radmin
radmin
rdmnportal@gmail.com
O’nun Bebeği / Samet Koca
  • 7
  • 169
  • 27 Aralık 2019 Cuma
  • 1 Yıldız2 Yıldız3 Yıldız4 Yıldız5 Yıldız
    6 Kişi oy verdi
    Ortalama puan: 4,50.
    Bu yazıya oy vermek ister misiniz?
    Loading...
  • +
  • -

Bugün konuğum ” O’nun Bebeği “kitabının yazarı Samet Koca. Yükselen bir kalem ve uzun zamandır okuduğum en iyi kitaplardan biri olduğunu belirterek sizleri bu güzel röportajla baş başa bırakıyorum. 1-Samet Bey biraz kendinizden bahseder misiniz? Merhabalar Ahu Hanım. 33 yaşındayım, evliyim bir kızım var. Denizli’de yaşıyorum, Tekstil sektöründe desen-tasarım işiyle uğraşıyorum.  2-Yazarlık ve tekstil oldukça […]

Bugün konuğum ” O’nun Bebeği “kitabının yazarı Samet Koca. Yükselen bir kalem ve uzun zamandır okuduğum en iyi kitaplardan biri olduğunu belirterek sizleri bu güzel röportajla baş başa bırakıyorum.

1-Samet Bey biraz kendinizden bahseder misiniz?

Merhabalar Ahu Hanım. 33 yaşındayım, evliyim bir kızım var. Denizli’de yaşıyorum, Tekstil sektöründe desen-tasarım işiyle uğraşıyorum. 

2-Yazarlık ve tekstil oldukça farklı sektörler değil mi, eğitiminiz ne üzerine?

Evet birbiriyle alakası olmayan işler 🙂 Pamukkale Üniversitesi Tekstil ve Anadolu Üniversitesi İşletme bölümlerinden mezun oldum. Ama edebiyat ve sanata olan ilgim kendimi bildim bileli hep vardı.

3-Yazma serüveniniz nasıl başladı?

Babam kütüphane memuru olduğu için çocukluktan itibaren kitaplar içinde büyüdüm.  Okumayı ve araştırmayı her zaman sevmişimdir. Kütüphaneye gittiğim anlarda saatlerce hiç sıkılmadan kitap okumak, ansiklopedilerde merak ettiğim her konuda araştırmalar yapmak sokakta futbol oynamaktan daha keyifli olmuştur benim için. Sorgulayıcı ve anlatmayı seven yapım ise yazma konusunda kendimi geliştirmemi sağladı. Ortaokul dönemimden sonra şiir-şarkı sözü yazarak başladı Yazarlık hikayem. Sonra kısa hikayeler geldi. Ve en sonunda kitaplaşan ilk romanım O’nun Bebeği oldu.

4- O’nun bebeği ne kadar sürede yazıldı?

Hikaye ilk olarak 2006-2007 yıllarında zihnimde oluştu. 2015 yılında yazmaya başladım ve yazma, geliştirme, araştırma, basım derken üç yıllık bir emek sonucunda Mart 2018’de okuyucu ile buluştu O’nun Bebeği.

5-Kitabın basımı sırasında neler yaşadınız, bu nasıl bir süreçti sizin için?

Sektörün dışından biri olduğum için nereden başlayacağımı bilmiyordum. Dosyam hazır olduğunda yayın evleri ile iletişime geçtim. Ben heyecanla yazdığım ilk dosyanın kitap olması hayalini kurarken bazı yayın evlerinin bunu yalnızca ticari getiri olarak algılaması ve bana kitap bastıracak müşteri gözüyle bakmaları şaşkınlığa uğrattı önce. Neyse ki kitabıma inancım ve şansım ile Pay Yayınlarının dosyamı beğenip basmayı kabul etmesiyle fiziki hale dönüştü O’nun Bebeği.

6- O’nun Bebeği karakterleri ve kurgusu hakkında bilgi alabilir miyiz?

Yetimhanede büyüyen kimsesiz Aylin ile Özel Numan Sağlık Hastanesi sahiplerinin tek oğulları olan Oğuz’un hiç bir bağları olmamasına rağmen Doktor Mahmut aracılığıyla bir bebek ile hayatlarının kesişmesini kurgulayıp anlattığım sürükleyici bir roman oldu O’nun Bebeği. Doğumun ve ölümün, insanların gelişen tıp ile yaşamlar üzerindeki etkilerinin sorgulandığı gizem, gerilim ve dramın iç içe olduğu sıra dışı bir taşıyıcı annelik hikayesi. Okuyanların sık sık kendini karakterlerin yerine koyarak “Ben olsam ne yapardım?” diye karar verebileceği ve vicdani sorgulamalara kapıldığı bir kitap oldu.

