Siz hiç kendinize ait bir yerde köle oldunuz mu? Bugün çok önemli bir şeyden söz etmek istiyorum. Kenya’nın bağımsızlığından. Şimdi diyeceksiniz ki burası Türkiye, bize ne Kenya’nın bağımsızlığından? Ama demeyin. Böyle söylemeyin. Anlatmaya başlamadan önce çok önemli bir şey hatırlatmak istiyorum. Dünyanın neresinde yaşıyor olursak olalım unutmayalım ki dünyada yaşıyoruz. Bazı insanlar Türk, Kürt, Afgan, […]
Siz hiç kendinize ait bir yerde köle oldunuz mu?
Bugün çok önemli bir şeyden söz etmek istiyorum. Kenya’nın bağımsızlığından. Şimdi diyeceksiniz ki burası Türkiye, bize ne Kenya’nın bağımsızlığından? Ama demeyin. Böyle söylemeyin. Anlatmaya başlamadan önce çok önemli bir şey hatırlatmak istiyorum. Dünyanın neresinde yaşıyor olursak olalım unutmayalım ki dünyada yaşıyoruz. Bazı insanlar Türk, Kürt, Afgan, Suriyeli vb. ayrımlar yapıyor olabilir ancak evren böyle bir şey yapmıyor. Nerede yaşıyor olsan ol sonucunda dünyada yaşıyorsun ve sen dünya üzerindeki canlı formlarından birisin. Daha da önemlisi Kenya’daki insanlar da seninle aynı canlı türünden. Unutmayalım ki insan her yerde insandır. Ayrımcılık yapmadan önce ırkların ne demek olduğunu iyice araştırmak gerekir. Her neyse, konumuz bu değil. Kenya’nın başına gelenler bizi de ilgilendiriyor çünkü kendi türlerimiz zarar görüyor. Nerede yaşıyor olursak olalım evrenin bir parçasıyız ve evrende olan her evrensel şey bizi de ilgilendirir.
Kenya, tarihte biliyorsunuz ki İngilizler tarafından ele geçirildi. İngilizler tarafından ele geçirilmesi yeterince korkunç bir olaydı. Ancak daha da korkuncu Kenya halkına kendi ülkelerinde köle muamelesi göstermeleriydi. Kenya halkı bu durumdan doğal olarak memnun değildi ve bir süre sonra sabırları taşmaya başladı. Sabırları taştığında ise Kenya’nın halkından oluşan ve Özgürlük Savaşçıları olarak bilinen toplum isyan çıkardı. Buna tarihte “Mau Mau” direnişi diyoruz. Mau Mau direnişi Kenya’nın bağımsızlığında çok büyük bir rol üstlenmiştir.
İngiliz Sömürge Yönetimine karşı çıkan Mau Mau ayaklanması 1950 yılında başlamıştır. Bundan doğal olarak hoşlanmayan İngilizler Mau Mau direnişlerini tutuklayarak kamplara gönderdi. Bu tutukladıkları direnişçiler arasında Gitu Wa Kahengeri’de vardı.
Gitu Wa Kahengeri muhabirlerden birisine yaptığı açıklamada “Mau Mau hareketi, ülkemizi ele geçirerek bizi 70 yıl boyunca sömüren, haklarımızı inkar eden İngilizlere karşı başlattığımız bir direnişti.” demiştir.
Peki Kenya ne zaman ingilizler tarafından işgal edildi?
1800’lü yıllarda İngilizler tarafından Kenya işgal edildi ve bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmadı. İngilizlerin işgaliyle Kenya halkının bütün hayatı çok büyük değişikliklere uğradı.
1950 yılında başlayan Mau Mau ayaklanması, tutuklamalar sonucunda çok fazla ilerleyemedi. Ancak Kenyalılar özgürlük istiyordu ve kendi ülkelerinde köle olmayı kabullenemiyorlardı. Bu sebepten dolayı Mau Mau ayaklanmasının temellerini 1952 yılında yeniden ve daha sağlam bir biçimde oluşturmaya başladılar.
Tam olarak gerçeği bilemiyor olsak bile Mau Mau ayaklanması ”Mzungu Aende Ulaya – Mwafrika Apate Uhuru”‘ anlamına geliyor. Yani “Beyazları Dışarı Gönderelim – Afrika’ya Özgürlük Getirelim” demek.
Tam olarak gerçeği bilemiyoruz çünkü bu kökenleri çok eski bir dile dayanan bir söz ve Kenya halkının bazıları bu cümleyi doğrularken çok az bir kısmı bunun böyle olmadığını söylüyor.
Fakat bana oldukça mantıklı ve doğru olabilecek bir cümle gibi geldi. Irkçı değilim. Sadece onların gözünden bakmaya çalışıyorum. Düşünsenize, siyahiler ülkemizi işgal etse, bize eziyet etse ve kendi ülkemizde köle olarak kullanılsak siz ne hissederdiniz? Tüm korkunç şeyleri sadece siyah tenlilerin yaptığını düşünün? Ne olursa olsun insan yine de sinirlenir, üzülür ve siyahlardan nefret eder öyle değil mi? Hayır, bunun doğru bir davranış olduğunu söylemiyorum. Bunun insani duygulara göre gayet normal bir düşünce olduğunu söylüyorum. Onlar ne yapabilirdi ki? Çok acı çekiyorlardı ve bütün acıların arkasında da beyaz tenli insanları görüyorlardı! Irkçılık iyi bir şey değildir ancak böyle bir durumda aksini düşünmek çokta mümkün bir seçenek değil. Ancak ben, yine de beyazların tamamının kötü olmadığını savunmaktan yanayım. Yaşanan her şeye rağmen Kenyalılar yine de beyazlara tamamıyla düşman olmadılar. Ve inanın bana bu çok olgun bir hareket.
