Herkese merhaba … Geçtiğimiz günlerde bitirdiğim kitabım “Siyah Kar Kitap Yorumu” ile sizlerleyim . Yaz ayları okuduğum kitap açısından çok verimsiz geçti . Sanırım bu yüzden bu sıralar vaktimi daha çok kitap okumaya verdim.

Kitabımız Siyah Kar , yazar Juliette Sobanet ile tanıştığım ilk kitap oldu. Yazarı ilk defa okuyacağım için de kitap ile ilgili okuduğum iddialı yorumlar beni bu kitaba yönlendirdi diyebilirim. Genel manada okuduğum kitaplar tarih, kişisel gelişim üzerineyken ara sıra bu tarz kafa dağıtan , ruhumu besleyen kitaplara da ihtiyacım olduğunu fark etim . Böylesi durumlarda elim genelde Sarah Jio’ya gitse de bu sefer değişiklik yaparak benzer tarzlarda olduğunu tahmin ettiğim Juliette Sobanet’e gitti. İyi ki de gitmiş , az sonra sizlere aktaracağım yorumda hak vereceğinizi umuyorum. Bu yüzden öncelikle kitabın yazarına değinmek isterim .Yazılmış iki eseri mevcut . Biri Yağmurda Dans diğeri de okuduğum Siyah Kar . Ülkemizde basımı , Arkadya Yayınevi’nce yapılmıştır. Gerek kapak dizaynı gerekse editörlüğünü çok beğendim . Yazarımız öğrenim hayatını Paris’te geçirmiştir ve yazmaya başlamadan önce Fransızca öğretmenliği yapmıştır. Günümüzde yazarlığa ise eşi ve iki kedisiyle San Diago’da devam etmektedir.

• Tür : Bilimkurgu, Gerilim, Polisiye, Romantik
• Çevirmen : Solina Silahlı
• Editör : Yasemin Büte
• Sayfa Sayısı : 282
• Yayınevi : Arkadya Yayınları
• Yayın Tarihi : 8 Ocak 2016

Zaman adeta sihirli bir değnek gibidir. Ya tamamen olacakları değiştirirsiniz ya da geçmişin gölgesini…

“Siyah Kar” KONUSU :

Elimize fırsat verilseydi geçmişe gidip şimdimizi değiştirmek ister miydiniz? Çoğumuzdan evet cevaplarını duyar gibiyim . Kısa vadeler için evet ben de isterdim sanırım. Umarım gerçekleri değiştirmek için birkaç jenerasyon geriye gitmemiz gerekmez.Kitabımız bu noktada çok şey ifade ediyor.

İkiz kardeşler Jillian Chambord ve Isla , geçirdikleri korkunç çocukluklarından dolayı birbirlerini kendi hayatlarından gizleyerek farklı şehirlerde yaşantılarını sürdürmektedirler. Ta ki eski sevgili Samuel’in Jullian’ın gazetecilik yaptığı ofise gelip kardeşinin kaçırıldığı haberini verene kadar. Jullian ise geçmişlerini derinden etkileyen senatör üstüne bir haberin peşindeydi. Şimdiyse Alpler’den Parise hareket eden Doğu Ekspresi’nde kaçıralan üç kızdan birisinin kardeşi olması Samuel ve Jullian’ın yollarını tekrar kesiştirmiştir.

Samuel’in hikayemizdeki yeri ise hem Jullian ile eski sevgili olmalar hem de Fransa’nın varlıklı ailelerinden olan Morellerin Isla’yı bulmak üzere kiraladığı ajanlardan olması . Jullian ve Samuel’in , Isla’yı bulmak için bindikleri Doğu Ekspresinde hiç bir şey günümüzdeki gibi değildir. Aynı olayın 1937 tarihinin Noel arifesinde yine aynı tren ve yine üç kızın başına gelenler ; karakterlerimizi anlam karmaşasına sokmuştur.

Dahası aşk ve aksiyon yüklü satırların nasıl aktığını anlamadan kitabı bir gün de bitirdim. Gereksiz uzatmalar yoktu. Ayrıca son satırlar da devamı geleceğinin sinyalini verdi ama kitabın sonuç kısmı gayet açık ve net kaleme alınmış. Muhteşem kurgusu ile aile bağlarının önemini vurgulayan, sevdiklerimiz için yapmayacağımız fedakarlıkların olmayacağını gösteren bir romandı . Sonu ise elbette sürprizli 🙂

Hepimize koşuşmalı hayatımızda mola verdirecek keyifli anlara götürecek aşk dolu satırlar vaat ediyorum . Diğer kitap yorumlarımda görüşmek üzere. Kitapla kalın….