Serpil Tuncer
Serpil  Tuncer
meltemfas@hotmail.com
Biz Seni Çok Sevdik Adile Naşit
  • 2
  • 176
  • 24 Nisan 2020 Cuma
  • 1 Yıldız2 Yıldız3 Yıldız4 Yıldız5 Yıldız
    1 Kişi oy verdi
    Ortalama puan: 5,00.
    Bu yazıya oy vermek ister misiniz?
    Loading...
  • +
  • -

Onu anlatmaya bu satırlar yeter mi bilemiyorum ama şunu söylemek kesinlikle mümkün. O, boyundan büyük işler yaptı. Hem televizyonda hem de tiyatroda gördük onu. Hababam Sınıfı’nda elinde zil çalarken, evladı bildiği öğrencileri korumak için Mahmut Efendi’nin karşısında dimdik durdu. Hababam’lı öğrenciler, sert ve disiplinli bir karakter olan Mahmut Hoca’ya karşı ayaklanmak amacıyla türlü komplolar kurarken, […]

Onu anlatmaya bu satırlar yeter mi bilemiyorum ama şunu söylemek kesinlikle mümkün. O, boyundan büyük işler yaptı. Hem televizyonda hem de tiyatroda gördük onu. Hababam Sınıfı’nda elinde zil çalarken, evladı bildiği öğrencileri korumak için Mahmut Efendi’nin karşısında dimdik durdu. Hababam’lı öğrenciler, sert ve disiplinli bir karakter olan Mahmut Hoca’ya karşı ayaklanmak amacıyla türlü komplolar kurarken, kuzucuklarının yanında yer aldı. Onu seven sadece gençler değildi. Çocukların da Adile teyzesiydi. Bütün Türkiye’de yediden yetmişe herkes onu sevdi… Bir kuşak onunla büyüdü.

Biz Seni Çok Sevdik Adile Naşit

Adile Naşit tiyatrocu bir aileden geliyordu. Babası direklerarasında devrin ünlü tiyatrocularından komedyen Komik-i Şehir Naşit Beydi ve annesi de Amelya Hanımdı. Anne tarafından Ermeni baba tarafından Rum olan Adile Naşit’in gerçek adının Adela olduğuna dair bilgiler bulunmaktadır.1

Adile Naşit 17 Haziran 1930’da dünyaya gözlerini açar. Abisi Selim ile birlikte Turan Tiyatrosu’nun kimi zaman dolu kimi zaman boş kulislerinde çocukluluklarını geçirmiştir. Turan tiyatrosu ise Şehzadebaşı’nda yer alan devrin ünlü tiyatrosudur. Çocuklar, anne ve babalarının izinden gitmeye o yıllarda karar verirler.

Adile Naşit o yılları şöyle anlatıyor.

Daha sekiz yaşındayken babam beni karşısına alır, Ermeni taklitleri öğretirdi. Keyfi yerinde olduğu zamanlar kendisini seyre doyamazdık. Makyaj yapar bize oyunlar gösterirdi. Sonra bizi karşısına alır, monologlarla rollerimizi ezberletir makyajımızı yapardı. Dokuz yaşındayken onun yardımı ile Hamlet’i oynamıştık. Ağabeyimden çok benim iyi bir tiyatro kültürüne sahip olmamı daima arzu ederdi. Orta tahsilimi bitirdikten sonra Ankara Devlet tiyatrosuna göndermeye niyeti vardı. Selimin tiyatroya intisabını istemezdi. Onu doktor veya mühendis yapmayı düşünüyordu. Ona daima “Bir baltaya sap ol da ne olursan ol!” derdi.  Bütün ömrü boyunca sahnede kaldığı halde maddi bakımdan pek müreffeh bir hayat geçirdik sayılamaz. Elli senelik sahne hayatından sonra biriktirebildiği bütün para 1450 lira idi. Bu yüzden hastalığı sırasında çok sıkıntı çektik.2

Adile Naşit’in ve abisi Selim Naşit’in tiyatroya olan aşklarını görenler sadece aileleri değildi. Öyle ki etrafındakiler de çocukların içlerinde yeşeren tiyatro aşkına tanıklık ediyorlardı.

Recep İlkbahar iki kardeşin tiyatro aşkını şu sözlerle anlatır:

Geleceğin büyük sanatçıları olarak tiyatromuzu yüceltecek iki kardeş Şehzadebaşı’nda bulunan Millet Tiyatrosu’nun üst katındaki evleri ile kulis arasında sahnenin tozunu yutarak büyür. Naşit Bey çocuklarının tiyatrocu olmalarından ziyade okuyup mühendislik ya da doktorluk gibi bir meslek edinmelerinden yanadır fakat iki kardeşin çocukluk oyunlarında dahi karakter canlandırma vardır. Öyle ki bu canlandırmalarda ünlü İngiliz yazar William Shakespeare’in Hamlet adlı oyunu bile geçmekte ve Adile, Ophelia karakterine hayat vermektedir. Cumhuriyet’in onuncu yıl kutlamalarında ilk temsillerine abi kardeş olarak çıkan iki sanatçı hayatlarının sonuna kadar oyunculuktan bir gün olsun uzaklaşmayacaklardır. 3

Onu biz hep anne rolü ile tanıdık. Gülen Gözler, Aile Şerefi, Neşeli Günler ve diğer sinema filmlerinde de sevecen, her zorluğa dayanan o sıcak anne şefkatine sahip rolü üstlenmesi tesadüf değildi.