7-Kitapta tüp bebek uygulamasından ve taşıyıcı annelik durumundan bahsediliyor değil mi? 

Evet, mecburi bir taşıyıcı annelik hikayesi ve amacının dışında yapılan bir tüp bebek uygulamasından bahsediyorum kitapta. Daha fazla bir şey anlatıp spoiler vermeyeyim.

8-Kitapta tıbbı terimlere ve uygulamalara oldukça yer verilmiş. Tıp ile ilgili konuları nasıl bu kadar detaylı yazdınız?

Hikaye ve olaylar kafamda netti. Sadece bunların mümkünlüğü ve gerçekliği açısından sağlam bir alt yapı oluşturmam gerekiyordu. Ciddiyet, ilgi ve araştırma ile gerçekleşmesi mümkün bir kurgu oluşturdum. Bu anlamda Doktor Ali Ozan Akkal ile çalışmalarımız oldu.

9-Kitapla ilgili aldığınız tepkiler içerisinde sizi en çok şaşırtan ne oldu?

Bir imza gününde kitabımı alan bir okuyucum ertesi gün bana mesaj atmıştı. “Kitabınızı dün gece bir solukta elimden bırakmadan üç saatte okuyup bitirdim, film gibiydi çok beğendim” dediğinde hem çok şaşırmış hem de çok mutlu olmuştum. Sürükleyici bir kitap yazmaya çalıştım ve hedefime ulaşmış olmamı ilk imza günümden sonra böyle bir geri dönüş ile almak beni çok motive etti.

10-Bu kadar sürükleyici bir kitabın filmi veya dizisi olur mu?

İnşallah olur 🙂 Çünkü senaryoya çok uygun bir hikaye. Bir çok okuyucumdan da bu yorumu aldım. ileride bir filme çekilmesi beni de çok mutlu eder.

11-Bir yazar olarak kendinizi nasıl besliyorsunuz?

Yeni şeyler okuyup, izleyerek gündemi takip ediyorum. Sürekli okuyarak farklı konular hakkında fikirler edinmeye çalışıyorum. Özellikle kurgu yazarken konuyla ilgili gerçek hikayeleri ve gerekiyorsa (O’nun Bebeği’ni yazarken tıbbi açıdan araştırıp) onaylar alarak, adli konularda sorgulamalarda bulunarak ilerlemeye çalışıyorum. Yani okumak, gözlemlemek ve araştırmak olarak özetleyebilirim. 

12-Samet Koca bir yazar olarak neler okur?

Gizemli ve ters köşe yapan kitapları büyük bir zevkle okuyorum. Dan Brown, Stieg Larsson, Tess Gerritsen sevdiğim yazarlardan bazıları. İlgimi çeken her konuyu ve yazarı da okumaya çalışırım. Ayrıca roman dışında kişisel gelişim ve psikoloji alanlarında yayımlanan kitapları da takip edip okurum. Psikolojiye ayrı bir ilgim var.

13-Severek izlediğiniz yapımlar nelerdir, dinlemekten keyif aldığınız müzisyenler kimlerdir?

Son zamanlarda yoğunluktan çok fazla vakit ayıramasam da Dark, Stranger Things keyif alarak izlediğim diziler oldu. Game Of Thrones benim için de hayal kırıklığıyla sona erdi. Şu sıralar Jude Law’ın oynadığı The Young Pope ı izliyorum. Film olarak Zindan Adası, Prestij, Altıncı His, Diğerleri aklımda kalan bazı favori filmlerim. Müziksiz bir anımı geçiremeyecek kadar bağımlıyım müziğe. Son dönemlerde Yüz Yüzeyken Konuşuruz ve Adamlar’ı beğenerek dinliyorum. Ve eskilerden vazgeçilmezim Özlem Tekin.

14-Günlük hayatınızda nasıl birisiniz? 

Sıra dışı bir hayatım yok. Her sabah kalkıp işe gidiyorum. İş dışında vaktimi ailemle, kızımla ve arkadaşlarımla geçiriyorum. Yalnızlığı seven bir yapım var aynı zamanda. Bu zamanlarımı da okuyarak, yazarak verimli bir şekilde geçirmeye çalışıyorum. Fırsat buldukça seyahat etmeye çalışıyorum ve yeni yerler görmeyi seviyorum. Son iki yıldır özellikle kitap fuarları sayesinde önceden gitmediğim farklı şehirlere gitme fırsatım oldu.

