✔ Dede korkut hikayeleri,destan döneminden halk hikayeciliği dönemine geçişin ilk örneği olarak kabul edilir.
✔ 12 hikâyeyi içine alır. Eserin asıl adı Kitab-ı Dedem Korkud Alâ Lisân-ı Tâife-i Oğuzân’dır. (Oğuzların diliyle Dedem Korkut’un kitabı).
✔ Eserin iki önemli yazması bulunmakta olup bunlar Almanya’nın Dresden şehrinde ve Vatikan’dadır.
✔ Eser, Akkoyunluların egemen olduğu Kuzeydoğu Anadolu bölgesinden XIV yüzyıl sonlarında veya XV. Yüzyıl başlarında halk ağzından derlenerek yazıya geçirilmiştir.
✔ Türk edebiyatının ilk ürünlerinden olan Dede Korkut Hikayeleri Oğuzların, Kafkasya ve Azerbaycan yörelerindeki yerleşme yurt kurumu uğraşlarını ve akınlarını; komşuları olan Rum, Ermeni ve Gürcü devlet veya beyliklerle yaptıkları savaşları; bazılarında kendi iç mücadelelerini; bazılarında da
tabiatüstü varlıklara karşı giriştikleri mücadeleleri konu alır.
✔ Oğuz boylarının çeşitli kahramanlık öyküleri,akıncıların töreleri ve gelenekleri doğal çevre içinde hikaye edilmektedir.
✔ Dede Korkut Hikayeleri yer yer şiir biçiminde yer yer düzyazı biçiminde yazıya geçirilmiştir.
✔ Hikâyelerin nazım ve nesir karışık yazılmaları, kısa olmaları, ayrıntılar üzerinde durmamaları bakımlarından da halk hikayesi karakteri taşıdığı görülmektedir.
✔ Dede Korkut Hikayeleri, Arapça ve Farsçada geçen dini kavramlar dışında Türkçenin seçkin örnekleri arasında yerini alır.
✔ Hikayelerde cümle içi kafiyeler, cümle sonlarındaki seciler, deyimler dikkatini çeker.
✔ Dede korkut Hikayelerinin besmele ile başlayan giriş yazısında, Dede Korkut veya Korkut Ata diye anılan bir kişiden söz edilir, bunun ağzından deyişler ve atasözleri nakledilir. Sonra da zaman zaman Dede Korkut ismi olaylar içinde veya anlatılan şeylerin sonunda ortaya çıkar,olayları tatlıya bağlar, öğütler verir,dua eder,sözü bitirir. Bu yüzden de bu kitabın anlatıcısı olarak kabul edilir.