Tabloların Konuştuğunu Fark Ettiğimde |
“Lamartine, ah Lamartine! Gelip de bu hâli görmeliydin. Beş dakika içinde en parlaklarından beş yüz mısra yazmak için ne şairane bir tablo idi!” Araba Sevdası – Recaizade Mahmut Ekrem Hatta gülümsüyordu Tabloların konuştuğunu fark ettiğimde küçücük bir kızdım. Önce onlardan ürktüm, daha sonra içindeki canları hissettim. Küçük bir kız çocuğu iken bile onların varlıkları beni cezbetmişti. Birinde […]
“Lamartine, ah Lamartine! Gelip de bu hâli görmeliydin. Beş dakika içinde en parlaklarından beş yüz mısra yazmak için ne şairane bir tablo
Araba Sevdası – Recaizade Mahmut Ekrem
idi!”
Tabloların konuştuğunu fark ettiğimde küçücük bir kızdım. Önce onlardan ürktüm, daha sonra içindeki canları hissettim. Küçük bir kız çocuğu iken bile onların varlıkları beni cezbetmişti. Birinde bir kadın çığlık çığlığaydı. İçindeki feryat gözlerinden okunuyordu. O kadar acı içindeydi ki benim de yüreğim aynı acıyı yaşadı. Küçük ellerimle kadının yanağına dokundum. Gözyaşı varmışçasına sildim ve tebessüm ettim. Artık tablodaki kadının daha fazla üzülmeyeceğini düşündüm. Hatta gülümsüyordu bile.
Daha sonra öteki tabloya baktığımda çiçekleri gördüm sadece. Ne çok canlı duruyorlardı ne de tamamen cansız… Önce üzerine su dökmeyi düşündüm. Benim yaşlarımdaki biri için makul bir fikirdi. Fakat sonrası da benim için iyi olmayabilirdi. Güneşli bir yere koysam, tablo benden çok ağırdı. Kaldıramazdım. Sonra aklıma bitkilerin sevgi ile de beslendikleri geldi. Yerde bağdaş kurarak oturdum ve artık tablo karşımda kocaman bir hal almıştı. Ona birkaç sevgi cümlesi söyledim. O yaşta bir çocuğa neler iyi gelirse, aynılarını tablonun karşısında deniyordum. Sonra sustum, bekledim. Tabloda hiçbir şey işe yaramıyordu ama ben söylediğim bütün cümlelere susamıştım. Gözlerime belli belirsiz yaşlar düştü. Küçücük aklımla tabloları iyileştirmeye kalkmıştım ama ben yaralar içindeydim.
Tabloların konuştuğunu fark ettiğimde küçücük bir kızdım, şimdi büyüdüm. Onların dilinden daha iyi anlar oldum. Pek sıkı bir arkadaşlığımız yok ama birbirimizi okuyoruz. Tablolar, hepsi ayrı bir sırrı içinde barındırıyor. Ne zaman o sırları çözmeye kalksam farklı bir evrene giriyor ve çıkmak nedir bilmiyorum. Kayboluyorum, seviyorum, boğuluyorum… Herbirinde ayrı şeyler yaşamak ne değerli! Belki tablolar tebessüm etmezler ama kesinlikle anlaşılıyorlar. İnsanlardan daha çok paylaşıyorlar saf duygularını. Küçükken de bir yanım bunu sezmiş, şimdimin bağı o zamandan kurulmuş. İyi ki varlar.
Tabloları hissetmek,
Küçücük bir kızın yüreğinde
Yaşar gibi
Yaşamak gibi
Pürüzlü yolların uçlarında.
Dilara İnak / meleniasanat
“Tabloların Konuştuğunu Fark Ettiğimde” daha yazıyı okumadan başlığı beni sarıp sarmaladı. yazının bu kadar naif olabileceğini hissettim ve yanılmadım . okşadıkça okşadı ruhumu yüreğinize sağlık Dilara Hanım
Çok teşekkürler.
Tabloları hissetmek . Hissedebilse insan , kendine yeni bir dost edinir, belki konuşmaz, karşılık vermez ama insana duygularını hissettirir. Çok keyifli bir yazı olmuş, teşekkür ederim Dilara Hanım.
Ben teşekkür ederim.