Eylüle Kadar Kitap Yorumu / Ertuğrul Özgün |
Değerli okur dostlarım merhabalar , tarih kasım ayında iken böyle bir kitabın yorumu ile sizlerle olmanın mutluluğunu yaşıyorum. 24 Kasım Öğretmenler Günü’ne istinaden Eylüle Kadar kitabını sizler de keşfedin istedim. Yazar Ertuğrul Özgün ile tanışmam kitap postları paylaştığım instagram hesabım @okuyeterki üzerinden oldu. Hemen akabinde de kitabı sipariş vermem üzerine kendimi 1970’ler Türkiye’sinde buldum. ” […]
Değerli okur dostlarım merhabalar , tarih kasım ayında iken böyle bir kitabın yorumu ile sizlerle olmanın mutluluğunu yaşıyorum. 24 Kasım Öğretmenler Günü’ne istinaden Eylüle Kadar kitabını sizler de keşfedin istedim. Yazar Ertuğrul Özgün ile tanışmam kitap postları paylaştığım instagram hesabım @okuyeterki üzerinden oldu. Hemen akabinde de kitabı sipariş vermem üzerine kendimi 1970’ler Türkiye’sinde buldum.
” Bu coğrafyada, bu milleti yaşatmanın bedeli büyüktür . Atalarımız canını vererek bunu başardılar. Ancak bugünkü kültür emperyalizmi ve teknolojik gelişmeler karşısında can vermek yetmeyebilir. Önce değerlerimizi koruyacağız sonra yeni değerler yaratacağız . Yani çok çalışacağız . Bunun birinci adımı da herkesin kendi işini en iyi şekilde yapmasıdır. “
Sade bir dille kaleme alınan romanımız yazarımızın ilk kitabı ve devamının da geleceğini umuyorum. Dil sade , kitap akıcı ancak bir çırpıda okuyup bitirmek yerine üzerine düşünerek okumak istedim .
TÜR : Biyografi
Editör : Dorlion editör atölyesi
Sayfa Sayısı : 256
Yayın evi : Dorlion Yayınevi
Yayın Tarihi : Mart 2019
Eylüle Kadar , 1970’ler Türkiye’sinden, 17 Eylül 1980 İhtilal’ine yaşanan olayların romanı. Doğu Karadeniz’in ücra bir köyünde hayat gailesi içerisinde bir yaşam süren Sinan’ın üç kardeşi ve annesinden başka kimsesi yoktur. Sizlerde tahmin edebilirsiniz ki Sinan’ın içinde bulunduğu yaşam koşulları onu eli ekmek tutma mecburiyetine sokmuştur. Bulunduğu coğrafya ve dönem şartları gereği ya fındık tarlasında çalışacak ya da o dönemin revaçta okullarından olan öğretmen okulunu kazanarak meslek sahibi olacaktı. Türlü imkansızlıklara rağmen Artvin Öğretmen Lisesini kazandı. Ancak O dönemde ülke siyasetinde baskın iki grup vardı. Bu durum eğitime de yansımıştı. Sinan da bulunduğu şehirdeki siyasi merciler etkisiyle okuldaki ayrışmalar içerisinde buldu kendisini. Karıştığı olaylar neticesinde Çanakkale Öğretmen Lisesine sürüldü.
Eylüle Kadar : Sinan , Çanakkale’ye geldiğinden itibaren , yaşadığım şehrin 1970’ler deki hali ; mekanları , kordonu ( tabi ki çok şey değişti. ) kitapta geçtikçe beni daha da heyecanlandırdı.
Çanakkale Öğretmen okuluna sürgün edilmesi , idarecilerin yaptığı uyarılara rağmen Sinan’ı ideolojilerinden uzaklaştırmamış aksine hitabeti ve edebi yatkınlığı sayesinde etkili konumda hareketlerine devamını getirmiştir . Hatta bu faaliyetleri zaten maddi darlık içerisinde okumaya çalışan Sinan’ın okulunu uzatmasına yol açtı. Sonrasında da meslek hayatında pek çok mücadele ile karşı karşıya kaldı…
Tabii hep bu kadar kasvetli bir hayat yaşıyor diyemem Sinan için, kitap sırf siyasi olarak ilerlemiyor. O da sürpriz olsun kitabı okuyacak olan dostlarıma ….
Sonuç olarak kitabın bana kattıklarını toparlayacak olursam bu ülke coğrafyasında ama silahlı direniş ama fikri direniş olarak hep bir mücadele hakim olmuştur. Bunun en acı yönü ise yitirilen canlardır ve akabinde meslek edinme hayali ile genç yaşta memleketlerinden ayrılan bir neslin ideolojik olarak bölünmesidir. Bu bölünmenin eğitim için geldikleri okullarda olması da ayrıca trajiktir. Okuduğum her satırda bir milleti kontrol etmek için en iyi yöntemin onları bölmek olduğunu anımsadım. Üstünde düşünülecek , yorumlanacak çokça olay halen yaşanmakta. Birlik ve beraberlik içerisinde umut dolu şimdilere ve yarınlara…
Çok teşekkürler bu kitaptan hiç haberim yoktu. en kısa zamanda okuyacağım.