeni hastalıklar türettiklerini, yerli ilaç firmalarının nasıl yok edildiğini, insanı aynı tornadan çıkan ürünler gibi değerlendirip tek tipleştiren ve ona göre tedavi etmeye çalışan endüstriyel tıbbın tarihini okudukça, öğrendikçe şaşıracaksınız.

Kara Kutu

“Bilinçli bir insan” olmak için okuyun.

Ve son olarak yine sevgili Soner Yalçın’ın sözleriyle bitirmek istiyorum yazımı… ‘Bizler hastalıklarımız ve anlayışlarımızla, şartlanmışlıklarımızı oluşturmuş olup da aslında kaderimizin kurbanı olduğumuzu düşünürken asıl, kaderimizin bizim kurbanımız olduğunu hiç düşünmemişiz. Fiziksel biyolojik bedenimize yansıyan hastalık vs. gibi durumlarda konsantre olunması gereken, temelde o hastalığın, beden dediğimiz madde alanımızda yüzeye çıkmasına sebep olan, manevi(manyetik) enerji alanıdır. Unutmuşuz, unutturulmuşuz. Ya dezenformasyona biat edeceğiz ya da bize dayatılan simülasyonu kabul etmeyip hakikat mücadelesi vereceğiz. Güçlü insan çağının yalanlarını reddeder. Gerçeğe ulaşmak sadece cesaret istiyor…”

Tavsiye Kitap Önerilerimiz