Bu konuya devamla Süleyman Çeliker şu bilgileri aktarır:

1944 yılında figüran olarak rol aldığı gösteride anneyi canlandıran oyuncu hastalanır. Henüz 14 yaşındadır. Makyajla yaşlandırırlar; anne rolünde çıkar sahneye. Sonuç harikadır. Tiyatro ve sinema onu sürekli yaşlı kadın rolleriyle sınamaktadır. Bu sefer 25 yaşındadır. Masif İskemle adlı oyunda Gülriz Sururi’nin 65 yaşındaki annesini canlandırır. Sonuç yine harikadır. Bu oyun ona sinemanın da kapılarını açar. Oyunu izleyen Anadolu Film’in sahibinin dikkatini çekmiştir. Görüşmeye çağırırlar. Ertesi gün gittiğinde kapıyı Hüseyin Peyda açar: “Kimi aradınız?” “Film için gelmiştim, beni çağırtmışsınız.” “Bir yanlışlık olacak, biz oyundaki 65 yaşındaki kadını çağırmıştık.” Sonra durum anlaşılır.4

Su akar yatağını bulur dedikleri bu olsa gerek. Mecburen oynamak zorunda kaldığı anne rolü artık Adile teyzenin sanatına yön verecektir. Adile Naşit’in o güldüren yüzünün arkasındaki hüznü hep saklı kaldı. Gerçekte de bir anneydi ancak tek evladı olan Ahmet’i 16 yaşındayken kaybetmiştir.  Kalbi delik olan Ahmet’in kalp ameliyatı başarılı geçmesine rağmen sonrasında fenalaşarak komaya girmiş ve kurtarılamamıştır.

Ben, Adile Naşit’in “Uykudan Önce” programını izleyen o şanslı çocuklardandım. 1980 yılında TRT de gösterilen bu program başlamadan saatler önce biz yerimizi alırdık. Onun güzel masalları ile büyüdük. 1985 yılında yılın annesi seçilen sanatçı o devrin çocuklarının kalbinde taht kurdu ve ben de 23 Nisan çocuk bayramında bu yazıyı hazırlamayı borç bildim. Adile Naşit kısa ömrüne inat, uzun ve başarılı işler yapmış bir sanatçıdır. Sinemadan tiyatroya televizyon programcılığı da eklenince başarı listesi hayli ilerler. Onun ileriki nesillere aktarılması oldukça önemlidir. 1987 yılında kaybettiğimiz Adile Naşit geride onlarca film bıraktı…Biz onu sevecen ve iyi kalpli bildik. Gönüllerimize taht kurdu. Rol arkadaşı Münir Özkul ondan şu sözlerle bahseder.

“Adile ile tanıştığım zamanlarda ben yarı talebe, yarı profesyoneldim, o ise çoktan profesyonel olmuştu.

Gördüğüm en kabiliyetli kadındı diyebilirim. Babasından miras kalmış olan sanat yeteneği onun başarılı olmasında çok etkili olmuştu. Adile hayatı acılarla dolu olan bir insandı. Ama acılı olduğu anlarda bile üzüntüsünü belli etmezdi. Bazı insanlar vardır ne zaman oynuyor ne zaman kendini yaşıyor anlayamazsınız. Adile onlardan biriydi işte. Üzüntülü olduğunu bildiğim zamanlarda bile neşeli olması oyunculuğu ile hayatını nasıl birleştirdiğinin güzel bir örneğidir. Büyümüş gibi görünse de o hep bir çocuk saflığında insandı. Başarılı bir sanatçıydı, iyi niyetliydi, sevecendi, cana yakındı, çok iyi bir dosttu.” 5

Bizden sana selam olsun!

KAYNAKÇA

1- Öz Arslan Sibel, Eleştiriler Perspektiften Yeşilçam Yıldız Sistemi ve Bir Anti-Yıldız Olarak Adile Naşit Marmara Üniversitesi SBE Radyo, Sinema ve Televizyon Ana Bilim Dalı Sinema Bilim Dalı   Yüksek Lisans Tazi İstanbul 2018 S: 125-Özturan, H. (11 Aralık 2014). Adile Naşit’i Adela Olarak Anmak. https://www.filmloverss.com/adile-nasiti-adela-olarak-anmak/ (13 Haziran 2018).

2http://earsiv.sehir.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/11498/50667/001526448006.pdf?sequence=1

3- Öz Arslan Sibel, Eleştiriler Perspektiften Yeşilçam Yıldız Sistemi ve Bir Anti-Yıldız Olarak Adile Naşit Marmara Üniversitesi SBE Radyo, Sinema ve Televizyon Ana Bilim Dalı Sinema Bilim Dalı   Yüksek Lisans Tazi İstanbul 2018 S: 125   İstanbul, 2018 S:125 İlkbahar, R. (2017). Gülmekle Ağlamak Arasında Adile Naşit. Masa Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi, Sayı.8.

4-Öz Arslan Sibel, Eleştiriler Perspektiften Yeşilçam Yıldız Sistemi ve Bir Anti-Yıldız Olarak Adile Naşit Marmara Üniversitesi SBE Radyo, Sinema ve Televizyon Ana Bilim Dalı Sinema Bilim Dalı   Yüksek Lisans Tezi İstanbul 2018 S: 127- Çeliker, S. (24 Eylül 2016). Hiç Başrol Oynamayan Star: Adile Naşit, Gazete Duvar. http://www.gazeteduvar.com.tr/sinema/2016/09/24/hic-basrol-oynamayan-staradile-nasit/ (14 Haziran 2018).

5-Show Gazetesi Pazar Dergisi

Sosyal Medyada Paylaşın:

2 yorum

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM