Hayat Bir Seçimdir… Çoğu zaman sorgularız kendimizi; nereden geliyoruz, nereye gidiyoruz, yıllar sonra nereye varmış olacağız, kimlerle olmuş olacağız. Bunların cevabını zaman içerisinde öğreneceğiz ve öğrenme aşamasındayken yapmamız gereken en önemli şey elimizden gelenin en iyisini yapmayı denediğimizden emin olmak. Ve bu durumda soruları biraz değiştirmek yararımıza olacaktır; kimlerle birlikteyiz, kimlerle ilerliyoruz ve kimlerle olmak […]
Hayat Bir Seçimdir…
Çoğu zaman sorgularız kendimizi; nereden geliyoruz, nereye gidiyoruz, yıllar sonra nereye varmış olacağız, kimlerle olmuş olacağız. Bunların cevabını zaman içerisinde öğreneceğiz ve öğrenme aşamasındayken yapmamız gereken en önemli şey elimizden gelenin en iyisini yapmayı denediğimizden emin olmak.
Ve bu durumda soruları biraz değiştirmek yararımıza olacaktır; kimlerle birlikteyiz, kimlerle ilerliyoruz ve kimlerle olmak isteriz? Sanırım en çok bizi biz yapan insanlarla olmak isteriz.
Peki nedir bizi biz yapan insanların özellikleri? Bu sorunun cevabı da dönüp dolaşıp her sorunun cevabı gibi kendimize geliyor. Bizi biz yapan insanların özelliklerini ancak kendimizde bulabiliriz çünkü. Öyleyse bizi biz yapan insanlara ulaşmak için çabalamalı mı yoksa bizi biz yapan özellikleri kendimizde geliştirip kendimize mi yoğunlaşmalı?
Hayat kocaman bir soru döngüsü içerisinde ilerliyor, lakin; her sorunun cevabı yine kendimize açılıyor. Bu yüzden nerede olursak olalım, ne yaparsak yapalım, ne için mücadele veriyor olursak olalım bunun tüm sonuçlarına katlanabileceğimizden emin olalım. Ve şunu belirtmek isterim ki her şeyin bir sonucu olacaktır. Negatifler ve pozitifler daima yan yana olacaktır. Ama hangisinin daha ağır basacağını ve hangisinin bedelini ödemeye daha gönüllü olduğumuzu seçebilme şansına sahibiz çoğu zaman.
Bir gün yolda yürürken tartışan iki insana rastlamıştım. Yüksek seslerde tartışıyorlar ve birbirlerine öğüt veriyorlardı. Ve bu iki insan çok yaşlı insanlar değildi. Ortalam 20-25 yaşları arasında iki tane genç adam. Ve o kişilerin tartışmalarının üzerinden şuan yüzünü dahi hatırlayamayacağım kadar uzun süre geçmiş olsa bile aralarından birisinin söylediği bir cümleyi ömrüm boyunca unutmayacağımdan eminim. O genç adam arkadaşına dönüp şöyle söylemişti;
O gün anlamıştım ki neyi seçersem seçeyim bir bedeli mutlaka olacaktı. Belki daha az, belki daha çok. Belki daha güvenli, belki daha riskli. Neyi seçersem seçeyim mutlaka bir bedeli olacaktı. O zaman anladım ki asıl soru ”bu güvenli mi? ” değil, ”Benim seçimim bu mu? ” olmalıydı. Hayallerini hiç yaşamamış ve hatta yaşamayı denememiş olan insanların bana hayatım hakkında akıl vermesine izin verdim ve bu bir seçimdi. Ve bu seçimin sonucunda ödediğim bedel benim de aklımın zehirlenmesi ve daha depresif bir durum içine düşmüş olmamdı. Beni manevi anlamda yükseltebilecek insanlara tutunmak yerine manevi anlamda dibe çekecek insanlarla olmayı seçmek benim seçimimdi. Sadece bunun farkında değildim. Ve bunu buraya yazdım; çünkü belki birilerinin doğru soruları sormasına ve doğru seçimler yapmasına yardımda bulunurum.
Kendimize zarar vermek çoğu zaman bir seçimdir arkadaşlar. Kendimize zarar vermeyi seçmeyelim, kendimizi geliştirmeyi ve hayallerimiz için mücadele etmeyi seçelim.
Çok içten buldum yazınızı devamını bekliyorum
Çok teşekkür ederim 🙂
Kübracım senin bu hayata sımsıkı sarılmanı çok seviyorummmm
Çok teşekkür ederim <3