YDS sınavına hazırlanırken en önemli konulardan biri de bilinmesi gereken kelimelerdir. Bu makalede, YDS ve YÖKDİL sınavları için önemli olan kelimeleri ve bu kelimelerin nasıl çalışılması gerektiğini ele alacağız. Sınavda başarılı olmak için kelime bilgisinin ne kadar önemli olduğunu unutmamalısınız.

YDS Sınavı Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Yabancı Dil Sınavı (YDS), Türkiye’de yüksek lisans ve doktora programlarına girişte kullanılan önemli bir sınavdır. yds sınavına hazırlanırken öncelikle kelime bilginizi geliştirmeniz önemlidir. Kelime bilgisinin yanı sıra, sınavın formatını ve taktiklerini de öğrenmek gerekmektedir.YDS sınavında başarılı olmak için düzenli çalışma ve pratik yapma önemlidir. yds sınavına çalışırken bol bol deneme sınavı çözmek ve zaman yönetimini iyi ayarlamak gerekmektedir.

• Kelime bilgisini geliştirmek için günlük kelime çalışmaları yapın.
• Soru çözümleri yaparak eksikliklerinizi belirleyin.

YÖKDİL Hazırlık Süreci ve Stratejileri

Yükseköğretim Kurumları Yabancı Dil Sınavı (YÖKDİL), akademik kariyer yapmak isteyenler için önemli bir sınavdır. YÖKDİL’e hazırlanırken disiplinli bir çalışma programı oluşturmanız gerekmektedir. yökdil sınavına çalışırken odaklanma ve motivasyonunuzu yüksek tutmalısınız.YÖKDİL sınavında başarılı olmak için akademik dil becerilerinizi geliştirmeniz önemlidir. Akademik metinleri anlama, çeviri yapabilme ve dilbilgisi konularına hakim olma becerilerinizin güçlü olması gerekmektedir. yökdil sınavına çalışırken bu konulara özel olarak zaman ayırmanız faydalı olacaktır.

• Akademik metinleri anlama becerinizi geliştirmek için düzenli olarak akademik makaleler okuyun.
• Dilbilgisi konularına odaklanarak eksikliklerinizi giderin.

YDS için 100+ Kelime Tekrarı

• consolidate = sağlamlaştırmak
• improvement = iyileş(tir)me, gelişme
• inclination = eğilim (tendency)
• challenging = zorlayıcı, zorlu
• efficiently = verimli bir şekilde
• induce neden olmak; ikna etmek
• draw on = _den yararlanmak
• competence = yetkinlik
• controversy = tartışma, anlaşmazlık
• evident = belirgin, bariz
• drastically = önemli ölçüde
• manifest = göstermek
• lead to = yol açmak, neden olmak
• deterrent = caydırıcı
• prevalence = yaygınlık
• instantaneous = anlık, bir anda olan
• exponentially = katlanarak
• attain = başarmak , ulaşmak
• give up = vazgeçmek, bırakmak
• profitable = karlı
• inquiry = soruşturma, araştırma
• collision = çarpışma
• remarkably = dikkat çekici bir şekilde
• fortify = güçlendirmek (reinforce)
• make up for = telafi etmek
• remnant = kalıntı
• jeopardy = tehlike
• pervasive = yaygın
• intricately = karmaşık bir şekilde
• take on = üstlenmek
• stretch= germek, gerilmek
• conclusion = sonuç
• efficacy = etkililik
• inseparable = ayrılmaz
• notorious = kötü şöhretli
• identify = tanımlamak
• stem from = den kaynaklanmak
• maintenance = bakım
• threat = tehdit
• firmly = sıkıca
• inconclusive = sonuçsuz
• boost = güçlendirmek
• regulation = düzenleme
• exploitation = sömürü
• viable = uygulanabilir (feasible, practicable)
• herald = müjdelemek, haber vermek
• profoundly = derinden
• excuses = mazeretler
• objectives = hedefler
• compelling = zorlayıcı
• accept = kabul etmek
• uniquely = benzersiz bir şekilde
• bring about = sebep olmak
• implication = etki, yansıma, sonuç
• excessive = aşırı (extreme)
• mutually = karşılıklı olarak
• encompass = kapsamak
• come up with = üretmek (fikir, çözüm vs)
• exception = istisna
• distribution dağıtım, dağılım
• tremendous = muazzam, çok büyük
• subtly = algılanması zor bir şekilde
• reject = reddetmek (refuse)
• shift = vardiya; değiştirmek
• accurately = doğru bir şekilde
• utilisation = kullanım
• vulnerable to = savunmasız
• enhance = geliştirmek
• evidence = kanıt
• completely = tamamen
• discriminate = ayrımcılık yapmak
• cope with = ile başetmek
• rest one = dayalı olmak
• prospects = umutlar
• immense = çok büyük
• promote = teşvik etmek
• ensure = güvence vermek, temin etmek
• carry out = gerçekleştirmek (perform)
• expenditure = harcama, gider
• observable = gözlemlenebilir
• significantly = önemli ölçüde
• confront = karşı karşıya gelmek
• rely on = güvenmek
• end up with = sonunda ile karşılaşmak
• worthwhile = değerli
• impressively = etkileyici bir şekilde
• fluctuate = dalgalanmak
• turn over = ters çevirmek
• show off = gösteriş yapmak
• cope with= ile başa çıkmak
• cut off kesip atmak
• deterioration = kötüleşme
• massive = çok büyük
• relatively nispeten
• convey iletmek, aktarmak (transfer)
• depend on = e bağlı olmak
• take up almak = kaplamak, başlamak
• necessitate = gerektirmek
• eager = istekli
• precisely = tam olarak
• stimulate = harekete geçirmek, uyarmak
• look down on = küçümsemek
• account for = oluşturmak; açıklamak
• access = erişim
• come down with = hastalıktan yatağa düşmek
• disruption = bozulma
• turn down = reddetmek (decline)
• extensively = kapsamlı bir şekilde
• purely = tamamen
• notably = özellikle (especially)
• display = göstermek
• arguably = güya, iddiaya göre
• considerably = önemli ölçüde, bir hayli
• put up with = katlanmak (tolerate)