Mau Mau hareketinden birisi olan Gitu Wa Kahengeri başka bir açıklamasında ise “Onlar gelmeden önce Kenyalılar korkuları olmadan huzur içinde yaşıyordu. Yiyecekleri, hayvanları ve toprakları vardı ama onlar gelince her şeyimizi aldılar. Kenya’ya yerleşen bir Avrupalı 400 hektara kadar devasa arazilere sahipti. Avrupalılar, kendi öz topraklarında hayvanlarını otlatan, tarlasını ekip biçen köylüleri zorla buralardan sürerek topraklarına yerleştiler.” demiştir.
Kenya halkı hiçbir şekilde durumun önüne geçmeyi başaramayınca daha ciddi eylemlerde bulunmaya başladılar. Bunlardan ilki 3 Ekim 1952 günü Thika şehrinde işgalcilerden olan beyaz bir kadını bıçaklayarak öldürdüler. Altı gün sonra ise İngiliz sömürge yönetiminin en büyük destekçilerinden olan siyahi Vali General Waruhiu arabasında ölü bulundu. Kenya halkı hiçbir şekilde bunu saklamadı ve Mau Mau eylemlerinin başlangıcı olduğunu söyledi.
1952 yılında İngiliz Sömürgeciler Kenyalıların eylemleri sonucunda ”Olağanüstü Hal” ilan etmek zorunda kaldılar. Yine Kahengeri başka bir açıklama daha yaptı. Açıklamasında “İngilizler bizi durdurmak adına ellerinden gelen her şeyi denedi. Bizi tutuklayarak hapse attılar, dövdüler, işkence yaptılar fakat başaramadılar ve 1952’de olağanüstü hal ilan etmek zorunda kaldılar.”
“Ülkenin dört bir yanında İngiliz sömürü yönetimine karşı isyan edenler aranırken yakalama haberini önceden alan binlerce direnişçi ise ormanlara kaçarak saklanmaya başladı. Operasyonlarda ben dahil Kikuyu topraklarındaki bütün erkekler tutuklanarak kamplara ve hapishanelere götürüldü. Hapishanelerde aç bırakıldık, işkence gördük, sağlık hizmeti vermediler, insan ihtiyacının olduğu her şeyden bizi mahrum bıraktılar.” demiştir.
Kenya halkı çok uzun yıllar boyunca ormanda saklanarak savaşmak zorunda kaldı. Ormanda saklanmalarının en önemli sebeplerinden birisi de ölmemek için buna mecbur olmalarıydı.
Kahengeri bir başka açıklamasında “7 yıl boyunca ormanda saklandık. Onlarla ormandan savaştık, dışarı çıkıp savaşıp geri ormana kaçıyorduk. İngiliz sömürü yönetimi, direnişi bastırabilmek için Asya ile Afrika topraklarındaki İngiliz orduları emri altında bulunan ve Afrikalı askerlerden oluşan ‘Kralın Afrika Tüfekleri’ isimli 3 bin siyahi askeri Nairobi’ye sevk etti ancak yine de direnişçilerin gücünü kıramadılar. Son çare olarak, ormanda saklanan binlerce Kenyalı savaşçının üzerine uçaklarla bomba yağdırdılar. Haziran 1953’te başlayıp Haziran 1954’e kadar aralıksız tam bir yıl süren hava bombardımanlarında, ormanın içinde saklanan 900 Mau Mau direnişçisi katledildi.” demiştir.
İngiliz hükümetinin tüm çabalarına rağmen Kenyalılar hiçbir şekilde durmak bilmediler ve eylemlerine devam ettiler. Kenyalıları durdurmayı başaramayan ingilizler bir süre sonra pes etmek zorunda kaldı.
Kahengeri başka bir açıklamasında İngiliz hükümetinin haksız yere uyguladığı işkenceleri kabul edip halktan özür dilediğini ve bağımsızlık mücadelesine katılan savaşçılar onuruna Nairobi’ye bir anıt inşa ettiklerini söyledi.
Yaklaşık 7 yıl süren işgal ve mücadelenin sonunda İngilizler yönetimi Kenyalılara devretmek zorunda kaldı.
Bu konu hakkında ise Kahengeri “1963’te tamamen bağımsız olan ülkede Mau Mau hareketinin önemli liderlerinin isimleri bugün sokak ve caddeleri verildi, şehir merkezine heykelleri dikildi.” demiştir.
Bu mücadele sırasında 1952-1956 yılları arasında Mau Mau direnişi sırasında 11 bin 505 direnişçi öldürüldü, harekete destek veren çoğunluğu sivil 5 binden fazla kişi hapse atıldı.