1. Anasayfa
  2. Edebiyat Kafe

Bir Küçük Yaralanma Meselesi

Bir Küçük Yaralanma Meselesi
0
|

Bir Küçük Yaralanma Meselesi …Her insanın hayattan nasibini almış yaraları vardır . Kimi dost bildiği yoldaşından kimi yar dediği yareninden kimi canından can verdiği parçasından. Bu yaraların acısını ölçecek bir terazi daha yoktur. Bu dünyada… 

Uyanış

Yarayı açan tarafsanız en merhametinizden vurulacak anda uyanırsınız. Geç kalınmış bir uyanışsa bu uyumaya devam edersiniz çaresizce yahut sessizce. Zalim olma yoludur bu aynı zamanda… Eğer yaranın kabuk tutmasını beklediyseniz iyileştirme sürecinde, affedilme ve benliğinize doğru aydınlık bir yolunuz olacaktır demektir. Yaraya iyileştirip izlerini en masum yerinizden en saf hislerinizle dokunursanız mertebeniz katından zirveye ulaşma yolundadır. İzler kalsa da sizin çırpınışlarınız ve en masum saf dokunuşunuz hatırlanacaktır. Fakat yarayı kanarken görmüş ve körleşmeye başlamışsanız şayet, tebrikler! İstediğiniz zalimlik mertebesi makamından en güzel yerinizi almışsınızdır…   

İnsanların hayattan aldıkları yaralar hangisi olursa olsun en ağırı gözle görülmeden oluşanlarıdır. Ölümün çaresi duadır. Orası ,herkesin sonunda varacağı bir limandır nitekim . Yoldaşın açtığı yara öğüttür. Kendi hayatında yürüyordur başında ve sonunda… Yarenin açtığı yara vebaldir. Günahı onun boynuna..! Canından canın yarası en beteridir bu hususta. Lakin canının yarısından alacağın yaranın bile “Şükrü” vardır her ana babanın yanında. 

Her mevsimin hikayesi

Kapanmayan tek yara gözünle görmeyerek, inanmışlığın ortasında ışığa koşarken bir anda aldığın yaradır. Her mevsimin hikayesi gibi olan bir hikayede beklemediğin anda aldığın yara… İlkbahardan sonra Güz mevsimini karşılarken Kışı yaşadığın o yolda Yazın yüzünü gördüğünü sanıp gülümserken hissettiğin o tarifsiz ağrıya neden olan yara vardır. Sırtınızdan kalbinize uzanan yemyeşil bahçenizi kuraklaştırarak ilerler. Öyle bir ilerler ki sahibini kör sağır dilsiz yaparken sizi nefesinizden alıkoyarak ıssızlaştırır.

Sahibinin dilsizliği size haber veremez, sağırlığı çığlıklarınızı duyamaz ve körlüğü yarayı göremez. Böylece iyileştirmek yerine arkanızı döndüğünüzde sessizce uzaklaşan karartı vardır yalnızca. Kurak bir vadide oluk oluk kanayan yaranızla baş başa olduğunuzu görürsünüz sonra. Yaraların en büyüğü adanmışlık sırasında açılmış olanlardır zannımca. İşte “Bir Küçük Yaralanma Meselesi” … Yoldaş yolunda, yaren edebiyle kolunda, evlat canında dursun bu 3 günlük dünyada. Sırtınızdan yaraları kalbinize yol edenler de… 

İnsanoğlu şaşar deyip şaşmadan açtığı yaraların izlerini öpenlere selam olsun. Gerisi? 3 günlük dünyanın insanı olsun…

Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım

Denklemin hayat sürecin. Sürecin mihmanı ise esas benliğin… Aynı şeyleri yaşamıyoruz. Biz aynılaşıyoruz. Olgunlaşmıyoruz. Birikiyoruz. Biriktikçe dimdik değil kamburlaşıyor ve en kolaya odaklanıyoruz. Ve ben; zamanlaşıyorum, anı’laşıyorum ve birikimlerimle ağırlaşıyorum. Halk dilinde sanırım böyle olgunlaşıyorum…

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.