Aşık mısınız Hangi Aşıksınız ? |
Aşk insanın duyduğu en kuvvetli hisse verilen admış. Bakalım “Siz Aşık mısınız , Hangi Aşıksınız ? ” Hep beraber okuyup verelim cevabı. Aşk Aşk insanın duyduğu en kuvvetli hisse verilen admış. Yadsınamayan, kabul görmeyen zamanlarda iki insanın birbirine kuvvetli sevgisi de aşk olarak isimlendirilmiş. Aşkın bu denli ve kuvvetli oluşu her dönemde şiirlere konu olmuş.Kişinin […]
Aşk insanın duyduğu en kuvvetli hisse verilen admış. Bakalım “Siz Aşık mısınız , Hangi Aşıksınız ? ” Hep beraber okuyup verelim cevabı.
Aşk insanın duyduğu en kuvvetli hisse verilen admış. Yadsınamayan, kabul görmeyen zamanlarda iki insanın birbirine kuvvetli sevgisi de aşk olarak isimlendirilmiş. Aşkın bu denli ve kuvvetli oluşu her dönemde şiirlere konu olmuş.Kişinin hissettiği hayranlık duygusunun ardından hızlı mutluluk hissi sağlaması , ayakları yerden kesmesi, manik bir hale sokması bağımlılık yapması için yeterli olurmuş. Kişi yaşadığı bu manik halden sonra her nedense bir anda melankolik hale düşer ve mutluluktan uçan ayakları hızla yere çarparmış.Aşkın bu acı verici hali bile bağımlı olmaya yetermiş.Bağımlılık gün gittikçe artar ve umutsuzlukla harmanlanırmış. İşte bu umutsuzluk hali gerçek aşıklar tarafından hissedilirmiş sadece. Aşıklar ikiye ayrılırmış.Çok sevenler ve kendini sevenler.
Çok sevenler hiçbir zaman ayrılık düşünmez ölümün bile güzelliğinin farkına varırmış. Güzel olan ölüm değil, kavuşmak olduğunu bilirlermiş. Şahit olmak ve işe yaramakmış, ölüm.
Kendini sevenler hep ayrılık düşünürmüş, yorarmış, kırarmış. “Ben öyle demek istemedim.” dermiş. Dinlemezmiş, şahit olmazmış. “Ben sensiz yapamam.” dermiş. Hep “ben” diye başlarmış cümleye. Okumayı bilirmiş de neyi nasıl okuyacak işte onu bilemezmiş. Gözlerindeki sevgiyi okuyamazmış mesela ya da kırgınlığı. Kendini sevenler zaten aşık da olamazlarmış tam anlamıyla. Aşkın melankoliyle harmanlandığı o küçük aşamadan sonra ilerleyemeden sıkılırlarmış. En büyük özellikleri buymuş. Çabuk sıkılırlarmış. Bir insan kendini seviyorsa başkasını sevmekten çabuk usanır derler. Bir kalbe iki aşk ağır gelirmiş.
Yalnız bir aşk varmış ki o aşk çok sevenlere layıkmış. O kalpte tek aşk her şeyi sevmeye yetermiş. Bu aşkta acı çekmek o kadar güzelmiş ki! Ünlü divan şairimiz Fuzuli :
“Aşk derdiyle hoşem el çek ilâcımdan tabîb
Kılma dermân kim helâkim zehri dermândadır.” diyerek açıklamış.
Anlamı günümüz Türkçesiyle şuymuş: Aşk derdiyle hoşnudum, ey doktor! Bana ilaç verme ki, benim helak olmam; senin derman olsun diye vereceğin zehrindedir.
Kendini sevenler tabibin verdiği ilacı sorgusuz sualsiz kabul ederken çok sevenler aşkın acısını bile çekmeye razıymış. Aşk. Bu üç harfli kelime kimilerini helak ederken kimilerini kendine getirirmiş.Özünü buldururmuş. Çok sevenler ilk önce boşluğa düşer gibi olur sonra kendilerine verilen çok sevme nimetiyle özlerini bulmaya çabalarlarmış. Mezkur aşk kesinlikle iki acizin birbirine duyduğu yoğun sevgi olarak anlaşılsın istemem. Kendini bulmaya çalışanların hissettiği yoğun duygu bahsettiğim.
Ben herhalde çok sevenlerdenim. Kimse de çıkıp kendini sevenlerdenim demez tabi ama ben gerçekten öyleyim. 🙂