Bu edebiyat Recaizade Mahmut Ekrem ile Muallim Naci arasındaki eski edebiyat yeni edebiyat tartışmasında Recaizade Mahmut’un yol göstermesiyle Servet-i Fünun etrafında toplanan gençler tarafından oluşturulmuş bir harekettir.
27 Mart 1891 tarihinde Servet-i Fünun dergisi çıkarılmaya başladı. Dergide bulunan ve eski edebiyat yanlısı olan Muallim Naci’nin oluşu; Recaizade Mahmut Ekrem’e eleştiriler getiriyordu. Servet-i Fünun edebiyatı başlangıcı da Recaizade Mahmut Ekrem’in öğrencisi olan Tevfik Fikret’i derginin başına geçirerek; bu derginin edebiyat konulu olması yönünde oldu.
Servet-i Fünun dergisi, o çağda yaşayan edebiyatçıların eserlerini yayınlıyordu. Bu yüzden dönemin adı da bu isimle anılmaya başladı.
Servet-i Fünun dergisinde yazanlar edebiyata yenilik getirme amacı taşıdıklarından dolayı Edebiyat-ı Cedideciler olarak da ifade edilir.
Servet-i Fünun edebiyatı içerisinde Batı’ya yönelik girişimler de başlayacaktır. Roman türünde Fransız akımından etkilenen yazarlar; bu dönemde yer almışlardır. Flaubert, Balzac, Bourget ve Goncourt Kardeşler’in romanlarından etkilenilmiştir. Batı türünde var olan tür ve teknikleri edebiyatımıza başarıyla yansıtılmıştır. Hikaye, mensur şiir, roman ve eleştiri gibi türler bu dönemde edebiyatımıza giriş yapmıştır.
Tevfik Fikret, Cenap Şahabettin, Hüseyin Siret, Hüseyin Suat, Ali Ekrem Bolayır, Ahmet Reşit, Süleyman Nesib, Süleyman Nazif ve Celal Sahir gibi isimler bu dönemde yer almıştır. Bu dönemde şiir düzyazıya daha da yaklaştırıldı. Duyguları nesirle aktarma yolu Servet-i Fünun edebiyatı kurallarından biri oldu. Bertrand, Baudelaire, Mallerme ve Rimbaud gibi isimler örnek alındı. Bu türdeki şiirler Halit Ziya ve Mehmet Rauf tarafından denendi.
Servet-i Fünun döneminde tiyatroya pek önem verilmedi. Tiyatro eserleri bulunsa da ülkenin durumundan dolayı verimli sayılamadı.
Şiirlerde daha ağdalı bir dil tercih edilse de nesir eserlerde daha sade bir yazı dili tercih edildi.
Servet-i Fünun yazarları dilin estetik yapısına da dönem verdiler. Dilin daha zengin ve daha hoş bir konumda olması adına farklı kelimelere yöneldiler. Bu dönemde Arapça ve Farsça kelime ya da tamlamalara şiirlerinde ağırlık vermekten geri kalmadılar. Servet-i Fünun edebiyatı yazarları daha önceden duyulmamış ve bilinmeyen kelime ve tamlamaları kullanmaya özen gösterdiler. Bu kelimeleri kullanmanın bir yetenek ve gösteriş olduğu algısıyla hareket ettiler.
Türkçe’nin aruza uygulanması konusunda etkili örnekler bu dönemde de izlendi. Özellikle Tevfik Fikret bu anlamda başarı yakaladı.
Manzum türlerdeki eserlerde kesik cümlelere ve uzun tamlamalara dayalı olmasına gerek duydular.
Daha etkili bir sanat anlayışı yakalamak adına yüklem bulunmayan cümlelere yer vermeye gayret gösterdiler.
Tevfik Fikret (1867- 1915)
Eserleri:
Cenap Şahabettin (1870- 1934)
Eserleri: