KubraNur Sayan
KubraNur  Sayan
kubranursayan@gmail.com
Nasıl Mutlu Olunur?
  • 0
  • 197
  • 18 Aralık 2019 Çarşamba
  • 1 Yıldız2 Yıldız3 Yıldız4 Yıldız5 Yıldız
    1 Kişi oy verdi
    Ortalama puan: 5,00.
    Bu yazıya oy vermek ister misiniz?
    Loading...
  • +
  • -

Hepimiz aslında birer anka kuşuyuz …Ağır adımlarla yürüdüğü sokaklardan geçerken kendi kendine düşünmeden edemiyordu Deborah. Bunca acıdan sonra mutluluğu nasıl bulabilirdi? Nasıl mutlu olunur du? Hayatına birisini nasıl dahil edebilirdi? Hayatına birisini dahil etse bile nasıl güvenebilirdi? Güvense ve beraber olsalar bile nasıl mutlu olabilirdi? Mutluluk denen şey dipsiz bir kuyuya hapsolmuş ve asla kurtulmayı […]

Hepimiz aslında birer anka kuşuyuz

…Ağır adımlarla yürüdüğü sokaklardan geçerken kendi kendine düşünmeden edemiyordu Deborah. Bunca acıdan sonra mutluluğu nasıl bulabilirdi? Nasıl mutlu olunur du? Hayatına birisini nasıl dahil edebilirdi? Hayatına birisini dahil etse bile nasıl güvenebilirdi? Güvense ve beraber olsalar bile nasıl mutlu olabilirdi?

Mutluluk denen şey dipsiz bir kuyuya hapsolmuş ve asla kurtulmayı başaramayacak dünyanın en değerli hazinesi gibiydi onun için. Öylesine arzuluyor, ve arzuladıkça da kaybediyordu. Kaybettikçe savaşıyor ve tekrar kaybedişlerinin ardından amaçsızca hayatta kalmaya devam ediyordu. Ve eğer hayatta kalıyorsa, tekrar denemek için bir daha girişimde bulunuyordu.

”Çok zor olmamalı.” Dedi Deborah. ”Herkes kadar mutlu olmak bu kadar zor olmamalı. Başkalarının kolayca sahip olduğu şeylere sahip olabilmek için hayatımın savaşını verip bir de üstüne kazık yiyeceğim kadar zor olmamalı. ”

Haklıydı da, derinlerde bir yerlerde her ne kadar haklı olmayı istemese de, haklıydı. Haklıydı ve bunu istemeye istemeye inkar edemiyor, kabulleniyordu. Kabulleniyordu çünkü bunu inkar edebileceği ne bir gerekçesi vardı ne de tutunacak dalı. Umutsuzdu Deborah, ama güçlüydü. Ayrıca hırslıydı da. Henüz göremediği bir umut için bile yaşamaya devam edecek kadar hırslı. Görmediği, duymadığı, varlığından bile emin olamayacağı kadar belirsizlikte bir umuda tutunabilecek kadar inançlı. Çünkü o kadar çok yıkılmıştı ki Deborah, Korkutmuyordu onu artık yeni yıkılışlar. O hiç ayağa kalkmadan yaşamaya alışmış, ama her zaman ayağa kalkmaya çalışmıştı. Yine olsa yine yapardı, Çünkü Deborah’tı bu. Başına ne gelirse gelsin bir anka kuşu gibi küllerinden yeniden doğar, yeniden savaşırdı. Savaşçıydı çünkü o. Onun için esas olan zafer kazanmak değil, savaş meydanında olmaktı. Savaşarak ölmek isterdi Deborah, pes ederek değil. Bir kez bile zafer kazanamamış olsa dahi önemli değildi. Yeter ki savaşsın, yeter ki mücadele etsin ve kalbinde inancı taşısın.

Nasıl mutlu olunur Deborah?

Çünkü Deborah’tı bu. Savaşır, kaybeder, yeniden savaşır ve yeniden inanır, ölecek gibi olur fakat anka kuşu gibi küllerinden yeniden doğarak dirilir. Ağlar, acı çeker, yardım ister, anlaşılmak ister, sevmek ister, sevilmek ister, sıradan ve normal bir hayat süren bir insan olmak ister.

Hepimiz birer Deborah’ız aslında. Tüm yıkımlarımıza rağmen savaşırız, mücadele ederiz, tekrar kaybederiz, ancak son nefesimizi verene kadar savaş alanını terk etmeyiz.

Tüm Deborah’lara selam olsun!

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM