Özel günler… Hepimizin takıntı haline getirdiği, mutlaka kutlanması gereken günler listesi vardır. Sevgililer Günü, Anneler Günü, Babalar Günü ve daha birçok günde hediye alır hediye bekleriz sevdiklerimizden. Neden Dolu Kadehi Ters Tut 22 ona geleceğiz… Peki neden?? Hatırlandığımızı, unutulmadığımızı bilmek mutlu mu eder yoksa kendimizi avutmak için mi isteriz bütün bu coşkulu kutlamaları… Aslında yaş […]
Özel günler… Hepimizin takıntı haline getirdiği, mutlaka kutlanması gereken günler listesi vardır. Sevgililer Günü, Anneler Günü, Babalar Günü ve daha birçok günde hediye alır hediye bekleriz sevdiklerimizden. Neden Dolu Kadehi Ters Tut 22 ona geleceğiz…
Peki neden??
Hatırlandığımızı, unutulmadığımızı bilmek mutlu mu eder yoksa kendimizi avutmak için mi isteriz bütün bu coşkulu kutlamaları… Aslında yaş ilerledikçe bu özel günlerin de anlamını yitirdiğini düşünenlerdeniz.
Kendimizden yola çıkarak bu kanıya vardık aslında çünkü çocukluğumuzda günler belki de aylar öncesinden doğum günümüze kaç gün kaldığının hesabını yapar, istediğimiz hediyeyi/hediyeleri düşünür, kutlayacak olanların listesini çıkarır eğer kutlamazlarsa da büyük küserdik sırf bu yüzden bir daha hiç konuşmadığımız arkadaşlarımız bile vardır. Çocukluğumuzdan bu yana özel gün denilince aklımıza sadece “doğum günleri” gelir çünkü insanın doğduğu, hayata gözlerini açtığı, ilk defa Dünya’da nefes aldığı bir gün özel olmayacaksa hangi gün özel olacaktı ki? Mutlaka hatırlanması gerekirdi, hediye alınmalıydı ve uzun uzun saat 00.00’ı gösterdiğinde mesajlar atılmalıydı. Geride kalan özel günler unutulsa da olur veya kuru bir tebrik mesajı bile yeterdi (Çocuk aklı işte takıldığı konular hep aynı yerler olabiliyordu)
Geçmişi bir kenara bırakıp bu zamana döndüğümüzde ise yukarıda saydığımız her şey gereksiz bir detay haline geldi bizim için. Yaşımız şu an 22 oldu ve artık akşamları 00.00 saat dilimini beklemeden günü sonlandırıyoruz, arkadaşlarımız uzun mesajlar atmış mı? Yazdıkları güzel mi? Öylesine mi yazılmış, içten mi? diye bakmıyoruz ve hatta artık mesaj bile istemiyoruz. Önceliklerimizin değiştiği, yaşlarımızın ilerlediği hayatımızda artık doğum günlerimiz sadece yaşımıza +1 eklemekten öteye gitmiyor…
Vazgeçemediğimiz şeyler de var tabii… Mesela her sene doğum günümüz, yaşımız, ruh halimizle ilgili şarkıları mutlaka dinler, ezberler ve benimseriz çünkü bizi anlatır ve bizden bir parça barındırır.
Bu seneki şarkımız ise Dolu Kadehi Ters Tut grubundan “22” şarkısı, sizinle de paylaşmak istiyoruz belki siz de “sizden” bir parça bulursunuz.
Zamanı çok geçmiş sanki.
Halbuki henüz 22.
Sağa sola koştururken,
Dalıyordu gözleri bazen.
Dokunmayın ona, kırılgan bu ara.
Küserse eğer, gider uzaklara.