radmin
radmin
rdmnportal@gmail.com
Ah Karaciğerim !
  • 4
  • 123
  • 19 Kasım 2019 Salı
  • 1 Yıldız2 Yıldız3 Yıldız4 Yıldız5 Yıldız
    1 Kişi oy verdi
    Ortalama puan: 5,00.
    Bu yazıya oy vermek ister misiniz?
    Loading...
  • +
  • -

İçsel yolculuğumuz ekseninde, her birimiz hayata çeşitli dallarımızdan bağlandık, bağlanıyoruz. O dallardan bir tanesi zayıf olsa, bağlantı acımasızca kopuveriyor. Sonra gelsin kara kara bulutlar, gitsin ıslak mendiller. Ah karaciğerim ah ! Ah karaciğerim, yüz kaslarım Ye, Dua Et, Sev (Eat,Pray,Love) adlı kitabı okuyanlar ve filmi izleyenler hatırlayacaklardır. Canım Bilge kişi Ketut Liyer der ki; Gözünü […]

İçsel yolculuğumuz ekseninde, her birimiz hayata çeşitli dallarımızdan bağlandık, bağlanıyoruz. O dallardan bir tanesi zayıf olsa, bağlantı acımasızca kopuveriyor. Sonra gelsin kara kara bulutlar, gitsin ıslak mendiller. Ah karaciğerim ah !

Ah karaciğerim, yüz kaslarım

Ye, Dua Et, Sev (Eat,Pray,Love) adlı kitabı okuyanlar ve filmi izleyenler hatırlayacaklardır. Canım Bilge kişi Ketut Liyer der ki; Gözünü kapat ve gülümse. Yüzünde hisset gülümsemeyi. Sonra kalbinde gülümse. Ve en son karaciğerinde gülümseyerek tüm negatif enerjiyi temizle. Vaay… karaciğerinde gülümse diyor:) Filmi 2010 yılında izlediğimde yaşlı bilge Ketut’u pek takmadım. Yüzümün kaslarıyla gülümsemek yetiyordu demek o yıllarda:)

Yıl 2019 ve son ayların içindeyim. Aklıma düştü canım Ketut Liyer ve tekrar film ile göz gözeyim. Bu kez farklı gözle izledim,farklı kulakla söylediklerini içselleştirdim bilgenin. Neden olmasındı? Karaciğerim de gülmeyi hak etmiyor muydu? Onca yediğim besin,aldığım takviyeler ,içtiğim ilaçların posasını temizlemeye çalışıp yorulmuyor muydu? Pekii bu posalar sadece besin artıklarının ve ağızla aldığımız tüm şeylerin artıkları mı? Hiç sanmıyorum. Köşe bucak kaçtığımız duygularımız, öfkelerimiz, kırgınlıklarımız, hayat içindeki adrenalin yüklü hallerimiz, duygusal iniş çıkışlarımız ve daha binlercesi…

Bunların yaydığı zehir nereye gidiyor? Haydi o zaman detoksa demeyeceğim size rahat olun! Tüm bunları düşünüp,filmi izleyip, şu zamana dek okuduğum bir çok kıymetli yazı ve yazarları da düşünerek, yüzümde daima tutmaya çalıştığım,kimseden sakınmadığım, sevgimi, sevincimi belli ettiğim o kocca gülümsememi karaciğerime taşıdım:) Evet evet yaptım bunu! Karşınızda karaciğeriyle gülümseyen, karaciğerine gülmeyi öğreten bir kadın var!

Şimdi sizi de tüm zehirlerden arınmaya davet ediyorum dostlar.İçimizde biriken zehir, kırılmış, dökülmüş kalplerimiz ve diğer yorgun organlarımız, yorulmuş beynimiz, söylemekten bıkmış dilimiz bizim değil! Eveet neden şaşırdınız? Bu yıpranmışlık bizim değil. Biz yapmadık tüm bunları. Kırılmamıza, gözyaşlarımıza ve bu yüklerimize sebep olan bir başkası veya başkalarıysa, yükü neden bizde, neden biz taşıyalım!

Neden gözyaşlarımız daha mühim şeyler için akmasın?

Sizce de canım bilge Ketut haklı değil mi? “Gülümse şimdi tüm içinle” diyor bize. Sen masumsun gülümse. Karaciğerim bunu hak ediyor. Kalbim, ah kalbim en çok kalbim hak ediyor kahkahaları. Madem böyle, buyurunuz bir parça huzura. Ufacık bir meditasyon yöntemi de olsa bu gülümseme hareketi, bir AN da olsa kendinizle baş başa kalıp, toksinlerle mücadele eden tüm organlarınıza bu hediyeyi verin. Belki karaciğerinizi gülümsetmek hoşunuza gider ve yaptıkça beni hatırlarsınız…

Sosyal Medyada Paylaşın:

4 yorum

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM