”Öfkeniz yüzünden cezalandırılmayacaksınız, öfkeniz tarafından cezalandırılacaksınız.” / Buda
Bu sözün dünyadaki en anlamlı sözlerden birisi olduğunu düşünüyorum. Ancak ne dediğini anlamak için iyice düşünmek gerek. Tabi siz bunu ilk okuyuşta anlayabildiyseniz bu harika bir şey. Ne yazık ki bir çok insan ömrü boyunca bu sözü anlayamıyor.
Size bunu bir örnekle anlatmak istiyorum.
Düşünmeye başlayın. Birisine karşı çok öfkelisiniz ve bedeli ne olursa olsun yaptığı şeyi ona ödetmek istiyorsunuz. Bunun için planlar kurdunuz ve ona ödetmeyi başardınız. Ancak yaptığınız şeyler yasa dışıydı ve doğal olarak başınız derde girdi. Durumu anlatmaya çalışıyorsunuz, öfkenizin hak etmediğiniz bir ceza almanıza sebep olduğunu düşünüyorsunuz. Hatta yaptığınız şey yüzünden hapse girdiniz. Ama bu sizin suçunuz değildi. Bu öfkenizin suçuydu. Öfkeniz yüzünden cezalandırıldınız ve bu hiç adil değil.
Buraya kadar hemfikiriz değil mi? Başımıza böyle bir durum gelse bir çoğumuz böyle düşünürüz. Çoğu durumda her insan gibi bende bu düşünce sistemine sahip oluyorum. Bu örnek ağır bir örnek tabi ve ben çok daha basit ve ufak şeylerde bu düşünceye sahip olabiliyorum. Ancak yine de bunun doğru bir düşünce sistemi olmadığını artık biliyorum. Bu yüzden bildiğimi size de anlatıp size de yararı olmasını istiyorum.
Şunu düşünün. Hayattaki en korkunç an örnekteki gibi hapse girdiğiniz süre midir yoksa sizi hapse götüren şeyi yaşadığınız süre mi? Hapis suçunuzun sonudur arkadaşlar ve sandığınız kadar korkunç değildir. Hapiste kaldığınız süre boyunca bu sizin için oldukça zor olsa bile inanın bana sizi hapse götüren sebep kadar korkunç olamaz. Her şeyden önce bir insanda ortama adapte olma özelliği vardır. Bir insanı 3 gün eve kapatırsan 4. gün dayanamayıp çıkmak isteyebilir. Ancak bir insanı 3 yıl bir yere kapatırsan onun için korkunç olan orada daha fazla kalmak değil oradan çıkmaktır.
Bu durumda hapsin sebeplerimizden daha korkunç olması mümkün değil. En büyük ceza yaptığınız şeyin sonucunda hapse çarptırılmak değildir arkadaşlar. En büyük ceza hapse çarptırılmanıza sebep olacak durumu yaşadığınız andır. Bunu şöyle özetleyebiliriz, bir zamanlar öfke duymuş olmak korkunç değildir, korkunç olan öfkeyi duyduğunuz andır.
İşte tam olarak bu yüzden herkesin öfke kontrolünü sağlayabilmesi çok önemlidir. Çünkü başınıza gelecek her şey tamamen bunun elinde. Öfkenizi kontrol etmeyi öğrenmek zorundasınız. Çünkü eğer bunu öğrenmezseniz öfkeniz yüzünden değil, öfkeniz tarafından cezalandırılacaksıınız.
Sürekli öfkeli hissetmenin ne kadar korkunç olduğunu biliyorsunuz değil mi? En azından bazılarımız bilir. Mesela ben biliyorum. Yıllarca sürekli öfkeli, kızgın ve üzgün hissettim. Ve size yemin ederim bu başıma gelen en korkunç şeydi. Özgürüm diye bağırırken bile özgür olamıyorsun. Çevrendeki insanlar sana hiçbir şekilde engel olamıyor biliyorum. Öyle bir durumda dünyasal hiçbir engel tanımıyorsun. Seni idam edecek olsalar bile yine de yapacağını yaparsın. Ama özgür değilsin. Her şeyi yapabilme gücüne sahipsin ama seçimlerin senin değil, öfkenin. Bu durumda en büyük engel nedir biliyor musunuz? Ruhunuz. Engel kafanızın içinde. Ve kafanızın içindeki engel büyüdükçe dış dünya engelleri işlemiyor. Tabi bu iyi bir şey değil çünkü dış dünya engelleri ne kadar görünmez olursa iç dünya engelleri o kadar belirginleşiyor.
Dünyanın en zor şeylerinden birisi olsa da ve her zaman başaramıyor olsamda size yine de bir şey söylemek istiyorum. Öfkenizi kontrol etmeyi öğrenin arkadaşlar. Öfke iyi bir şey değildir. İç dünyanız sizin en büyük cezanız. İç dünyanızı bir nimete de çevirebilirsiniz, bir lanete de. Bu tamamen sizin elinizde. Ancak seçiminiz ne olursa olsun, çabalarınız ne olursa olsun yine de bilin ki seçimleriniz yüzünden cezalandırılmadınız, sizi seçimleriniz cezalandırdı.
