Son Ada Konusu Livaneli – Son Ada eserinde “cennet gibi” tabiriyle anılan bir adadan bahsedilmektedir. Bu adada yeşiliyle, insanların uyumuyla ve martıların birliğiyle yaşamlarını devam ettiren insanlar vardır. Huzur, sonunda onların kapılarından içeri girmiş ve isimlerin, nesnelerin bile önemsiz olmasını sağlamıştır. Adadaki evler numaralar ile anılır, insanlar birbirlerinin tanıdıklarıdır. Bütün bunların en güzel yanı ise […]
Livaneli – Son Ada eserinde “cennet gibi” tabiriyle anılan bir adadan bahsedilmektedir. Bu adada yeşiliyle, insanların uyumuyla ve martıların birliğiyle yaşamlarını devam ettiren insanlar vardır. Huzur, sonunda onların kapılarından içeri girmiş ve isimlerin, nesnelerin bile önemsiz olmasını sağlamıştır. Adadaki evler numaralar ile anılır, insanlar birbirlerinin tanıdıklarıdır. Bütün bunların en güzel yanı ise siyasi hiçbir sistemin olmayışıdır, çünkü aralarında buna ihtiyaç yok.
Livaneli Son Ada adlı eserinde, siyasetin varlığının olmayışını burada huzur kavramıyla içselleşmiştir. Yaşadığımız ülkeyi ve adayı kıyaslayacak olursak -ki roman boyu bunu yapıyor olacağız- olayların benzerliğini çok fazla göreceğiz. Yazarın bulunduğu konum, toplum tarafından her zaman farklı görünme ve otoriter kişiye başkaldırı, bunlar günümüz olayları ile özdeşleştirilmiş gibidir. Adaya yönetim geldikçe huzur, havada bir sis gibi uzaklara yayılmaktadır. Bu durum en çok martıların zararına olmuştur. Martıların öldürülüşü ve ayaklanışı hep aklıma insan çığlıklarını getirmiştir. Son Ada, siyaseti hem eleştiren hem de bunu öyküleştiren bir roman olmakta ve sürükleyiciliğini kaybetmemektedir.
İnsanlar eşit değildir. Güçlüler ve zayıflar vardır ve hayat bunlar arasındaki mücadeleden ibarettir.
Livaneli Son Ada
Livaneli Son Ada’da baş karakterinde bahsettiği gibi roman oldukça sade bir dil ile yazılmıştır. Tüm bu olanlar roman içinde bir mektup yazımıdır. Ana karakter hem romanın anlatıcısı, hem de mektubu yazan kişidir. Romanı bir mektup üzerinden de okumuş olup yazarı merak etmemiz, ana karakter ile özdeşleşmemizden meydana gelir. Oldukça keyifli bir romandır, ütopya denilecek bir adadan distopyaya dönüşün bir örneğidir. Başlarda keyifle okuyacağınız, sonrası ise içinizin burkulacağı bir kitap olacaktır. Ayrıca bu romanı beğenirseniz George Orwell’in 1984 romanını da sizlere önermekteyim. Sıcacık sarı ışığın altında, başucunuzda bulunması dileğiyle…
Huzurluyduk, kimse kimsenin işine karışmıyordu. Onca yaralanmadan, hayal kırıklığından ve derin acıdan sonra adada edindiğimiz yeni dostlar o kadar yürekten seviyordum ki, buraya ” son ada” adını takmıştım,
Livaneli Son Ada
Evet evet; son ada, son sığınak, son insanı köşeydi burası.
Tek istediğimiz bu dinginliğin bozulmamasıydı.
Dilara İNAK / meleniasanat
Bir türlü kitaplarını okuma fırsatım olmadı. Okumayı en çok istediğim yazar (@kitab_i_lisan)
Benim de okuduğum ilk eseri diyebilirim ve bununla başlamanızı tavsiye ederim 🙂
Okunacaklarımın arasında:)
Lütfen okuduktan sonra benimle yorumunuzu paylaşır mısınız? Kitap eleştirisi paylaşımı gün geçtikçe daha yakın hissettiriyor insanları birbirlerine 🙂
Yazıyı okumaya başladığımda aklımdan geçen “George Orwell 1984” kitabıydı. Yazı sonunda 1984’ü tavsiye etmeniz şaşırtmadı açıkçası; distopik yapı denince muhtemelen herkesin ilk aklına gelen kitap bu. Livaneli Son Ada’yı okumadım henüz ama okuma listemde. Paylaşım için çok teşekkürler.
Ben teşekkür ederim. 1984 daha başka bir dünya olmasına karşın bizim ülkemizin bir distopyasını sunmuş yazar Son Ada’da.