“Yüzyıllık Yalnızlık Kitap Yorumu” na geçmeden Gabriel Garcia Marquez’in 1967 yılında Meksika’da yazmış olduğu başyapıtlardan bir tanesi olduğunu belirtmek isterim. Yazarın “çocukluk yıllarını edebi bir dille geride bırakmak” amacıyla yazdığı kitap, dünya çapında büyük ilgi ile karşılanmıştır ve klasikleşmiş bir eser olmuştur. Yazarın 1982 yazdığı ve Yüzyıllık Yalnızlık’tan sonra ülkemizde en çok sevilen eserlerinden biri […]
“Yüzyıllık Yalnızlık Kitap Yorumu” na geçmeden Gabriel Garcia Marquez’in 1967 yılında Meksika’da yazmış olduğu başyapıtlardan bir tanesi olduğunu belirtmek isterim. Yazarın “çocukluk yıllarını edebi bir dille geride bırakmak” amacıyla yazdığı kitap, dünya çapında büyük ilgi ile karşılanmıştır ve klasikleşmiş bir eser olmuştur.
Yazarın 1982 yazdığı ve Yüzyıllık Yalnızlık’tan sonra ülkemizde en çok sevilen eserlerinden biri olan Kırmızı Pazartesi’de ülkemizde töre cinayeti olarak adlandırılan cinayetlere benzer bir öykü anlatmaktadır.
“En çok yandığım da, bunca zamanı yitirmiş olmamız.”
Yüzyıllık Yalnızlık, Gabriel Garcia Marquez
Kitabı okuyanların %95 i kitaptan nefret eder, %70 i kitabı yarıda bırakır 🙂 Bu adamı okuduğumda kelimenin tam anlamıyla beynimin yüzeyine yayılan yeni kırışıklıkları hissedebildim. O kadar akıllı ki tamamen aklı başında olduğunu sanmıyorum. Sıfatları ve açıklamaları % 100 MÜKEMMEL ve tamamen saçma diyordum ki üç bölüm okuduktan sonra, mantıklı olmaya başladı … Sonra elimden bırakamadım zaten ? başlarda zorlasa da pes etmeyin sakın ? Büyülü gerçekçilik tarzının öncüsü Marquez (ah seni anlamak gerçekten büyüleyici) …
Belden aşağısı bedenin aşkı, belden yukarısı ruhun.
Yüzyıllık Yalnızlık, Gabriel Garcia Marquez
Büyülü gerçekliğe uygun yazılarda her şey gerçektir. Okuyucu anlatılanlar karşısında hayretler içinde kalmaz ama aslında anlatılanlar bire bir düşünüldüğünde hiç de gerçek değildirler. Rüzgarla uçup giden kadınlar, uçabilen ama yükseklik korkusu olan insanlar vs vs. Aynı zamanda durağan bir kitap.
Roman, yedi kuşak boyunca Buendía ailesinin talihini ve talihsizliğini anlatıyor. Cafcaflı, detaylı cümleleri, geniş karakter kadrosu ve girift hikâyesi ile Yüzyıllık Yalnızlık okunması kolay bir kitap değil. Ancak, yoğun bir romantizm, iç savaş, politik entrika, dünya çapında maceraperestler ve tahmin edebileceğinizden çok daha fazla Aureliano adlı karakter içeren epeyce ödüllü bir kitap.
Size ayrıca Jose Saramago’nun “Körlük” romanını okumadıysanız tavsiye ederim.
Tanıtım Bülteninden
“Yüzyıllık Yalnızlık’ı yazmaya başladığımda, çocukluğumda beni etkilemiş olan her şeyi edebiyat aracılığıyla aktarabileceğim bir yol bulmak istiyordum. Çok kasvetli kocaman bir evde, toprak yiyen bir kız kardeş, geleceği sezen bir büyükanne ve mutlulukla çılgınlık arasında ayrım gözetmeyen, adları bir örnek bir yığın hısım akraba arasında geçen çocukluk günlerimi sanatsal bir dille ardımda bırakmaktı amacım. Yüzyıllık Yalnızlık’ı iki yıldan daha kısa bir sürede yazdım, ama yazı makinemin başına oturmadan önce bu kitap hakkında düşünmek on beş, on altı yılımı aldı. Büyükannem, en acımasız şeyleri, kılını bile kıpırdatmadan, sanki yalnızca gördüğü olağan şeylermiş gibi anlatırdı bana. Anlattığı öyküleri bu kadar değerli kılan şeyin, onun duygusuz tavrı ve imgelerindeki zenginlik olduğunu kavradım. Yüzyıllık Yalnızlık’ı büyükannemin işte bu yöntemini kullanarak yazdım. Bu romanı dikkat ve keyifle okuyan, hiç şaşırmayan sıradan insanlar tanıdım. Şaşırmadılar, çünkü ben onlara hayatlarında yeni olan bir şey anlatmamıştım, kitabımda gerçekliğe dayanmayan tek cümle bulamazsınız.”
(Tanıtım Bülteninden)
”Bir ilişkiyi kadın başlatır, kadın bitirir.
Yüzyıllık Yalnızlık, Gabriel Garcia Marquez
Ama başlatan ve bitiren,
aynı kadın olmayabilir.”
Yüzyıllık Yalnızlık Gabriel Garcia Marquez kitapları arasında en iyisi. Kişisel olarak benim düşüncem bu yönde. Okurken beni kendi dünyasının içerisine çeken, adeta kaybolduğum nadir kitap vardır. İşte onlardan biri. Gabriel Garcia Marquez okumak geldi içimden şimdi. Ellerinize sağlık.
Yüzyıllık Yalnızlık ismini çok duyduğumuz bir kitap. Okuma fırsatım olmadı ama okumayı düşündüğüm kitaplardan. Güzel bir tanıtım yazısıydı. Tebrikler…
Yazarın adını duyunca Meksikalı herhalde dedim daha başlarken:) Yüzyıllık yalnızlık kitabının tanıtım bülteninde gerçekliğe dayanmayan tek cümle bulamazsınız demiş ama rüzgarda uçan kadınlar Meksika dalgasıyla mı uçuyordu acaba:)) Sizin samimi yorumunuz tanıtım bülteninden daha iyi ve derin. Farklı bir kitap ve çoğu insan farklılıkları seviyor. Belden aşağısı bedenin aşkı, belden yukarısı ruhun cümlesiyle biraz oynamak isterim by Duo olarak: Ruhun aşkı insanın sadece yüz kısmında, ondan aşağısı bedenin aşkı.