15- Okuyucularınız ile iletişiminiz nasıl? 

Sosyal medya sayesinde her zaman ulaşılabilir durumdayım. Gerek kitap hakkında gerek hayat üzerine muhabbetlerde rahatlıkla sohbet edebiliyoruz. Bazen sorunlarımızı konuşup dertleşiyoruz. Ayrıca katıldığım imza günleri ile yüz yüze görüşüp tanışmanın keyfini yaşıyoruz. 

16- O’nun Bebeği ‘ni okuyucular çok sevdi. Aylin’in ve diğer karakterlerin sonraki hayatlarını merak ediyorlar. Devam kitabı gelecek mi? 

Kitabı okuyan çoğu kişiden duyduğum soru, hatta talep bu yönde oldu inanın. Bu hikayeyi tek kitaplık kurgulamıştım ama evet önü açık bir hikâye. Şimdi üzerinde çalıştığım başka kitaplarım var belki ileride Aylin’in sonrasını yeniden kaleme alabilirim. 

17-Yeni kitaplar demişken bize çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

 O’nun Bebeğinden sonra yine bir kurgu hikaye yazmaya başlamıştım. Fakat beni çok etkileyen bir aşk hikayesine yakalandım. Duyduğum ilk andan itibaren beni derinden etkileyen bu hikayeyi yazarken buldum kendimi. Duygusal yapım dolayısıyla bu hikayeden arınamayıp onu yazmaya odaklandım ve bitmek üzere. Yazmanın planı olmuyor, yani gelen hikayeye dur diyemiyorsunuz. İkinci kitap olarak öncelikle onu yayımlamayı planlıyorum. Sonra kurgulara devam. 

18-Yazar adayları için söylemek istediğiniz şeyler nedir?

Yeni yazar arkadaşlar öncelikle içlerine sinen bir hikaye yazsınlar ve bunun tamam olduğuna inandıktan sonra yola çıksınlar. Kitapları için uygun gördükleri yayın evleri ile görüşsünler ve bu süreçte sabırlı olsunlar. İnandığınız ve çaba sarf ettiğiniz her şey bir gün hedefine ulaşır. 

19-Röportaj için çok teşekkür ederiz Samet Bey. Son olarak okuyucularınız için sözlerinizi alalım

Bu güzel sohbet için ben de size çok teşekkür ederim. O’nun Bebeği ile çıktığımız bu yolculukta yeni kitaplarla da benimle olmalarını, takipte kalmalarını istiyorum. Yeni arkadaşlar için de belirtmek isterim sosyal medya hesaplarımdan beni takip edebilirler. Her zaman güzel paylaşımlarda buluşmak dileğiyle.

İnstagram: sametkocaofficial
Twitter: samet_koca
Facebook: smtkoca

Sosyal Medyada Paylaşın:

7 yorum

  1. Ne kadar samimi, bizden bir röpörtaj olmuş öğretmenim. Hem size, hem yazarıma teşekkür ederim.

      • Çok keyifli bir röportaj olmuş, sizi daha iyi tanıyabilme fırsatımız da oldu böylece, ne güzel çizilmiş ömrümüz, yazarlık tohumu babanızın görevli olduğu kütüphanede atılmış. Hediye gibi bir başlangıç. Ve “yalnızlığı seviyorum” cümlesi, sanırım yazmayı seven herkesin sığınağı bu. Zuhal Olcay’ın bir şarkısında söylediği gibi; “yalnızlığım yaşamak zorunda olduğum beraberliğimsin” ve elbette kitabı okumak sartboldu. Bu harika röportaj için ikinize de çok teşekkür ederim.

        • Röpörtaj için Ahu Hanım’a tekrar teşekkür ederim. Bu sayede daha iyi tanış olduk bir çok kişiyle. Hayatımızın her anında yaşadığımız her şeyin bir sebebi var aslında. Hiç bir şey rastlantı değil. Buna babamın mesleği ve çocukluk dönemim de dahil dediğiniz gibi. Yalnızlık duygusudur insanı üretime sevkeden ve besleyen. Zuhal Olcay’ın şarkısını da dinleyeceğim 🙂 İyi ki sizlerle kesişti yolumuz, ben de çok mutluyum 🙂

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM